FOÇA BALIK’TAN DETAYLI CEVAP!

Kenan Erçetingöz
Kenan Erçetingöz
Yayın Tarihi : 19-03-2012 18:35
Sadece Çipura konusunda “doyurucu bir balıktır ve genelde yarım servis edilir” sözüne katılmıyorum. Balık fiyatlandırmasında o zaman Çipura yanında tane ya da Kilo=fiyat yazılmalı. Ya da garsonun çok doğru bir yaklaşımla durumu müşteriye doğru anlatması gerektiğine inanıyorum. “Kim büyük parçayı yiyecek? Bütün balık size çok olurdu hanımefendi' gibi cevaplar vermek hiçbir garsonun haddi olmamalı! Müşteri de bir zahmet yerinden kalkıp, mostraya gidip balığını seçmesi ve kaç gramlık, nasıl bir balık yiyeceğini önceden görmesi lazım. Bu da bir balıkçı geleneğidir. Foça Balık İşletme Müdürü Burçin Onay’ın “kendilerini yeniden misafir etmek ve bu talihsiz başlangıcı güzel ve kalıcı bir dostluğa çevirmeyi çok arzu ederim.” sözünü çok sevdim. İşte “Pazarlıkçı”nın amacı bu.. Önemli olan kavga değil, müşteri memnuniyeti.. Teşekkürler Foça Balık, afiyet olsun Kemal Parlar ve kız arkadaşı.. [b]İŞTE FOÇA BALIK CEVABI[/b] Merhaba Kenan Bey Aşağıdaki şikayet maili gördüğüm anki kırgınlığım ve şaşkınlığım ile cevap vermek istemediğimden ve her ne kadar Foça Balık bünyesindeki her bir elemanıma sonsuz güvensem de konuyla alakalı herkesle tek tek görüşmek istediğimden dolayı cevabı ancak bugün yazabiliyorum. Yazılan her şeye birer birer, madde madde cevap vermek isterim. - Beyefendi arabasını otoparka koymak istediğini ancak valenin kendisinden ısrarla anahtarı istediğini yazmış. Valelerimle tek tek görüştüm. Ve buna benzer bir durum daha önce de yaşandığı için gönlüm rahat söyleyebilirim ki durum şöyledir: Misafirlerimiz bazen arabalarını gelip dükkanın önündeki boş alana bırakmak istiyorlar. (Özellikle öğlen saatlerinde, çünkü o zaman dükkan çok kalabalık olmuyor). Ancak şöyle bir durum var ki, maalesef belediye o alana araba park edilmesine müsaade etmiyor. Kişi kendisi yine de anahtar vermek istemez ise 50 mt kadar geride bir otoparkımız var. Pekala oraya kendileri park edebiliyor ve vale de onlara yer gösteriyor. Dükkanın önüne koyulmak istenirse valeler anahtarı istemek zorundalar çünkü misafirlerimizin arabalarının belediye tarafından çekilmesi onların olduğu kadar bizim de tadımızı kaçırır. - Burası 210 kişi kapasiteli bir müessese. Burada değil 5 kişi, 210 kişi olsa dahi karşılamada hiç bir problem yaşanmaması için insan üstü bir çaba harcarız. Çünkü misafirlerimiz bizim için çok değerli ve iyi bir karşılamanın ne demek olduğunu bilecek kadar eski bir müesseseyiz. Yine de beyefendinin anlattığı gibi bir durum yaşandıysa, bu onlara saygısızlık mahiyetinde bir tavır değil, yalnızca ve yalnızca onlarla beraber o an dükkanda bulunan diğer masalarla da ilgilenirken bir an için yapılan insani bir hatadır. Kaldı ki beyefendinin de belirttiği gibi durumu ilk fark eden arkadaş koşarak yanlarına gitmiştir. Bu bizim de çok önem verdiğimiz bir husus olmasına rağmen böyle bir durum yaşandığı için yine de çok ama çok özür dilerim. - Beyefendinin değindiği bir diğer konu: Manzara. Biz Ataşehir'de dükkan açarken, misafirlerimize boğaz, deniz, vs. gibi bir manzara vaat etmedik zaten. Keşke böyle bir imkan olsa ama maalesef yok. Biz misafirlerimize şehrin orta yerinde, evlerine , iş yerlerine yakın olup ama yine de kaliteli bir servis ve lezzet vaat ettik. Kaldı ki bunu layığıyla yerine getirdiğimize gönülden inanıyorum. Açıldığımız ilk günden itibaren gün geçtikçe artan müşteri portföyümüz, haftalık ortalama 950 kişi sayımız, bugüne kadar tüm misafirlerimizin buradan güler yüzle ayrılması ve tekrar tekrar misafirimiz olmaları bunun bir göstergesi olsa gerek. Aylık ortalama 3800 kişiden yalnızca 1 kişi şikayet etse dahi benim için büyük bir üzüntü kaynağı ancak bu öyle bir sektör ki, sizde takdir edersiniz herkesi memnun etmek çok zor. Ancak yine de 3800 kişide 1 kişiyi kendime başarı saysam haksızlık etmiş olmam sanırım. - Garsondan beyaz şarap istenmesine rağmen kırmızı kadeh şarap geldiği yazılmış. Bu çok anormal ve geri dönüşü olamayacak bir hata değildir. Pekala 1 dakika içerisinde sipariş düzeltilebilir. Ancak hesapta gördüğüm üzere kendileri değişiklik yapılmasını talep etmemiş, kırmızı şarapla devam etmişlerdir. - Tüm büyük balık restaurantlarında olduğu gibi bizim de yemek menümüz tabi ki mevcut. Arzu eden tüm müşterilerimize takdim ediliyor. Ayrıca girişte bulunan balık mostramızın önünde duran ayaklı tabelada balıklarımızın günlük fiyatları mutlaka yazar. Yani kişinin fiyatını öğrenmeden balık yemesi ve daha sonra şaşkınlığa uğraması gibi bir durum olası değil. Balık fiyatlarını da biz keyfimize göre değil, o gün bize gelen balığın fiyatına göre düzenliyoruz. - Beyefendinin iddiasına göre kendisine çiftlik çipurası verileceği söylenmiş. Çok üzgünüm ama buna bir anlam veremiyorum. Çünkü biz çiftlik/kültür balığı satmıyoruz. Burada mutlaka bir yanlış anlaşılma olduğuna inanıyorum. Beyefendi balık fiyatlarına bir önceki maddede belirttiğim gibi balık mostrasından bakabilirdi, ya da direkt garson arkadaşımıza sorabilirdi. O zaman böyle bir yanlış anlaşılma da ortadan kalkmış olurdu. Ama dediğim gibi bir yanlış anlaşılma olduğu aşikar. - Deniz çipurası küçük bir balık değildir. 500 gramlık porsiyon olarak ikram edilir. Bu konuda da bir iletişimsizlik söz konusu olduysa ben yine ekibim adına özür dilerim ama çipuranın büyük bir balık olduğu ve tüm bir balığın bir kişi için çok fazla olduğu genelde bilinen bir gerçektir. - Biz Foça Balık Ailesi olarak tüm misafirlerimizin buradan memnun ayrılmalarını prensip edindik. Bunun için de elimizden geleni yapmaya hazırız. Sigara içmeyen misafirlerimize olduğu kadar, sigara içen misafirlerimize de diledikleri konforu sağlamaya çalışıyoruz. Hatta bunu kendi şartlarımızı zorlayarak ve bir takım riskleri alarak yapıyoruz. Misafirlerimize porselen kül tablası değil de onun yerine muadili bir şey sunmamız daha önce hiç sorun olmamıştı. Çünkü tüm misafirlerimiz bunun onların rahatını sağlamak için ayarlanan küçük detaylar olduğunun bilincindeler. - Beyefendi tüm balıkçılarda helvanın ikram edildiğini yazmış. Ben bir balık restaurantı işletmecisi olmanın dışında, aynı zamanda bir balık müşterisiyim. Ve İstanbul genelinde gittiğim onlarca balık restaurantının hiç birinde böyle bir uygulama ile karşılaşmadım. Bir çok restaurantın aksine ise biz de sıcak içecek ve meyve ikramdır. Beyefendinin beklentisine bu şekilde karşılık veremediğimiz için üzüldüm. - Hesap konusunda ise yeterince açıklama yaptığımı düşünüyorum. Yine de bahsi geçen misafirlerimizin hesaplarını açıp inceledim. Şarap, balık, salata, tatlı ve kuverden oluşan bir hesap. Balık tercihleri farklı olsaydı daha uygun bir fiyata gelebilirdi ancak Foça Balık Restaurant genelinde adam başı 65 TL oldukça normal bir fiyat. Ortalamamız zaten normalde 75-120 TL arasıdır. Biz beyefendinin belirttiği gibi "kazık" değil "kaliteli" bir restaurantız. Bu kalitede başka bir restaurantta da aynı şeyler yine aynı fiyata gelecektir. - Son olarak, ben, Foça Balık Restaurant'ın müdürü olarak bu olay yaşanırken dükkanda değildim. Bire bir "Çok kazıksınız, bizi kazıklıyorsunuz, gidin bu hesabı düzeltin !" gibi bir tavır karşısında kalmak beni çok üzer ve kırardı. Ben dükkanda olsaydım dahi bu hesapta bir düzeltme yapamazdım, kaldı ki böyle bir ithamdan sonra, bu hesapta bir değişiklik yapmam benim gözümde "Biz size yüksek fiyat vermiştik, ama madem fark ettiniz, bari düzeltelim" demekten başka bir şey değildir. Bugün öğrendiğim son şey ise şu olmuştur: Hesabı masaya götüren garson arkadaşım, hesaba kızan misafirimize, "Servisle veya başka her hangi bir şeyle ilgili şikayetiniz var mıydı ?" sorusuna "Hayır her şey çok güzeldi, yalnızca hesap çok geldi. Kazıklıyorsunuz bizi" cevabını almıştır. Yani bu mailde yazılan hiç bir şeyi beyefendi orada belirtmemiş, aksine her şeyin çok iyi olduğunu sadece hesabı beğenmediklerini dile getirmiştir. Şimdi duruyorum düşünüyorum ve buna bir anlam veremiyorum. Biz burada profesyonel bir ekip, bir aile olarak çalışıyoruz. Foça Balık ailesi tam 8 yıldır bu sektörde başarılı bir şekilde hizmet veriyor. Her şeye rağmen misafirlerimiz bizim için çok değerli, onları kırmak, küstürmek asla istemeyiz ama burada hepimiz insanız. Hatalar tabi ki olur. Amaç bunları minimum da tutmaktır. Böyle bir mail aldığım için tekrar söylüyorum ki çok üzgünüm ve elimden geldiğince size tüm detaylarıyla açıklamaya çalıştım. Umarım bu maili okuyacak olan misafirimiz de okuduktan sonra beni anlayacaktır. İlk izlenim çok önemlidir, ancak kendilerini yeniden misafir etmek ve bu talihsiz başlangıcı güzel ve kalıcı bir dostluğa çevirmeyi çok arzu ederim. Bu duruma aracı olduğunuz için tekrar teşekkür eder, saygılar dilerim. Burçin Önay İşletme Müdürü Foça Balık Restaurant [b]FOÇA BALIK ŞİKAYETİ [/b] Kenan Abi, Geçen hafta sonu kız arkadaşımla spor sonrası öğle yemeğinde balık istedi canımız. Yakın olduğu için Ataşehir'de yeni açılan Foça Balıkçısı'na gitmeye karar verdik. Bir karar ki, ufak ve basit bir İstanbul'un göbeğinde balık yeme zevkini hem bize haram ettirdi hem de cüzdanımıza epeyce zararı oldu. Anlatayım.. Vakit öğle vakti, koca otoparkın boş olmasına ve arabamı kendim parketmeme rağmen vale hala anahtar istedi benden. Vermedim tabii ki. Restorana girdiğimizde normal olması gereken karşılanma olmadı ve biz nereye oturalım diye bakadururken uzaktan bir garson koşar gibi gelerek bizi yönlendirdi. Restoran'da tahminen 50 civarında masa var ve bunların sadece 2'si dolu idi biz girdiğimizde. Üstü kapalı olmasına rağmen sigara içilen taraf olarak tanımlanan, yola ve ötesindeki büyük bir inşaatın iskele dolu muhteşem şantiyesine bakan (Lütfen dikkat, boğaz manzarasına hiçte benzemeyen bir manzara bu) pencerinin önündeki bir masaya oturduk. Arkadaşım "şarap var mı" diye sordu. Bu durumda şarap menüsü yerine garsonun sadece "var" cevabı geldi. Birer kadeh beyaz şarap söylememize rağmen gelen şarap kırmızıydı. Hani restoran kalabalık olsa anlayacağım hata yapmış olabilirler diyecem ama, müşteriden çok garson vardı işletmede! Tipik kazıklama restoranlarında olduğu gibi, yemek menüsü hak getire idi... Garson balık çeşitlerini saydıktan sonra birer çupra yemeğe karar verdik. Çiftlik çuprası olduğunu söyledi garson sorduğumuzda. Balığımız geldiğinde gözlerime inanamadım! Bir balığı ikiye bölmüşlerdi ve kim büyük parçayı yiyecek diye de sorma gafletinde bulunuyorlardı! Arkadaşım neden bir kişiye tam balık getirmediklerini sordugunda "Bütün balık size çok olurdu hanımefendi" diye bir cevap geldi! Garsonlar aniden diyetisyen olmuş, bizim adımıza karar veriyorlardı! Kültablası olarak rakı kadehleri için kullanılan su dolu kuyu buz kabı getirdiler. "Bu mudur kültablası" diye sordugumuzda "evet" dediler, zabıta gelirse masada kültablası görmez ve ceza yazmaz dediler! Balık sonrası tatlı için helva istedik. Normal balıkçılar bunu sormadan ikram olarak getirir, aklınızda bulunsun. Ama Foça geleneği olmalı herhalde, hesaba ayrıyeten yazılmıştı bu helva. Hesap derken, en önemli konuya geldik... Birer kadeh şarap ve bir balığın iki yarısı için 130 TL hesap geldiğini görünce gözlerime inanamadım. Spor sonrası hafif ve sağlıklı bir yemek hızla sinir sistemlerimizi allak bullak ediyordu. Hesaba tekrar baktım ve bir çiftlik çuprası için 65 TL bedel yazıldığını gördüm! Garsona "çiftlik balığına bu kadar fiyat biçilir mi" diye sorduğumda, "hayır efendim o deniz çuprasıydı" cevabı geldi! Garsondan hesabı müdürüne götürerek tekrar gözden geçirmesini rica ettim. Aynı şeyi hangi normal, saygı değer bir restoranda yapsam, müdür masamıza kadar gelip durumu açıklama nezaketini gösterir, bildiğiniz gibi Kenan Abi. Burada öyle bir durum olmadı tabiiki. Net ve olumsuz bir cevaptan sonra hesabı ödedik ve arkadaşıma bu konuyu size yazacağıma dair söz vererek restorandan ayrıldık. Ben fena halde kazıklanmakdan ziyade, şikayetimi, normal bir öğle yemeğinin neden boş bir restoranda iki sıradan insana zehir edilmesi gerekliliği üzerine kuruyorum Kenan Abi. Gerçekten gerekli mi bu tavır sizce? Saygılarımla... Kemal Parlar