* * *
Sevgili Kenan Abi,
Hanımefendiden gelen şikayet mektubunu üzülerek okudum. Bu sektöre Park Şamdan 34, ben ve Ersoy ise 30 yılı aşkın süredir hizmet ediyoruz. Gelen şikayete tek tek cevap vermek istiyorum.
Birincisi rezervasyonla ilgili şikayet almamak için tüm rezervasyonları hiç bir restoranda görülmemiş bir titizlikle ben alıyorum. Beyefendi ile konuşan da benim. Restoranın yapısı gereği sabit oturum sistemimiz sebebiyle deniz kenarına birinci masa olarak tek masa yapma şansımız fiziki olarak yok, bu bilgi de kendilerine telefonda verildi. Hanımefendi ve eşinin oturduğu masa her açıdan denize hakim bir masadır. Kaldı ki 100 kişilik bir restoranda iyi masa kötü masa gibi bir ayrım olamaz.
Yemeklerle ilgili şikayetler
Masaya gelen, kötü olarak adlandırılan ekmek, yanında servis edilen tereyağ markamızın 34 yıldır kullandığı bir karışımdır; zevkler ve renkler tartışılmaz deyişinden hareketle hanımefendinin beğenmediği karışımın nasıl yapıldığını öğrenmek isteyen müşteri sayımız gerçekten çok fazla.
Tabaktaki garnitürlerle ilgili yorumuna da katılmam mümkün değil. Zira dünyanın bir çok kaliteli restoranında olduğu gibi bizler, bu mutfağın köklerine sadık kalarak sunum yapıyoruz. Tarzımızın bu olduğu da 3 nesil müşterilerimiz tarafından bilinir.
Şikayete konu olan masa konulması hepimizin yakından tanıdığı bir dostumuzun masada oturan arkadaşları tarafından davet edilmesi ile diğer masalardan izin alınarak konmuş misafirimizin yanındaki 3 masada izin vermiştir bu masanın konduğu yerde deniz kıyısı değildir.
Tuvaletlerle ilgili şikayete gelince son bir haftadır soğuk esen rüzgarlar sebebi ile mekanın soğuk olması sebebiyle bayan müşterilerimizin talebiyle kapatılmıştır. Yoksa açma kapama düğmesi elimizde olan bir air conditionı açmamak için özel bir sebebimiz olamaz.
Saygılarımla
A.Emre Ergani
* * *
[b]Ottomans Park Şamdan'dan şikayet var![/b]
Şikayeti Emre Ergani ile paylaştıktan sonra vereceği cevaba göre durum değerlendirmesi yapıp, mağdur okuyucumuzu bilgilendireceğim..
* * *
Kenan Bey Merhabalar,
Les Ottomans Hotel'de evlendiğimiz için 2.evlilik yıl dönümümüzde, 'hem yine otelde oluruz; hem de yeni mekan Park Şamdan'ı denemiş oluruz.' Diye evlilik yıl dönümü yemeğimizi burada yemeğe karar verdik.
Eşim yaklaşık 10 gün önceden mekanı arayarak rezervasyon yaptı ve telefonda evlilik yıl dönümümüz olduğunu, denize en yakın masalardan birini ayırmalarını önemle rica etti. Telefondaki bey; hiç merak etmememiz gerektiğini, denizin tam kenarındaki masaların 4 kişilik olduğundan onları ayarlayamayacağını, fakat onlara en yakın iki kişilik masayı mutlaka ayarlayacağı sözünü verdi.
Dün (01 Temmuz) akşamı mekana rezervasyon saatimiz 20:00 civarında gittiğimizde, yer gösteren Sinan Bey bizi neredeyse giriş kapısının kenarındaki bir masaya aldığında önce şaşırdık fakat kendisini çağırarak bize verilen sözü ve ne kadar öncesinde aradığımızı hatırlattık. Sinan Bey bu özel günde bunu yaşattığı için duruma çok üzüldüğünü ve elinden geleni yapmaya çalışacağını söylese de, sonunda tüm rezervasyonlu masalarının geldiğini ve elinden başka bir şey gelmediğini belirtti. Çok rahatsız olmuş olsak da, aksaklık bu ya olur dedik ve bu önemli geccemizin mahvolmaması için yemeğimizi sipariş ettik. Bu sırada saat 21:45'e kadar denize yakın iki kişilik masalardan birinin boş tutulduğunu önemle belirtmek isterim. (Yemeklerin tatları ve servis hakkında yorumlarımı ise en sona bırakıyorum.)
Keyfimizi kaçırmamak adına boş masaya da takılmadık ama derken bize kesinlikle boş masa bulamayan Sinan Bey başka bir beyefendi ile heyecanla masa ve sandalye taşımaya başladı. Deniz kenarındaki dörtlü masaların tam yanına, neredeyse restoranın orta kısmına, servisi bile engelleyecek şekilde, (ki üst sınıf restoranlarda buna çok dikkat ederler siz de çok iyi bilirsiniz.) bir anda dört kişilik bir masa konuldu ve servis başladı.
Masaya gelen misafirler, magazinden aşina olduğumuz, Türkiye'de yeme içme sektöründe de tanınmış bir aileden kişilerdi. (Burada lafım asla aileye değil yanlış anlaşılmasın, onlar kendilerine sunulan yere tabi ki oturacaklar.)
Tüm bu yaşananlardan çıkan sonuç; benim için Park Şamdan'da soyadınız tanınmış değil ise, Emre Ergani yada yetkili başka birinin yakını, tanıdığı değilseniz size olması gereken özenin asla gösterilmeyeceğidir. Ve sizin gözünüzün içine baka baka yapamıyoruz diye yalan söylenileceği gibi, aleni bir şekilde terbiyesizlik de yapılacağıdır. Sadece Park Şamdan gibi üst sınıf bir restoranda değil başka hiç bir mekanda hoş karşılanmayacak bu tavır yüzünden bir daha asla gitmeyeceğim ve önermeyeceğim bir mekan olarak kalacaktır.
Yemeklere ve servise de ayrıca gelmek isterim; sanmayın ki kapının yakınına oturduğumuz için yemekleri ve servisi de şikayet ediyorum. Asla! Aşçısından garsonuna oraya emek veren tüm o insanlara büyük saygısızlık olur fakat bana göre büyük kusurlar var.
Bayan lavabolarındaki mumlar ve kremler çok güzel düşünülmüş ama içerisi dayanılmayacak derecede sıcak, sadece ben değil içeride sohbet ettiğimiz bir bayanda aynı konudan şikayetçiydi.
Mekan çok güzel, resmen Ottomans'da başından beri bana göre olması gerektiği gibi kullanılamayan o bölümü canlandırmışlar, ambiyans, dekor, masalardaki kokulu mumlar, aranjman çiçekler her şey çok güzel fakat Park Şamdan ismine ve Hotel Les Ottomans bünyesine yakışmayacak lezzette yemekler bir daha gidilmemesini sağlıyor.
Masaya gelen sıcak ekmekler ve galetalarda sorun yok fakat zeytinli tereyağ olduğunu düşündüğümüz tam anlayamadığımız karışım oldukça kötüydü. Başlangıç olarak gelen dana carpaccio lezzetliydi fakat ana yemek olarak söylediğimiz, ızgara biberli bonfile ve deniz mahsüllü risotto oldukça başarışız ve alelade bir cafe de yenebilecek türdendi.
Bonfilenin yanında servis edilen beyaz pilav ve patates kızartması benim için üst sınıf bir restoranda olmaması gereken bir garnitür kombinidir. Bize hatalarını telafi etmek için yolladıkları rokoko benzeri fıstıklı dondurma ile krema karışımı soğuk tatlı ise kesinlikle çok kötüydü.
Servise gelince; çok sevmeme rağmen bir süre sonra ışığından rahatsız olduğum için söndürdüğüm mumu o sırada boş olan yan masamıza koydum, daha sonradan bu masaya gelen misafirlere yemek servis edilirken dahi o mum hiç bir garson tarafından fark edilmedi. Hiç bir yetkili; ''iki kisilik masada zaten yanan bir mum var neden sönmüş mumda masada duruyor demedi.'' Ve kaldırmadı da.
Garsonumuz çok iyi niyetli ve kibardı, fakat bir garson yemekle beraber gelen hardal/mayonez servisini bizim yemeğimiz bitmeden masadan alıp bitişiğimizdeki yan masaya koydu, bana göre bu ancak mahalle dürümcülerinde yada kebapçılarda olabilecek bir servis şeklidir.
İstanbul ve yurt dışında üst orta yada alt sınıf bir çok restoranı, mekanı denemiş tatmış ve damak tadına da çok güvenen bir kişi olarak söylemeliyim ki bu lezzetleri bu servisle devam ettirdikleri sürece Les Ottamans bünyesinde restoran olarak değil sadece bar olarak devam edebileceklerini düşünüyorum. Emre Ergani gibi başarılı bir işletmeciye yakışmayan bir mekan olduğunu da ayrıca eklemeliyim.
İyi günler dilerim.
Sevde İpek Özdabak