BENİM FARKIM SETLERDEKİ AKICILIK!

Onur Aktaş
Onur Aktaş
Yayın Tarihi : 27-02-2012 12:06
[resim=20120227resim-185211D8][/resim] [b]Marmara Üniversitesi, Almanca Öğretmenliği mezunusunuz ama DJ’lik yapıyorsunuz. Ben de aslında Fizik Bölümü’nü bitirdim ve magazin gazeteciliği yapıyorum. Genelde bu durumu öğrenenler bana neden kendi mesleğimi yapmadığımı ve neyin peşinden gidip buralara geldiğimi soruyorlar. Ben de biraz onlardan kopya çekerek bu soruyu size sormak istiyorum..[/b] Evet Almanca Öğretmenliği okudum, mezun oldum ama hiç öğretmenlik yapmadım çünkü çok seviyordum müziği ve DJ olmayı da çok istiyordum. Buralara kadar geleceğimi, dünyaca ünlü bir isim olacağımı bilemezdim yada planlayamazdım tabii ama hayalim DJ olmaktı sonuçta. Okulu bitirdim, stajımı da yaptım ama ikisi birlikte yürüyemezdi. Biri gündüz diğeri ise gecce yapılması gereken bir iş idi. Ben de o yüzden öğretmenliği değil, DJ olmayı tercih ettim. [resim=20120227resim-185211E3][/resim] [b]Müzik tarzınızı tanımlayabilir misiniz? [/b] Müzik tarzımı aslında “House” ve türevleri diye adlandırabilirz ama şimdi “House” nedir diye soranlar olabilir. O yüzden ben 100% dans müziği olarak adlandırıyorum, çaldığım müziği. Her ne kadar elektronik müzik, dans müziği olarak adlandırılsa da bence karşınızdaki insanları dans ettirmek çok da kolay bir iş değil. Müziğin temposu, çaldığınız parçalar, bunların ard arda sıralanması, dogru zamanda ve uygun yerde geçişler, insanları mekanda tutmakta ve de sürekli olarak dans ettirme konusunda önemli rol oynayan unsurlardır. [b]Sizin tarzınızda müzik yapan örnek aldığınız veya dinlemekten keyif aldığınız DJ’ler var mı? [/b] Açık konuşmak gerekirse yoğun tempomdan dolayı bugüne kadar dinlediğim DJ sayısı çok azdır. Bu isimleri de başından sonuna dikkatli bir şekilde ya da birkaç kere dinleyememişimdir. Bir DJ hakkında yorum yapmak için onu birkaç kere dinlemek gerekli. 15 dakika ya da yarım saat dinleyerek bir DJ hakkında yorum yapmak kesinliklie doğru değildir. [b]Bulgaristan’da En İyi Uluslar Arası DJ seçildiniz ve Tiesto, Armin van Buuren, Carl Cox gibi dünyanın dev isimlerini geride bıraktınız..[/b] Bu isimleri geride bırakabilmek için o ülkede gerçekten bayağı bir seveninizin olması gerekiyor ki Bulgaristan, dünyadaki birçok çaldığım ülkelerin başında gelir ve de aynı zamanda en sık çaldığım ülkedir. Bu ülkede o kadar hayranınızın olması ve size oy vermeleri tabii ki mutluluk verici. Dünya üzerinde Tiesto tabii ki sizden kat kat daha popüler. Ama burada yapılan ankette insanlar popüler ismin değil, gerçekten iyi müzik çalan ismin arkasında olmuş. Bu ülkede de çaldığım etkinliklerde insanların kesinlikle sadece müzik için orada olduklarını ve sabahlara kadar durmaksızın dans ettiklerini her zaman görüyorum. [resim=20120227resim-185211B7][/resim] [b]Türkiye’de başlayan yolculuğunuz dünyaya taştı ve size bir çok ödül kazandırdı. Örneğin DJ Mag’de Top 100 listesine girmeyi başaran tek Türk DJ oldunuz. Daha önce hiçbir Türk bu listeye giremedi. Buradan yola çıkarak kendinizi diğer Türk DJ’lerle karşılaştıracak olursanız, sizi onlardan ayıran ve başarıya ulaştıran en önemli etken sizce neydi?[/b] Bence türk DJ’lere göre değil, dünyadaki tüm isimlere göre düşünmek lazım bunu. Anketleri ve yarışmaları bir kenara bırakıp olaya sahnedeki DJ Tarkan olarak bakarsak çaldığım setlerdeki farklı yönüm ve beni bir çoğundan ayıran en önemli özellik, setlerimdeki kompozisyon yani bütünlük ve akıcılık, karşımdaki insanlarla olan iletişim; yaptığım parçaların ise dünya’nın dört bir yanındaki insanları yakalmış olması ve dünya’nın en önemli isimlerinin de vazgeçilmezleri arasına girmesidir. [b]Genel olarak Türkiye’de yapılan ve çalınan müziğe bakıldığında ülke dışında pek bir başarımız yok. Siz bu başarıya ulaşmış biri olarak ülkemizde yapılan müziği nasıl buluyorsunuz?[/b] Dans müziğinin ikinci baharı olarak adlandırabileceğim 2000’li yılların başında çok güzel etkinlikler yapıldı. Gelen isimler çok önemliydi ve de etkinliklerdeki atmosfer ve eğlence anlayışı mükemmeldi. Birçok insan bu müziği yeni keşfedip sevmeye başladı ve zamanla gelen insan sayısında da gözle görülür bir artiş oldu ancak ne yazıkki çok fazla zaman geçcmeden herkes bu işe soyunmaya başladı ve o dönemi düşündüğümde neredeyse her gecce farklı bir etkinlik yapılıyordu. Bunun da uzun bir süre devam etmesi, insanların heyecanını yıtırmesine sebep oldu ve aynı zamanda ekonomik çöküş de insanların bu partilere olan ilgisinin azalmasında başrol oynadı. Maalesef birçok organizatör bu işi geccelik olarak düşündü. Kimse bu işi uzun vadeye yaymanın planlarını yapmadı ve bu nedenle zamanla organizasyonlarda büyük ölçüde azalma oldu ve bir çok kulüp kapandı. 2012 yılında koskoca İstanbul’da sadece elektronik müzik çalan bir ya da iki kulup kaldıysa gerisini siz düşünün diyorum... [resim=20120227resim-185211C5][/resim] [b]İnternette sizinle ilgili bilgiler toplarken sözlüklerden birinde sizinle ilgili bi yorum dikkatimi çekti. Yorumu yapan arkadaş sigara ve uyuşturucu kullanımına karşı çalışmalar yapan tek DJ olduğunuzu ve bu özelliğinizden dolayı sizi çok sevdiğini yazmıştı. DJ’lerin genellikle bu tarz kötü alışkanlıkları olduğunu da belirtmişti. Siz bu arkadaşın yorumuna katılıyor musunuz? Sigara ve uyuşturucu kullanımına karşı ne tarz çalışmalarda bulundunuz?[/b] Tabii insanların her yerde bunları yazması çok sevindirici. Bugüne kadar bir çok insana sigara ve uyuşturucuyu bıraktırmışımdır. İnanın bazı insanlarla bu konuyu saatlerce konuşuyorum ve onları ikna ediyorum. Bir kişiyi bile topluma sağlıklı bir insan olarak kazandırabiliyorsam ne mutlu bana. Özelikle uyuşturucu’dan vazgeçmeleri gerektiğini, sigaranın da aynı şekilde çok zararlı ve kötü bir alışkanlık olduğunu, bunları kullanmanın savunulacak bir tarafının olmadığını, maddi ve manevi zarar’dan başka birşey olmadığını kim bilir, bugüne kadar kaç kişiye söylemişimdir. Neyse ki mekanlarda artık içilmiyor diyeceğim ama düşününce bazı mekanlarda hala içildiğini biliyorum. Madem bir kural konuldu, o zaman herkes buna uymalı. Bütün mekanlar ve de o mekanların içindeki insamlar. Bu konuda kimse ayrıcalıklı olmadığını bilmeli ve herkes birbirine karşı bu konuda saygılı olmalıdır. Sigara içmek isteyen çıkar, dışarıda içer ve tekrar içiriye geri döner. Kısacası, kimsenin kimseyi zehirlemeye hakkı yoktur. [resim=20120227resim-185211C2][/resim] [b]Peki bu sizin işinizi etkilemez mi? Sonuçta insanlar, alkolün yanında sigara da içmek isteyeceklerdir..[/b] Her yerde içilmezse etkilemez yani bütün kapalı mekanlar bu kuralı uygularsa. Sonuçta bir geçiş sürecidir bu ve zamanla neye alışmıyoruz ki buna alışmayalım? İçki’nin tek başına, diğer elde sigara olmadan da içilebileceğini ve bunun da keyifli olduğunu zamanla herkes öğrenecek ya da öğrenmelidir. Tabii bir de diğier tarafından bakmak lazım olaya, yani birçok sigara içmeyen ve duman’dan rahatsız olan insanalr var ve bu insanlar bugüne kadar kapalı mekanlara, bu sebepten dolayı gitmemiş, gidememiş. Çıkan yasa, bu insanları çok sevindirmiştir ancak bir bakıyorlar, x bir mekanda sigara içiliyor içeride!! Uzun lafın kısası, madem ki kural geldi, o zaman lütfen her yerde uygulansın. Uygulamayanlara da kapatma ya da ağır bir para cezası gelirse, onlar da vazgeçeceklerdir diye düşünüyorum. Herşey, sağlıklı bir yaşam için.. [b]Müzik dışında neler yaparsınız, profesyonel futbol oynadığınız doğru mu? [/b] Futbol oynadım evet ancak profesyonel olamadım. Galatasaray’ın altyapısında kaleciydim ancak sakatlıklar peşimi bırakmadı yoksa bugün karşınızda ünlü bir DJ olarak değil, ünlü bir futbolcu olarak oturuyor olurdum. (Gülüyor). Aslında yaşadığım sakatlıklar, kaderimin değişmesine sebep oldu ama bundan dolayı çok üzgünüm desem yalan olur çünkü müzik, en az futbol kadar sevdiğim bir daldı. [b]Almanya doğumlusunuz ve futbol hayatınız aslında orada başlamış? [/b] Evet, Frankfurt doğumluyum. Küçük yaşlarda futbol oynamaya başlamıştım orada ve de Eıntracht Frankfurt takımında oynuyordum. Çok başarılıydım kalede. Katıldığımız turnuvalarda, finale kaldığımızda, penaltılara kalan bütün maçlarda atılan beş penaltının üç ya da dört tanesini kurtarırdım ve şampiyon olurduk. Ailem, 1985 yılında Türkiye’ye kesin dönüş kararı aldığımda takımın yoneticileri babamla zun uzun konuştular, orada kalmam konusunda ikna edebilmek için ama ne fayda! Arkamda belki de bir futbol geleceğiini bırakıp döndük İstanbul’a.. [b]Peki niye döndünüz?[/b] 12 yaşındaydım buraya geldiğimizde ve Almanya’da biraz daha kalırsak dönmek istemeyeceğiimizi, zorluk çıkaracağıımızı düşünmüş ailem ve bu nedenle bizler daha çocukken bizleri buraya getirmişler. Aslında futbol, buraya geldikten birkaç sene sonra yine devam etti ve bu sefer de Galatasaray’ın file bekçisi oldum ancak az önce bahsettiğim sakatlıklar yüzünden bırakmak zorunda kaldım ancak sakatlıklar geride kaldı ve şimdilerde halı saha ya da büyük sahalarda arkadaşlarla oynamaya devam ediyorum ki bu a beni çok mutlu ediyor. Brnim için futbol bir aşk, bir tutku..asla vazgeçemem.. [resim=20120227resim-185212C5][/resim] [b] Ülkemizde diziler çok revaçta. Takip ettiğiniz diziler var mı? Hangi dizi müzikleri sizi etkiliyor?[/b] Evet izlediğim diziler var. TV’den her hafta izleyemesem de internetten takip ediyorum. Dizi müzikleri konusunda ise favori isimlerim, Toygar Işıklı ve Gökhan Kırdar. Özellikle “Yağmur” ve “Yerine sevemem” adlı şarkıları beni çok etkilemiştir. [b]En sevdiğiniz enstrüman nedir?[/b] Küçükken bateri çalardım ama çalışma masamın lambasına ya da masanın kendisine kalemlerle vurarak! Ritim olayı benim için küçük yaştan beri hep önemli rol oynamıştır hatta belki de ileride yapacağım işin habercisiydi bu kırılan kalemler, zedelenen masa ve lambalar:) Her ne kadar ailem, bateri çalmayı çok sevdiğimi görmüş olsa da bana bir org almışlardı. [resim=20120227resim-185212C3][/resim] [b]Bir de sizin Türk Milli Takımımızın formasıyla çaldığınız geldi şimdi aklıma...[/b] Evet, yurdışında birçok ülkede, özellikle finallere kaldığımız Avrupa ya da Dünya Kupası maçlarının olduğu dönemde gururla giymiştim, arkasında da DJ Tarkan yazan formamızı. [b]Nasıl tepkiler alıyordunuz sizi formayla gördüklerinde? Dünya’nın dört bir yanını dolaşırken çoğu sahnenize bu formayla çıkmanız nasıl karşılanıyor?[/b] Çok iyi tepkiler aldım ve almaya da devam edeceğim :) Zaten Türk bayrağını ve renklerimizi herkes tanıyor dünyada, Milli Takımlarımızın başarıları sayesinde.