BluTV’de geçtiğimiz yıllarda büyük sükse yapan Özge Özpirinçci ve Salih Bademci’nin rol aldıkları ‘İlk ve Son’ adlı dizisinin yeni hikayesi 24 Ekim itibarıyla ekranda olacak. Hazal Subaşı ve Ulaş Tuna Astepe’nin başrolleri paylaştığı yeni ‘İlk ve Son’un yeni bölümleri yine epey ses getirecek.
Senaryosu Hakan Bonomo’ya, yönetmenliği Devrim Yalçın’a ait dizinin görüntü yönetmenliğini ise Jim Gucciardo üstlenmiş. Güçlü kadrosuyla dikkat çeken dizide Senan Kara, Muhammet Uzuner, Sevil Akı, Neslihan Arslan, Zeynep Yüce, Naz Göktan, Seyhan Arman, Azra Aksu da yer alıyor.
Sürpriz isimlerin yer aldığı konuk oyuncular arasında ise Serhat Kılıç, Serdar Orçin, Sarp Levendoğlu, Kaan Sevi, İlker Kızmaz, İsmet Ege Tonbul ve Hakan Atalay var.
Ortaks Yapım imzalı dizide Nilüfer ve Cihan’ın hikayesi, benzersiz bir anlatım ve duygu dolu sahneleriyle kalplerde derin izler bırakacak gibi.
Geçtiğimiz hafta Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen, bu yıl neredeyse tüm ödülleri alan ‘Sivrisinekler’ oyunundan önce bir çay içimi buluştuğum dizinin oyuncularından Senan Kara ile ‘İlk ve Son’u konuştuk.
‘İlk ve Son’ da Nilüfer karakterini canlandıran Hazal Subaşı’nın annesini oynayan sanatçı, kızını işgal eden bağımlı bir anne-kız ilişkisi ile baş edememiş, mutsuz bir kızının hikayesiyle beslenen bir anne karakterini canlandırdığını ifade etti. Bu yaz ortasında İstanbul’un çeşitli semtlerinde iki aylık bir süreçte çalıştıklarını söyleyen sanatçı, kısa bir süreçte ekip ile çok iyi anlaştıklarını ve çok başarılı bir çalışma olduğunu belirtti.
Sivrisinekler adlı oyunu Müze Gazhane sahnesinde ilk izleyenlerdendim. Oyun bana çok farklı gelmiş ve çok beğenmiştim. Senan Kara, bu sene burada canlandırdığı karakter ile birçok ödül aldı. Bu sezonda kapalı gişe sahnelenen oyunda başarılı sanatçı, bilime inanmayan ama tamamen bilim adamı bir ailede büyümüş, kendi başarı gösterememiş bir kadının bilimi reddetmesini sahneye taşıyor; bu kadının ailesi ile hesaplaşması anlatılıyor ‘Sivrisinekler’de… Aslında eser metninin çağdaş olması da dikkat çekici. Sivrisinekler, çok genç bir İngiliz yazarın eseri. Çok yeni yazılmış, beş yaşında bir eser; Sivrisinekler bugünün hikayesi diyebiliriz, pandemide yaşanılanlar ve bilimin reddedilmesi bunu yansıtıyor.
3. Gemlik Film Festivali’nde Ödüller Sahiplerini Buldu!
Bu yıl 3.sü gerçekleşen Gemlik Film Festivali, 19-20 Ekim 2024 tarihleri arasında Gemlik’te gerçekleşti.
Festivalin kapanış gecesi, sanatçı Şenay Gürler’in sunumuyla gerçekleşirken, gecede Türk Sineması’nın değerli oyuncusu Menderes Samancılar’a “Eşref Kolçak Onur Ödülü” takdim edildi. Ayrıca, Serpil Tamur, Altan Erkekli ve Şükrü Avşar’a “Sinemaya Emek Ödülleri” verildi.
Törende, festival kapsamında düzenlenen Kısa Film Yarışması’nın kazananları da açıklandı.
Koordinatörlüğünü Erkan Can’ın gerçekleştirdiği festivalin son günü; jüri üyeleri Serdar Akar, Deniz Çakır, Hakan Algül ve Ercan Mehmet Erdem, “Film Festivallerinin Sektöre Katkıları” başlıklı söyleşisiyle başladı. Jüri üyeleri söyleşide, dijital platformların sinemaya etkileri, toplumsal konuların sinemada işlenmesi, festivallerin genç sinemacılara sunduğu fırsatlar ve alanlar gibi konulara dikkat çekti.
Menderes Samancılar ödülünü alırken, “Burada olmak ve bu ödülü almak gurur verici. Eşref Kolçak abiyle çok çalıştım. Gün gelecek, onun adına verilen ödülü alacaksın, deseler; aklıma gelmezdi. Saygıyla rahmet anıyorum Eşref abiyi. Eşref Kolçak çok vicdanlıydı ama şu an vicdansızların ülkesinde yaşıyoruz. Bu cendereden halkla, emekçiyle, sanat ve sanatçıyla çıkacağız. Silkelenip ayağa kalkacağız, bize çok iş düşüyor. Yolumuz uzun ama atımız yorgun değil. Bu ödülü sokak hayvanları için alıyorum. Bana her zaman destek olan eşime teşekkür ediyorum. O olmasaydı belki burada olmazdım.” dedi. Kendisine verilen zeytin fidanını alan sanatçı, “Belki büyütmek için ömrüm olmayacak ama bu ağacın gölgesinde büyüyecek çocuklar olacak elbette.” dedi.
Türk tiyatrosu ve Türk sinemasına katkıları dolayısıyla “Emek Ödülü”nü alan usta isimlerden Şükrü Avşar, “Herkese çok teşekkür ederim. Sinemaya katkı sunan bu festivaller çok değerli. Çok uzun yıllardır sinemacıyım ve sinemanın her dalında çalıştım. Sinemaya çivi çakan her insan benim için önemlidir. Sinema benim için tutku.” dedi.
Ödül alan Serpil Tamur, “Şu anda çok duygusalım. Kelimelere dökmek çok zor geliyor. Ödülü almaktan dolayı çok mutluyum. İnsanlar sona yaklaştıkça takdir görmek çok güzel. 61 yılını bu mesleğe adamış biri olarak beni bu ödüle layık gören herkese teşekkür ederim. Benim kırmızı çizgim çocuklar. Çocuklara kıymayın, ne olur.” dedi.
Ödül alan Altan Erkekli, “Bana emek veren başta annem olmak üzere, bende emeği olan herkes adına bu ödülü alıyorum. Bu ödül benim değil, sizin.” dedi.
Bu yıl 484 film başvurusuyla rekora imza atan Ulusal Kısa Film Yarışması filmleri; ön jüri üyeleri Ceren Şahan, Hakan Aksun, Arda Erdikmen ve Gültekin Bayır tarafından değerlendirildi. Finale kalanlar arasından ödül alanları belirleyen; jüri başkanı Serdar Akar, jüri üyeleri Deniz Çakır, Ercan Mehmet Erdem ve Hakan Algül tarafından kazananlara ödülleri takdim edildi.
“Kurmaca/Deneysel” dalının birincisi “Eksi Bir”, ikincisi “Satışçının Bir Günü”, üçüncüsü “The Surrogate Girl” filmleri oldu.
“Ulusal Belgesel” dalının birincisi “İyi Ölüm”, ikincisi “Yaren”, üçüncüsü ise “Antroposen” filmleri oldu.
“Ulusal Animasyon” dalının birincisi için jüri üyeleri film belirlemedi. Bu dalın ikincisi “Uzak”, üçüncüsü ise “Yetim” filmleri oldu. Jüri Özel Ödülü’nün sahibi ise “Deq” ve “Kota” filmleri oldu.
Festivalin son gün programında, Eşref Kolçak Onur Ödülü’nün takdim edildiği Menderes Samancılar’ın “Yanmış Orman Kokusu” kitabının imza etkinliği ve “Emek Ödülü”nün takdim edildiği Altan Erkekli’nin söyleşisi de yer aldı. Altan Erkekli, sinema kariyeri, günümüz sineması ve oyunculuk hakkında gelen soruları yanıtladı.
Müjde Kızılkan ile ‘Müjde Müjde Size’!
Mart ayından beri biliyorum ki 'Müjde Müjde Size' projesini, Müjde Kızılkan uzun zamandır çalışmalarını yapıyor. Başarılı sanatçı, onu en son 5 Mayıs akşamı Zorlu PSM'de Erdal Beşikçioğlu'nun yönettiği 'Otomatik Portakal' müzikalinde izlemiştim. Müjde ve ekip sahnede muhteşemdiler.
Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera/Koro bölümünü bitiren Kızılkan, kendini bildi bileli şarkı söylüyor, tiyatroda rol alıyor. Erşan Kuneri adlı Netflix dizisinin müziklerini seslendiren sanatçı, İstanbul'a taşındığı 2017 yılından beri genelde kış aylarında Arnavutköy ANY'de sahne alıyor. Çok da başarılı; bu yaz Bodrum, Çeşme, Kuşadası başta olmak üzere birçok yazlık kulüpte sahne aldı.
Ve şimdi o beklenen projesi 'Müjde Müjde Size' ile 24 Ekim akşamı Dada Salon Kabarett'de sahne alacak.
"Müjde Müjde Size", Müjde Kızılkan karakterinin mizahi üslubuyla, love bombing, gaslighting, ghosting gibi modern ilişki kavramlarını canlı orkestra eşliğinde Türkçe pop şarkılarla irdeleyen interaktif bir sahne performansı olacak. Modern ilişki kavramlarını şarkılar eşliğinde masaya yatıran Kızılkan, kadın-erkek ilişkilerindeki karmaşıklıkları ve toplumsal normları ele alırken çeşitli gösteri unsurlarıyla izleyicilerde iz bırakmayı planlayan bir proje. 'Müjde Müjde Size', yani tiyatral bir anlatımla, siz de belki sahnede, belki oturduğunuz yerden geceye katılabilirsiniz.
'Müjde Müjde Size'de Müjde Kızılkan'ın yanında iki oyuncu ve altı kişilik bir orkestra sahnede olacak.
Mabel Matiz'den Sezen Aksu'ya, Ajda Pekkan'dan Nazan Öncel'e kadar birçok sanatçının şarkıları, hatta Ebru Gündeş'in seslendirdiği 'Sen Allah'ın Bir Lütfusun' gibi yaklaşık 34 şarkıyla Müjde Kızılkan sahnede olacak. Gecenin finalinde DJ Kerem Akçaba'nın seçkileriyle Dada Salon'da bulunacak.
Köprü 25 Ekim’de sinemalarda!
Yapımcılığını Erdal Küçük ve Önder Asru'nun üstlendiği, yönetmenliğini Gürcü Erekle Baduraşvili'nin yaptığı ‘Köprü’ 25 Ekim tarihinde sinemalarda.
Başrolleri Emre Kızılırmak ve Gürcistan’ın ünlü pop yıldızı Nini Baduraşvili paylaşırken, Gürcü sinemasının usta isimlerinden Zurab Tsintskiladze, Kristine İmadadze ve Türk oyuncu Elif Baysal da filmde önemli rollerde yer alıyor.
Çekimleri Tiflis, Batum ve İstanbul’da gerçekleştirilen "Köprü", dostlukları yüzyıllara dayanan Türkiye ve Gürcistan sinema alanında bir ilke imza atıyor. İki ülkenin ilk ortak uzun metraj filmi olma özelliğini taşıyan "Köprü" konusuyla da dikkat çekiyor.
Filmin konusu
Başarılı Türk iş adamı Davut, yıllardır bilmediği bir gerçeği öğrenir: Gürcistan’da bir kardeşi vardır. Bu yeni bilgiyle Gürcistan'a doğru yola çıkan Davut, bir yandan üvey kardeşini bulmaya çalışırken, diğer yandan babasının ölümüne dair gizemli bilgilere ulaşır. Cevapsız sorular bir bir açığa çıkarken, Davut beklenmedik bir şekilde kendini bir dedektiflik hikayesinin ortasında bulur. Aynı zamanda aşk hayatı da gizemli bir boyut kazanır.
Uluslararası Spor Filmleri Festivali Mart 2025’de!
20-22 Mart 2025 tarihleri arasında ilki yapılacak Uluslararası Spor Filmleri Festivali, belgesel sinemacı Gökçe Kaan Demirkıran’ın direktörlüğünde İstanbul’da gerçekleşecek. Festival bünyesinde belgesel ve kurmaca kısa film kategorisinde yer alan filmler yarışacak. Festival başvuruları 31 Ocak 2025 tarihinde son bulacak.
Spor Filmleri Festivali, hem Türkiye’de hem de dünyada benzer temada film çeken oyuncuları, yapımcıları ve yönetmenleri bir araya getirmeyi hedeflerken, İstanbul’da gerçekleşecek olan festivalin gelenekselleşmesi ve her yıl gelişerek devam etmesi de hedefler arasında!
Spor temalı kısa film ve belgesel filmler için yeni bir mecra olmayı planlayan festival, aynı zamanda bu alanda film üretimi yapmak isteyen yönetmenleri ve yapımcıları desteklemeyi amaçlıyor. Festivalin bünyesinde yer alan forum bölümünde spor belgeseli ya da spor temalı kısa film çekmek isteyenlerin projelerine yapım desteği verilecek; forum bölümünün başvuruları 1 Aralık 2024 tarihinde alınmaya başlanacak.
Festival danışmanlığını Prof. Dr. Cenk Demirkıran ve görüntü yönetmeni Hayri Çölaşan’ın üstlendiği festivalde, ayrıca dünyada ve ülkemizde dijital spor içerik üreticileri için de bir seçki yer alacak.
Topraktan Sofraya Edirne!
Edirne’nin yemek kültürünün ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılması, bölgenin gastronomik zenginliklerinin tanıtılması ile ilgili olarak 25-27 Ekim 2024 tarihleri arasında Edirne Valiliği öncülüğünde ‘Topraktan Sofraya Edirne’ adlı proje düzenleniyor.
Etkinlik sürecinde,
Kitap tanıtımı, 11 Balkan Ülkesinin Mutfak Kültürünün tanıtımı, kadın kooperatiflerinin ürettiği ‘Edirne Yöresel Ürünleri’ tanıtımı ve Balkan/Rumeli geleneksel kıyafet defilesi gerçekleşecek.
Edirne, tarihsel ve kültürel mirasıyla olduğu kadar, mutfak kültürüyle de dikkat çeken bir şehrimiz. Bu proje ile geleneksel Edirne mutfağına ait tarifleri günümüz mutfak anlayışıyla birleştirerek, yöresel malzemelerle hazırlanan yemeklerin hikayelerini ve tariflerini içeren kapsamlı bir kaynak kitabı sunmayı hedefleniyor.
Edirne’nin tarihi mutfağını yeniden keşfetmek ve gelecek nesillere aktarmak için büyük bir titizlikle seçilen 101 tariften oluşan ‘Topraktan Sofraya Edirne’ adlı kitap, şehrin gastronomi alanındaki mirasını yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Bu kitapta Osmanlı saray mutfağından halk mutfağına, göçmen yemeklerinden unutulmaya yüz tutmuş yöremizin geleneksel tariflerine kadar geniş bir yelpazede lezzetler yer alıyor. Ayrıca, her tarifin yanı sıra profesyonel aşçılar tarafından hazırlanan yemek videolarına da kare kodlar aracılığıyla kolayca erişilebilmektedir.
Bu kapsamda hazırlanan kitap, Edirne'nin zengin gastronomik geçmişini ve çok kültürlü yemek kültürünü bir araya getiren eşsiz bir kaynak.
“Topraktan Sofraya Edirne” projesi sadece bir yemek kitabı değil, Edirne’nin kültürel hazinelerinden biri olan mutfak mirasının geleceğe taşınması denilebilir. Edirne’nin gastronomi turizmini canlandıracak, restoran ve işletmelere ilham verecek bir çalışma.
‘Kurtlar’ festival yolculuğuna devam ediyor!
61. Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında kısa filmler, bu yıl geçen yıllara oranla daha iyiydi sanki. Birçok yapım izledim bu süreçte. ‘Kurtlar’ belki ödül almadı ama seyirci gözüyle bakıldığında çok başarılı bir projeydi.
‘Kurtlar’, adeta uzun metraj kıvamında bir film. Ecre Begüm Bayrak’ın yazıp yönettiği, yapımcılığını Canberk Dursunoğlu’nun üstlendiği filmin Türkiye prömiyeri 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapıldı.
Yoluna şimdilerde 4. Luma Kısa Film Festivali ve 25. İzmir Kısa Film Festivali Panorama Seçkisi ile devam ediyor.
Oyuncu kadrosunda Hakan Karsak, Anıl Ateş, Ceren Kaçar, Gözde Kısa, Muhammet Kulu ve Zafer Kırdudu rol almışlar.
Filmin görüntü yönetmenliğini Göksel İnağ, yardımcı yönetmenliğini Günay Alioğlu, kurgusunu ise Naim Kanat üstlenirken, özgün müziklerini ise Aytaç Bayladı hazırlamış.
Kurtlar, kaymakam Behçet ve senarist eşi Ilgın’ın, köylülerin çocukların düştüğü ve boğulduğu bir su kanalının boşaltılması için kendilerine baskı yaptıkları bir köye yerleşmelerinin hikayesini anlatıyor.