Geçtiğimiz akşam sevgili Gül Erçetingöz’ün daveti ile Rahmi Koç Müzesi'nde gerçekleşen 2024 EVOO World Ranking Dünya Kalite Sıralaması'nda Dünyanın En İyi Zeytinyağı Üreticisi seçilen Türkiye’mizin en çok ödül alan zeytinyağı olan Novavera’nın tanıtım geccesindeydim.
Novavera, ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu Bahar Alan’ın 2017 yılında Ayvalık’ta faaliyete başlattığı bir kadın girişimci markası. Alan, yaşadığı bir sağlık sorununun ardından en önemli iki değerinin sağlık ve doğayla uyum olduğunu fark ederek, beyaz yakalı rotasını yüzyıllardır zeytin ve zeytinyağının merkezi olan Ayvalık'a çevirmiş ve 25 yıllık kurumsal çalışma hayatının ardından girişimciliğe adım atarak zeytinyağı üretimine başlamış.
Rahmi Koç Müzesi'nin o şahane atmosferinde adeta butik bir lansman ile başlayan Novavera gecesinde, Ekin Karaman Müzik topluluğunun triosu ile müzik dolu keyifli gece, önce Kenan Erçetingöz’ün "Hoşgeldiniz!" deyişiyle başlarken, konuklar arasında bulunan Kaan Sekban’ın esprili sohbeti ile hızlandı.
Geccenin mimarı Gül Erçetingöz’ün, Novavera sahibi Bahar Alan ile yaptığı konuşmada Alan, geçtiğimiz yıl 35 uluslararası yarışmanın sonuçlarına göre yapılan dünya sıralamasında 'Dünyanın En İyi Zeytinyağı Üreticisi' seçildiklerini, İspanyol, İtalyan, Yunan 5 kıtadan asırlardır aşkla meslek olarak zeytincilik yapanlardan endüstri liderlerine kadar bin bir emekle üretilmiş 21.000 zeytinyağının arasından sıyrılıp 'Dünyanın En İyi Zeytinyağı Üreticisi' unvanını kazanmanın gururunu anlatırken, Ayvalık’taki taş binasında üretim yapan Novavera’nın 12 kişinin yarısından fazlasının kadın olduğunu, bu işi Amerika’da aldığı eğitimle kavradığını, sadece soğuk sıkım yaptıklarını, iyi bir zeytinyağı seçmek için iki kritere bakmak gerektiğini; birincisinin düşük asitli olması, diğerinin ise yüksek polifenollü olması gerektiğini ifade ederken, slogan olarak 'Ömrünüze sağlık olmalı' diyip, motto olarak sağlıklı zeytinyağı üretmek olduğunu bir kez daha vurguladı.
Geccede, Divan Otelleri'nde 35 yıldır hizmet veren Şef Faysal Üren’in Novavera zeytinyağı ile hazırlamış olduğu çok özel bir menü vardı. Menünün en ilginç ve güzel yanı da her serviste başka bir şarap tadımının gerçekleşmiş olmasıydı. Şef Faysal Üren o gece başlangıçlarda Pancar Salatası, ana yemek olarak önce Balkabağı Risotto, daha sonra ağır ateşte pişmiş Dana Kürek, tatlı olarak da Bademli Sufle sundu konuklara. Hepsi gerçekten mükemmeldi. Bir diğer ayrıntı da salon şefi Hüseyin Yücel ve ekibinin profesyonelliği oldu, kutlarım hepsini.
Rahmi Koç Müzesi'nde Gül Erçetingöz ev sahipliğinde gerçekleşen Novavera gecesinde Kenan Erçetingöz ve Kaan Sekban dışında Mehmet Yaşin, Dilara Koçak, Murat Güloğlu, İpek İzci, Ender Saraç, İpek Durkal, Serhan Sokulgan, Orkun Bulut, Kaya Demirer, Ahmet Utlu, Balçiçek İlter, Ebru Erberdi, Ebru Erke, Başak Pelister, Eda Güzelcik, Deren Karaca, Mihriban Seyhan, Moshe Aelyon, Bahar Akbulut, Aysun Kaba, Bengühan Bora, Sedef Çalarkan, Ayşe Tolga gibi özel isimler vardı.
*****
Narsizm Nedir?
Figen Ormancı’nın Alan Yayıncılık imzalı ilk romanı “Dementor - Ruh Emici” geçtiğimiz Aralık ayında yayınlandı.
Yazar, narsizmi merkezine alarak okuruna farklı bakış açılarıyla farklı okumalar yapabileceği bir anlatı sunuyor kitapta. Narsist kişilik bozukluğunu, aşk, evlilik, arkadaşlık, aile, iş gibi farklı temalar üzerinden ele alıyor. Bir yandan patolojik bir narsistin zirveden düşüşünü gözler önüne seren roman, diğer yandan mağdurların özgürleşme mücadelesini derinlemesine işliyor.
*****
Kargo Yıllar Sonra Sahneye!
Koray Candemir, Selim Öztürk, Serkan Çeliköz, Mehmet Şenol Şişli ve Burak Karataş’tan oluşan efsanevi kadro...
Türk rock müziğinin efsane grubu Kargo, yıllar sonra yeniden bir araya geldi.
90’lara selam niteliğindeki "Kargo Yarına Kalan Şarkılar" albümünün ardından 2025’te sahnelere dönen grup 15 Şubat tarihinde If Performance Hall Beşiktaş’ta sahne almıştı.
İstanbul konserleriyle başlayan bu büyük buluşma, Mart ayından itibaren Anadolu turnesiyle devam edecek.
"Yarına Ne Kaldı", "Yüzleşme", "Son Defa", "Boğaziçi" gibi klasikleşmiş Kargo şarkıları, zamansız ruhunu koruyarak dinleyicileriyle yeniden buluşmaya hazırlanıyor.
Rock müziğin Türkiye’de ana akıma taşınmasında büyük rol oynayan Kargo, bu turneyle hem eski hem de yeni nesil dinleyicilerini bir araya getirecek!
KARGO 2025 TURNESİ TAKVİMİ
22 Mart – Jolly Joker, Ankara
5 Nisan – Hangout PSM, İzmir
12 Nisan – The Bar, Antalya
19 Nisan – Milyon Performance, Eskişehir
2 Mayıs – Hayal Kahvesi, Kocaeli
*****
KADIN AKADEMİSYENLER 8 MART’TA SEKA KAĞIT MÜZESİ'NDE
Kocaeli’de bulunan SEKA Kâğıt Müzesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında anlamlı bir sanat etkinliğine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
"Kadın Akademisyenler" Sergisi, sanatın disiplinler arası gücünü vurgulayarak, akademik dünyada yer alan kadın sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor.
Küratörlüğünü E. Begüm Savcın ve Şeniz Kabadayı Yuvarlak’ın üstlendiği sergide, farklı akademik disiplinlerden gelen kadın sanatçılar, özgün eserleriyle sanatseverlerle buluşacak. Sanat ve tasarımın ortak bir anlatımla buluştuğu bu etkinlik, akademik ve sanatsal üretimin iç içe geçtiği özgün bir platform oluşturmayı amaçlıyor.
Serginin açılışı 8 Mart 2025 tarihinde, saat 14.00’te SEKA Kâğıt Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda gerçekleşecek. 17 Mart’a kadar ziyarete açık olacak sergi, kadın emeği ve yaratıcılığına dikkat çekmeyi hedefliyor.
Sanatseverler, açılış töreni sırasında eser sahipleriyle bir araya gelerek sanatçılarla birebir iletişim kurma ve eserleri yakından inceleme fırsatı bulacak. Kadın Akademisyenler Sergisi, kadın sanatçılar için güçlü bir ifade alanı yaratırken, sanat ve akademinin buluştuğu bir köprü niteliği taşıyor.
Katılımcı Akademisyenler
Arzu PARTEN ALTUNCU – Kocaeli Üniversitesi GSF Heykel Bölümü
Asiye YÜKSEL – Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol MYO Özel Güvenlik ve Koruma
Asuman DAŞDEMİR – Kocaeli Üniversitesi GSF Grafik Bölümü
Ayfer AYDEMİR – Kocaeli Üniversitesi Hereke MYO Görsel, İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı
Banu APAYDIN – Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü
Begüm MÜTEVELLİOĞLU – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Berna KILIÇOĞLU – Topkapı Üniversitesi Grafik Tasarım Programı
Büşra GÖKSU UYANIK – Kocaeli Üniversitesi GSF Temel Eğitim Bölümü
Deniz DEMİRARSLAN – Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık Bölümü
Derya YILMAZ ÖZŞEN – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi GSF Heykel Bölümü
Didem ATİŞ – Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü
Duygu SABANCILAR – Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü
E. Begüm SAVÇIN – Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Tasarım Fakültesi İç Mimarlık Bölümü
Ebru Ceren UZUN – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü
Ebru ÖZYURT – Maltepe Üniversitesi GSF Çizgi Film ve Animasyon Bölümü
Ecem HATİPOĞLU KİRİŞ – Kocaeli Üniversitesi GSF Grafik Bölümü
Ekin DEVECİ – Kocaeli Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Elif ÇİMEN – Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü
Elif Fatma KARABAY SALİHOĞLU – Kocaeli Üniversitesi MTF İç Mimarlık Bölümü
Emel GÜRAY – Kocaeli Üniversitesi GSF Temel Eğitim Bölümü
Esra YAKABAĞ – Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık Bölümü
Gökçen YAVAŞ – Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
Huri KİRİŞ BÜYÜKGÜNER – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Hülya KÜPÇÜOĞLU – Topkapı Üniversitesi GSF Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Resim Bölümü
Hünkar YILMAZ IANIELLO – Kocaeli Üniversitesi GSF Heykel Bölümü
Hürü KAYA – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi GSF Fotoğraf Bölümü
Işıl EĞRİKAVUK – Berlin University of Arts (UdK), Media and Communication Department
İrem ÇOBAN – Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dijital Oyun Tasarımı
Medine SİMOOĞLU – Kocaeli Üniversitesi GSF Grafik Bölümü
Melihat TÜZÜN – Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi GSTMF Resim Bölümü
Mine CAN – Kocaeli Üniversitesi Değirmendere MYO El Sanatları, Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Programı
Müge GÖKER PAKTAŞ – Marmara Üniversitesi GSF İç Mimarlık Bölümü
Nazlı Buse KÖKÇÜ – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü
Nermin DEMİRKOL – Kocaeli Üniversitesi GSF Seramik Bölümü
Neslihan KIYAR – Kocaeli Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Nilgün KESKİN ŞENER – Kocaeli Üniversitesi Değirmendere MYO, El Sanatları, Seramik, Cam ve Çinicilik
Oylum TUNÇELLİ – Hereke Ömer İsmet Uzunyol MYO Görsel, İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı
Öykü SEVERGÜN – Kocaeli Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Özgür Suna KARAALAN – Kocaeli Üniversitesi GSF Grafik Bölümü
Pelin Güleda KARADENİZ – Kocaeli Üniversitesi GSF Geleneksel Türk Sanatları
Safiye BAŞAR – Kocaeli Üniversitesi GSF Seramik Bölümü
Selvihan KILIÇ ATEŞ – Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı Sanatları Bölümü
Sevtap ÖRGEL – Kocaeli Üniversitesi Değirmendere MYO El Sanatları, Kuyumculuk ve Takı Tasarımı
Serpil ŞAHİN – Kocaeli Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Sultan KARAOĞLU – Kocaeli Üniversitesi GSF Geleneksel Türk El Sanatları
Şeniz KABADAYI YUVARLAK – Kocaeli Üniversitesi GSF Fotoğraf Bölümü
Tuba BATU – Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Çan Meslek Yüksekokulu El Sanatları
Yasemin TANRIVERDİ – Kocaeli Üniversitesi GSF Seramik Bölümü
Yasemin SARI BAYER – Kocaeli Üniversitesi GSF Resim Bölümü
Yeter BERİŞ – Gedik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dijital Oyun Tasarımı
Zehra PALA YAVUZYİĞİT – Kocaeli Üniversitesi GSF Geleneksel Türk El Sanatları
Zeynep BİNGÖL ÇİFTÇİ – Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi GSF Resim Bölümü
*****
Mazlum Çimen & Kafa Gerek!
Mazlum Çimen sözlerini ve müziğini lise yıllarında hazırladığı yeni single’ı ‘Kafa Gerek’ geçtiğimiz günlerde müzikseverlerle paylaştı.
Şarkı, hem bireysel hem de toplumsal anlamda kafa karışıklığını, arayışları ve çıkış yollarını sorgulayan bir yapıya sahip.
‘Kafa Gerek’, insanın içsel yolculuğunu, kendini anlamaya çalıştığı anları ve çevresel baskılarla mücadelesini anlatıyor. Mazlum Çimen, sözleriyle dinleyiciyi düşündürürken, müzikal olarak da alışılmışın dışında bir deneyim sunuyor.
Şarkının düzenlemesini de Eylem Pelit yapmış. Şarkının prodüksiyonu, müzikal olarak güçlü bir atmosfer yaratmayı hedefleyen yenilikçi bir yaklaşım içeriyor.
Mazlum Çimen, “Bu şarkı benim için sadece müzikal bir proje değil, aynı zamanda içsel bir yolculuğu anlatan bir hikaye. Kendi düşüncelerimi, toplumla olan ilişkilerimi ve bireysel sorgulamalarımı yansıttığım bir eser” diyor.
*****
Cengiz Bozkurt: Ben Gülüyor Muyum?
Tiyatro ve ekrandan tanıdığım, geçtiğimiz yıl 24. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’nde tanıştığım başarılı oyuncu Cengiz Bozkurt, İnkılap Kitabevi’nden çıkan yeni kitabı Ben Gülüyor Muyum? ile şimdilerde kitapçılarda… İmza gününde, “Bu kitap ile karşınızda oyuncu personasının arkasında saklanmayan bir Cengiz Bozkurt var” sözleriyle dikkat çeken oyuncu, Ben Gülüyor Muyum? ile kendini anlatıyor aslında.
İlk kitabını yazma serüvenine dair konuşan Cengiz Bozkurt, “İlk başta ne yazacağımı bilemedim açıkçası. Çünkü kendimi çok kalem oynatan bir insan olarak görmüyordum. Bu zamana kadar yazdığım ne bir senaryo ne de bir tiyatro oyunu var. Sadece icracı ve oyuncu olarak karşınızdaydım. Ama çok ısrar olunca, bir çocukluk arkadaşımı kaybetme hikayesi üzerinden bir makaleyle başladım. Sonrası da aslında çorap söküğü gibi geldi. Çünkü bir dertleşmeye, iç hesaplaşmaya dönüştü. Kitap ile tam anlamıyla kalbimi açtım diyebilirim; oyunculuk kariyerinin ve personasının arkasına saklanmamış bir Cengiz Bozkurt var karşınızda. Çocukluğum Nevşehir'de geçti, babamın görevi nedeniyle orada doğdum. 10 yaşına kadar Nevşehir, 10-15 yaş arası Sakarya Karasu, 15'ten sonra Ankara ve 25'ten sonra 40 yaşına kadar İngiltere'de yaşadım. Bu yolculuğu, hiçbir şey saklamadan, dürüstçe anlattım. Umarım karşılığını bulur” dedi.
Bozkurt, “25-40 yaş arasını İngiltere'de geçirmeme ve Anglo-Sakson eğitim almama rağmen, hiç kopamadığım Anadolu'nun bağrında, Nevşehir'de doğmuş bir memur çocuğuyum. Büyük bir memleket hasretiyle döndüm ve memleketimin her köşesini çalışarak gezdim, insanlarıyla buluşmuş oldum. Bu, benim için büyük bir zenginlik. Kişi ne kadar yurt dışında yaşasa da, kendinden kaçamaz. Atalarının ruhlarının bulunduğu bu topraklarda, aidiyet duygusundan kaçamaz. Hayatta en büyük güç, aidiyet duygusudur. Ben de bu topraklara aitim. Türkiye'de doğduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum” dedi.
Bozkurt, “Bu yolculuk bende 'Ufak bir senaryo ya da kısa film öyküsü yazabilirim' hissi uyandırdı. Eskiden sadece verilen rolü icra eden bir oyuncu olarak mutluydum. Ama işin yaratım tarafı, yazım tarafı çok başka bir şey. Kalem oynatabildiğimi görünce de zaman buldukça senaryo yazmaya başladım. Artık kendi filmlerimi, kendi yazdığım işleri çekmek istiyorum” dedi.
Söyleşiyi gençlere seslenerek bitiren Bozkurt, “Bu alanda yürümek istiyorsan, hangi alanda olursa olsun, kendini pratiğin içine atmalısın. Okulda öğrendiklerin sette işe yaramayabilir; sette öğrenirsin. Yönetmen olmak istiyorsan rejiden başlamalısın. Oyuncu olmak için ajanslar ve menajerlerle çalışmalısın. Senaryo yazmak istiyorsan da fikirlerini korumayı öğrenmelisin” diyerek tavsiyelerde bulundu.
*****
Bu Aralar 'Kutsal' Konuşuluyor!
Tuğrul Tülek’in yönettiği, Morgan Llyod Malcolm’un yazdığı, anneliğin en zorlu yönlerine dair samimi, gerçekçi ve sarsıcı bir yüzleşme sunan ‘Kutsal’ adlı oyun bu aralar çok popüler.
İkidir gidemediğim ‘Kutsal’ da Seda Türkmen, Neriman Uğur ve Ümmü Putgül’ün dinamik, etkileyici ve duygu yüklü performanslarıyla büyük beğeni topluyorlar. ‘Kutsal’, üç farklı anneyi takip ederken mizahi ve duygusal anlar arasında ustalıkla geçiş yapıyor. Hep “kutsal” olarak tanımlanan anneliğin nasıl katmanlı ve karmaşık bir dönüşüm olduğunun altını çizen oyun, seyirciyi eğlenceli başlayıp şüphelerin gölgesinde gerilimle tırmanan sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor. Giden arkadaşlarım anlatıyor, çok güzeldi, kaçırdın diye.
Tatlı Ekşi Tiyatro’nun ikinci prodüksiyonu, tek perdelik ‘Kutsal’, 4 Mart’ta Ankara MEB Şura Salonu’nda, 12 Mart’ta Moi Sahne’de, 24 Mart’ta Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde sahnelenecek.