Meis Adasında su festivali!

Caner Ural
Caner Ural
Yayın Tarihi : 22-07-2024 16:23

Otuz  yıldan fazladır Antalya’nın tatil beldelerinden Kaş’a  gelirim her seferinde karşı yakada bulunan Meis Adası’nda  her 19 Temmuz'da gerçekleşen ‘Su Festivali’ne  katılmak içimde bir  uhde idi.

Kış aylarından planladığım bu günü birlik etkinliği Kaş’ta yaşayan arkadaşım Sinem Nur’un öncülüğü ile  gerçekleştirdim.

Kaş’dan her gün Meis Adasına karşılıklı  feribot  seferleri düzenleniyor. Biz yolculuğumuzu bu işin erbaplarından Meis Express ile  gerçekleştirdik. Yaklaşık 20 dakika  süren  yolculuk ile  Meis Adası’na giriş yaptık, feribotumuz sahile  yaklaşırken sanki bir  film platosuna geliyormuşuz havası belirdi gözlerimde rengarenk ikişer katlı  evler ile  çevrili adada muhteşem görünümü ile  dikkatimi çekti. Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı  bu küçük ölçekli Meis Adası’nda Kaş’a çok yakın olduğu için Türk telefon operatörleri çalışıyor.

Adanın İtalyanlardan kurtuluşunu kutladıkları 19 Temmuz günü düzenlenen festivali gerçekten oldukça eğlenceli geçti,  bir rivayete göre  Meis’e  gelen Yunan askerlerini gören papaz koşarak denize atlamış ve yüzerek askeri gemiye gittiği söylenerek bu kaçış şimdilerde  'Su festivali' adını almış. 19 Temmuz’da bu eğlenceli festivalde önemli eşyalarınızı su geçirmez poşetlere koymanızda yarar var, yoksa kendinizi denizde ya da bir evden aşağı atılan kova dolusu sular altında bulabilirsiniz.  Bütün günü ıslak geçirme garantisi de var.  

Su Festivali için o gün neredeyse dünyanın her yerinden insan vardı diyebilirim. Bizden ünlü isimler bir ara Uğur Polat, Gani Müjde ve eşi Belma Canciğer gördüklerim arasında idi. Meis Adasının yeni Belediye Başkanı Nikos Asvestis’in önderliğinde  gerçekleşen etkinlikte su kovaları, su tabancaları adeta havada uçtu, dj eşliğimde Yunan şarkılarının çalındığı ortamda sadece müzik ve eğlence vardı, Başkan Nikos mayosu ile mangalın başında idi, yemekler ve içecekler ücretsiz servis edildi. Dikkatimi çeken su kovalarını, su tabancalarını hiç kimse yüzlere fışkırtmıyordu, ben de dans ederken kendimi bir anda Ege’nin sıcak Meis’in mavi bayraklı denizinde buldum o meşhur  yeşil tişörtüm ile.  Bir ara halay çemberinin içinde idim Meis sokaklarında……..

Ada çevresinde birçok tarihi yapı  mevcut. Fazla restaurant  ve cafe yok, hemen sahil tarafında alışveriş için bir market  mevcut.  O gün feribottan inince adanın bir ucunda sahilde ‘Remezzo’ adlı  cafeye oturduk. Kahvelerimizi yudumlarken aynı zamanda snack bar olan mekanda Türk  yemeklerinin olduğunu gördüm. Evet fiyatlar bize  göre acımasız ucuz idi. Öğle  yemeği için yine sahilde bu sefer adanın tam ortasında Su Festivali’nin gerçekleştiği mekanın hemen yanında adanın en popüler restaurantlarından ‘Lazarakis’ adlı mekanın iskelesine kurulduk, deniz ürünleri ve mezeler mükemmeldi. Dönüş evveli adanın girişinde ‘ Faros Beach ‘ de idik, mis gibi denize girdik, Bodrum Türbükü’nün o eski beachlerini andıran mekanda dj eşliğinde Yunan şarkıları ile eller havaya modunda idik, kaliteli ortamda şezlong parası alınmadı, iki az alkollü içkiye toplam  9 Euro ödedim.

 

Aklınızda olsun Feribottan indiğiniz pasaport kontrolünden sonra  tüm mekânlar sağınızda kalan liman bölgesinde bulunuyor.  Bu mekânlardan deniz mahsulleri, şarap, bira, hamur işi gibi çeşitli şeyleri alabiliyorsunuz. Faros Beach in hemen yanında bulunan Osmanlı camii şimdilerde  sadece müze olarak kullanılıyor.

Mies Adası mutfağında geleneksel Yunan yemek kültürü oldukça gelişmiş ayrıca  Akdeniz mutfağının da farkındalığı mevcut.  En ünlü yemekleri soğan dolması salantourmasi, katoumari tatlısı, nohutlu börek, nohut köftesi, Giouvarlakia, kaşık helvası, şerbetli incir ve stravo baklavası damak tadınız için gerçekten uygun.

Yaklaşık 6 saat  kaldığım Meis yani Kastellorizo  sanırım bir süre sonra  sadece kafa dinlemeye geleceğim tatil beldelerinden biri olacak, zamansızlıktan o meşhur Mavi Mağara denilen bölgeyi göremedim demek ki özel olarak yeniden Meis yolları  gözüküyor bana.

 

 

9. ÇANAKKALE BİENALİ “ZAMANA BIRAKMAK”

9. Çanakkale Bienali 4 Ekim – 11 Kasım 2024 tarihleri arasında Çanakkale’de farklı mekanlarda gerçekleşecek. Türkiye’den ve dünyadan sanatçılar ve sanat inisiyatiflerini bir araya getiren Çanakkale Bienali’nin bu yıl “ZAMANA BIRAKMAK” başlığıyla “gençler, teknoloji, gelenek ve gelecek” kavramlarına değinecek.

 Bienal Türkiye’nin yanı sıra Selanik Bienali başta olmak üzere Fransa, İsveç, İngiltere, Japonya ve İtalya’dan kurum ve sanatçıların iş birlikleriyle bu sonbahar Çanakkale’de özgün bir çekim alanı oluşturacak 9. Çanakkale Bienali, kent merkezinin yanı sıra Assos, Küçükkuyu ve Troas Bölgesi'ndeki birçok mekânda gençlerin katılımını, etkileşimini ve iletişimini önceleyen bir yaklaşımla kurgulanıyor. Şimdiye kadar 500'ün üzerinde sanatçıya ev sahipliği yapan Çanakkale Bienali yine farkındalığını gösterecek.

2008 yılından bu yana Çanakkale Bienali İnisiyatifi– CABININ tarafından düzenlenen Çanakkale Bienali, Türkiye’nin en köklü ve özgün uluslararası sanat etkinlikleri arasında yer alıyor. Oluşturulan kavramsal çerçeveler, Çanakkale kentine özgü kültürel, tarihsel ve sosyal değerlerin küresel ölçekteki izdüşümlerine odaklanıyor.

Şimdiye kadar 500'ün üzerinde sanatçıya ev sahipliği yapan Çanakkale Bienali 4 Ekim itibariyle 9’uncu kez sanat tutkunlarının buluşma noktası olacak.

 

Melek Büyükçınar şarkıları geliyor!

2023 yılının en ses getiren filmlerinden Ata Demirer'in ‘Bursa Bülbülü’  filmi hatırlarsanız çok ses getirmiş, şarkılarıyla da dikkat  çekmişti.

Filmi izleyenler   "Bursa Bülbülü'nde şarkıları kim söylüyor" sorusu ile günlerce magazin basınını meşgul etmişlerdi.

Geçen yaz 2. Gemlik Film Festivali kapsamında  sahne alan Melek Büyükçınar’ı keyif ile izlemiştim.

Ve geçen süreçte Bursa Bülbülü'ndeki muhteşem şarkıların yorumcusu Melek Büyükçınar, 2024 yazında ilk profesyonel stüdyo albümüyle müzikseverlerle yeniden 19 Temmuz 2024  tarihinde buluştu. Büyükçınar  "İlk dubleden sonra" adını verdiği albümüyle bu hafta epey  sükse yaptı. Hem de dedesi ünlü bestekar Cavit Deringöl’e ait şarkılar ile.

4 şarkıdan oluşan albümün çıkış şarkısı 80'lerin başında Ferdi Özbeğen'in seslendirdiği "Satmışım Anasını" olurken Melek Büyükçınar ve albümde aranjör ve  prodüktör olarak imzası olan Hüseyin Kırkışoğlu, "Satmışım Anasını" adlı eseri, yepyeni bir soundla müzikseverlerle buluşturdu.

Bu arada albümün adı ise Melek Büyükçınar'ın büyük hayranlık duyduğu  Müzeyyen Senar'ın "İkinci dubleden sonra" isimli albümünden ilhamla "İlk Dubleden Sonra" oldu.Tam bir nostalji aşığı olan Melek Büyükçınar Müzeyyen Senar'ın uğuruna da inanıyor. Sanatçının söylediği şarkılar Satmışım Anasını yanında  Rüyalarda Buluşuruz, Unutama Beni ve Sevmek Günahsa Eğer……

  • Etiketler