Derya Alabora: ‘Aşkın Dünkü Çocukları' Uğur ile ilk filmimiz oldu!

Caner Ural
Caner Ural
Yayın Tarihi : 29-01-2025 19:19

Sezonun en beklenen zengin castı ile dikkat çeken Ordu’nun Ünye ilçesinde çekilen  ‘Aşkın Dünkü Çocukları’ 31 Ocak’ta sinemalarda!

Filmde Muhtar Seyhan karakterini canlandıran tiyatro ve ekranların başarılı ismi Derya Alabora ile  Teşvikiye A 44 Sanat Galerisi’nde buluştuk, hem kahvelerimizi içtik hem sergiyi gezdik, tabii ki ‘Aşkın Dünkü Çocukları’nı konuştuk.

Yapımcılığını CineGenna Pictures’in yaptığı yönetmenliğini Levent Onan’ın yaptığı ‘Aşkın Dünkü Çocukları ‘ filminde eşi Uğur Yücel ile ilk defa bir filmde rol alan  Derya Alabora yanında  Mehmet Özgür, Hülya Avşar, Derya Baykal, Burak Can, Nehir Gökdemir, Bilge Şen, Ümit Çırak, Ali Düşenkalkar, Goncagül Sunar, Mustafa Kırantepe, Meral Çetinkaya, Yıldıray Şahinler, Mustafa Şimşek, Elif İskender, Jessica May rol alıyorlar.

Çekim döneminde  Aşkın Dünkü Çocukları’nın setinde nostalji rüzgârları eserken  oyuncular, çocukluk oyunlarını yeniden yaşayarak filmde canlandırdıkları dünyanın bir parçası olmuş. Film, izleyicilere de çocukluklarına dair anılarını hatırlatırken  ve içlerindeki çocuğu yeniden keşfetmelerine olanak sağlayacak gibi.

Filmin konusuna gelince çocukluktan gelen saf duyguların önemine vurgu yapıyor. Annesi ortadan kaybolan Nodiko’ya destek olmak için bir araya gelen “Ünye’nin Dünkü Çocukları” ekibi, orta yaşı geçmiş insanların da oyun oynayabileceğini, çocuk gibi hissedebileceğini ve yıllara meydan okuyabileceğini gösteriyor. İçindeki çocuğu kaybetmeyenler için unutulmaz bir seyir sunan film, aynı zamanda dostluk ve sevginin iyileştirici gücünü de seyirciye hatırlatmayı hedefliyor. Filmde oyuncuların performansları ve senaryonun nostaljik dokusu, seyircilere zamanın ötesinde bir yolculuk vaat ediyor adeta.

Geçtiğimiz sezon Gain ‘de  Meryem Uzerli’nin başrolü oynadığı ‘RU’ ve Star Tv’de yayınlanan ‘Yalı Çapkını’ adlı dizi de oynayan 2024 yılında 24. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alan Derya Alabora, geçtiğimiz aylarda  vizyona çıkan Ayşe Balıbey’in hikayesi ‘Her Şeyin Başı  Merkür’ adlı sinema filminde rol almıştı, şimdilerde  Gain için çekilen BKM yapımı ‘Mira’ adlı tv dizisinde Nehir Erdoğan, Yiğit Özşener, Funda Eryiğit, Serkan Keskin, Okan Yalabık, Aytaç Şaşmaz gibi özel isimler ile kamera karşısında olan sanatçı  bahar aylarında  Yeşim Ustaoğlu’nun yeni filminde rol alacak. Bu arada Alabora pek yakında  Beren Saat’in yeni dizisi ile Netflix ekranlarında olacak.

  1. Aşkın Dünkü Çocukları  Ünye  çekildi, nasıl bir set  süreci yaşadınız?

Set dönemimiz epey  tatlı  geçti. Ünye’ye ilk defa ‘Aşkın Dünkü Çocukları ‘ için gittim, küçücük şirin bir yer aslında, deniz kenarı oluşu çok güze,  kaldığım yer apart çok iyi idi, sağ olsunlar köpeğim Blanche ile bir ay kadar kaldık orada. Setin her şeyi özellikle zamanlaması mükemmel idi. Mesela set saatim 15.00 ise beni sete 14.50  de alıyorlardı bekleme vs. yoktu. Yönetmenimiz Levent Onan çok tatlı idi, hani hiç tanımadığın yönetmen ile çalışmak biraz zordur ya, o kadar şeker, yumuşak naif bir insandı ki, tüm set  ekibi onunla çalışmaktan memnun kaldık.

 

  1. Filmde kadın Muhtar Seyhan karakterini canlandırdınız kadın muhtar olmak nasıl bir duygu idi, rolünüzden biraz bahsedermisiniz?

Aslında muhtarlıkla ilgili bir  durum yok benim karakterimde, filme adını veren Ünye’nin çocukları orada gerçekten 50 yaşı üstü Ünyeli insanlar çocukluklarını muhafaza etmeye çalışıyorlar özel günlerde mesela 23 Nisanlar, 19 Mayıslar da gençlik oyunları, yürüyüşleri var, hem birlikteliklerini koruyorlar, hem de gençliğin anımsan ması anlatılıyor, ben Muhtar Seyhan ve oyuncu arkadaşlarım biz orada Ünye’nin o çocuklarını oynadık aslında,

 

  1. Filmde bir aşk konusu var, sizce ölümsüz aşkın dünü ve bügünü diye bir şey var mı?

Yok, zaten filmde ki aşk Uğur ile Hülya Avşar’ın yaşadıkları bir aşk, gençliklerinde ayrılmışlar yıllar sonra birbirlerini buluyorlar, o dönemde anneleri babaları çocuklarını ayırmışlar, bizlerin  oynadıkları karakterler onların birleşmesi için çaba sarf ediyorlar. Böyle eğlenceli bir aşk hikayesi oldu.

 

  1. Aşkın Dünkü Çoçukları’nın zengin bir oyuncu kadrosu var, Uğur Bey ile  oynamak nasıldı?

Uğur ile ilk defa  oynadık biz, ‘Aşkın Dünkü Çocukları’ bunca yıl sonra ilk filmimiz oldu.

 Beraber sahnelerimiz var, fakat filmin castı çok kalabalık olduğu için hepimizin minik minik sahneleri var. Valla biz de Uğur ile ilk defa karşılıklı oynuyoruz falan olduk yani!

 

 

 Buika & Kibariye  sahnesi kaçmaz!

Sertab Erener’den dinlediğimiz 90’lı  yıllardan bugüne halen çok sevilen Sezen Aksu şarkısı ‘Sevdam Ağlıyor’u 19 Şubat akşamı  İstanbul  Vokswagen Arena’da İspanyol müziğinin Grammy ödüllü güçlü sesi Buika ve  Arabesk müziğin kraliçesi Kibariye den düet  ile yeniden dinleyeceği ile buluşacak.

Düzenlemesi Aytuğ Yargıç tarafından yapılan, BKM’nin iki farklı müzik janrını bir araya getirdiği BUIKA & KİBARİYE’nin ilk single’ı SEVDAM AĞLIYOR” 24 Ocak’ta BKM etiketi ile tüm dijital platformlarda yerini aldı.

Güçlü nağmeleriyle birbirine çok benzeyen iki güçlü ismi yıllar önce bir araya getirmek isteyen ve teknik nedenlerden dolayı bunu hayata geçiremeyen Yaşar Gaga’nın hayali yıllar sonra gerçekleşiyor; BKM, projenin çıkış motivasyonu olarak aramızdan zamansız ayrılan, müzik aşığı ve emekçisi Yaşar Gaga’nın yıllar önce hayali olan Buika & Kibariye’yi biraraya getirerek Yaşar Gaga’ya selam gönderiyor…

 

 Aydınlıkevler 3. sezonunda!

Kadrosunda Demet Akbağ, Salih Bademci, Burak Dakak ve Hazal Subaşı ve Caner Alkaya   yanı sıra genç yetenekler Sevda Baş, Nebi Tolga Yılmaz, Barkın Sarp ve Ömer Güneş’in rol aldığı  ‘Aydınlıkevler ‘ 3. sezonunda yine kapalı  gişe devam ediyor.

Yapımcılığını  BKM’nin üstlendiği, Yılmaz Erdoğan’ın güçlü kaleminden doğan ‘Aydınlıkevler’, yönetmenliğini Serdar Biliş’in proje yapımcılığını Nisan Ceren Özerten’in üstlendiği, Cem Yılmazer imzalı sahne tasarımı ve Tuluğ Tırpan’ın orijinal bestelerinin yanı sıra Mustafa

Olgan’ın sahnedeki canlı müzikleri ile dikkat  çekiyor.

 

1970’li yılların samimiyetini ve Ankara’nın soğuk günlerini sahneye taşıyan ‘Aydınlıkevler’, bir babaanne ile torunun hayatından ilham alan, zamansız ama her döneme hitap eden bir hikaye sunuyor. Seyirciler, oyun boyunca nostaljik bir atmosferin içine çekilirken kahkaha dolu anlar yaşıyor.


‘Aydınlıkevler’ yakın tarihte….

  • 27 Ocak 2025,  21:00 - Maximum Uniq Hall, İstanbul
  • 05 Şubat 2025, 21:00 - Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu, İstanbul
  • 27 Şubat 2025, 20:00 - Congresium Ankara, Ankara
  • 28 Şubat 2025, 20:00 - Congresium Ankara, Ankara

 

 

 ‘Ben Buyum İşte’ diyen Haldun Dormen!

Yaşam gurmesi olarak nitelendirilen ustad Haldun Dormen'in yaşam öyküsünden hareketle hayat felsefesini anlattığı  Uğur Ugan’ın hazırladığı  söyleşi kitabı "Ben Buyum İşte!" Masa Kitap tarafından geçtiğimiz Aralık ayında yayınlandı.

‘Ben Buyum İşte ‘  adlı kitap  Haldun Dormen’in  dünya görüşlerini, yaşam gustosunu ve önerilerini içeriyor.

Oyuncu, yönetmen ve hoca Haldun Dormen'in uzun ömrüne sığdırdığı fikirlerini ‘Yaparsın Şekerim ‘ diyerek bu kitaba sığdırdı.  Masa Kitap etiketiyle yayımlanan "Ben Buyum İşte!" Dormen'in hayata karşı takındığı tutumlara, meseleleri ele alış biçimine ve hayat perspektifine ışık tutuyor. Kültür-sanat gazetecisi Uğur Ugan'ın sorularıyla oluşturulan söyleşi, Dormen'in kendi ağzından hem kişisel hayatına hem de tanıklık ettiği döneme dair içeriden bir anlatı aslında.

10 Aralık 2024  tarihinde CRR ‘de sahnede 70.yılını kutlayan Haldun Dormen'in 29 yaşındayken kendi tiyatrosunu kurarak başladığı ve bir ömür boyu sürdürdüğü kariyeri bu kitap vesilesiyle bir kez daha açığa çıkıyor. Başarılar, alkışlar, ödüllerle geçen kariyerinin yanı sıra yaşadığı zorluklar ve üstesinden gelme biçimleri Haldun Dormen'in hayata karşı azmini, tutkusunu bir ilham kaynağı olarak kitapta gözler önüne seriyor.

Sahnelere uzun süre hizmet veren Haldun Dormen Türk tiyatrosunu değiştiren biri aynı zamanda. Batılı anlamda müzikali Türkiye’ye getiren kişi olmasının yanı sıra tiyatronun kurallarını yeni baştan yazarak sufleyi kaldırması, mizansen olarak selamlamayı getirmesi gibi bir dizi yeniliği ilk kez Türkiye’de Haldun Dormen gerçekleştiriyor. Tüm bunların yanı sıra sanatçının önemli bir diğer özelliği ise kendisinden sonra gelen birçok ismi mesleğe kazandırması. Haldun Dormen’in fenomen bir hoca olarak yetiştirdiği ve sanat hayatına kazandırdığı isimler daha sonraki yıllarda kültür-sanat hayatımızın önemli figürleri arasına çoktan  girdiler.

‘Ben Buyum İşte!’  sanatçının yöntemlerini içeren bir ders niteliğinde ve yeni başlayan tiyatrocu adaylarına rehber bir kitap işlevi güdüyor. Dormen ekolü çerçevesindeki eğitim süzgecini, ömrünü sahnelerde geçirmiş bir ustanın deneyimleri ışığında sunan kitap, genç tiyatrocu adayları için tavsiyeler içeriyor. Dormen'in bir oyuncuyu yetiştirirken kullandığı motivasyon yöntemleri, bir oyuncu adayının kaçınılması gerekenler ve Dormen'e göre nasıl iyi bir oyuncu olunur soruları duayen ismin ağzından aktarılıyor.

Dormen, bir sanatçı olmanın yanı sıra başta da dediğim gibi çok ciddi bir yaşam gurmesi aslında. Giyimiyle, üslubuyla, yaşam tarzıyla, sanata bakışıyla, motivasyon yöntemleriyle kültür hayatımızın renk katan simalarından olması onu ayrıksı kılan unsurlardan.

 ‘Ben Buyum İşte’ şahit olunan döneme dair hissedilenleri içerirken popüler kültür hayatına mâl olmuş isimlere dair de içeriden yeni bilgiler sunuyor. Dormen'in hem geçmişte tanıklık ettiği hem de günümüzdeki olaylara ilişkin fikirleri kitapta açıklıkla dile getiriliyor. Dormen; Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar gibi kendinden sonra gelen komedyenlere nasıl yaklaşıyor, en çok kimlere gülerdi, Zeki Müren'in sansasyonel davranışı neydi, en büyük hayal kırıklığı neydi, çalkantılı siyasi dönemlerde nasıl bir tavır takındı, en büyük korkusu, acısı ve sevinci neydi gibi bir dizi soruya kitapta kapı aralanıyor.

Türkiye'nin neredeyse son yüzyılına tanıklık eden ömrünü irdeleyen kitap; Türkiye'de doğmuş olmak, benzer süzgeçlerden geçmek ama asla umutsuz olmamanın ışığında Türkiye'nin çocuklarına verilmiş bir deneyim aktarımı. “Ben Buyum İşte!” bir anektodlar ve anı kitabı değil, bir yaşam gustosu. Bir büyük sanatçının izlerini sürmesinin yanı sıra bir insanı tanıma rehberi niteliğinde.

 

 

  • Etiketler