Şu aralar ekranın en popüler dizilerinden Yalı Çapkını’nın Fuat’ı, bu cuma sinemalarda gösterime girecek ‘ 49’ filminin Zeki karakteri Doğukan Polat ile hafta için Fenerbahçe’de buluştuk.
Ekranın ve tiyatronun başarılı ismi ile Star TV’de bu sezon reyting galibi dizisi ‘Yalı Çapkını’ ve 20 Ocak tarihinde sinemalarda gösterime girecek yeni filmi ‘49’ ile epey heyecanlı olan sanatçı ile yeni dizisi ve yeni filmi yanında tiyatro çalışmalarını ve fotoğrafçılık yönünü, müzik sevgisini ve hayatını çaylarımızı, kahvelerimizi içerken konuştuk.
Doğukan Polat yoğun çalışmaları arasında bu sezon sahneleyecekleri tiyatro oyununun hazırlılarını yaparken 20 Ocak geccesi İstanbul'da, Anadolu müziğini değişik bir şekilde formatlayan enstrümanist Cem Yıldız’ın sahnesine konuk olacak.
Bu sezonun en ses getiren işlerinden biri ‘Yalı Çapkını'nda Fuat karakteri ilk sana geldiğinde neler hissettin?
Öncelikle diziyi kabul etmemin sebebi hikaye’nin çok yönlü oluşuydu. Hikaye iyi değilse neyi oynadığınızın da pek bir anlamı kalmıyor. O sebeple öncelikle hikaye sonrasında Fuat karakterinin genel hikaye içerisindeki çatışması ve rolü tercih etme sebeplerimin başında geliyor.
Yalı Çapkın’ın da Çetin Tekindor, Şerif Sezer, Menderes Samancılar gibi usta oyuncular ile oynamak nasıl bir duygu?
Ustalar stilleri ve kaliteleriyle projeye ışık tutuyor, böyle sanatçılarla çalışmak çok keyif ve gurur verici.
Fuat ile beraber sokaktaki insanın sana karşı tepkisi nasıl?
Bu işte de izliyoruz seni, iyi gidiyorsun gibi sözler duyuyorum. Buradan insanların bir önceki işlerimi de izlediklerini anlıyorum. "Karınızı lütfen aldatmayın" diyenler de oluyor.
Gönüllerinde hep iyi bir yere koymak istediklerini fark ediyorum bu da beni çok mutlu ediyor.
Doğukan Polat’ı tanıyabilir miyiz?
90 senesinde İstanbul’da doğdum. Çocukluğum Fenerbahçe’de geçti. 2004 senesinden beridir, profesyonel olarak sahne ve setlerdeyim.
Oyuncu olmak hayatında nasıl gelişti?
Yedi sekiz yaşlarımda ne istediğime karar vermiş ve mesleki olarak oyunculuk yapmaya niyet etmiştim. Çocukken mahallede anneler günü organizasyonu tertipler, evlerden sandalye toplar, sünnetliğimi giyer ve organizasyonun sunuculuğunu yapardım. Kızlar kasetçalara kaset takıp bir parçayla koreografi çalışırdı.. Kimisi şarkı, kimisi de şiir okurdu. Annelerden topladığımız cüzi gişe bahşişleriyle de dondurma yerdik.
Eve girene kadar gömleğimden tek bir düğme çözmezdim, o gün o gösterinin havasıyla takılırdım. Çocuk yaşta kendimde o havayı fark etmek beni buralara kadar sürükledi.
Bu hafta Yalı Çapkını’nda rolüne ters köşe yapıp ’49 ‘ adlı aksiyon filmi ile sinema da olacaksın, anlatsana bize ‘ 49 ‘u!
‘’49’’ Aksiyon sinemasına ilgi duyanlar için çok iyi bir film, gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması ve aksiyonu iyi bilen bir ekip tarafından çekilmiş olması filmi ayrıca çekici kılan özelliklerden biri.
Yaklaşık bir ay boyunca dövüş koreografisi çalıştık, bu çok önemliydi ve kıymetliydi benim için. Gözü kara bir istihbarat elemanını canlandırıyorum. Yaklaşık 6 ay kadar bir süre sakallarımı hiç kesmedim. Bu da hikaye içerisinde Doğukan olarak kamufle olmamı sağladı. Oyunculuk yaparken karakterin gerektirdiği forma ve tipolojiye bürünmek işimi sevme sebeplerimin başında geliyor diyebilirim.
Daha çok gençsin ama güzel işler de rol almışsın bugüne kadar, illa ki istediğin özel roller vardır, ilk etapta oynamak istediğin rol hangisi?
Teşekkür ederim, ben güzel işleri güzel işler de beni buldu şükür. Orhan Veli’nin hayatı çekilirse oynamak isterim. Aynı şekilde Kuyucaklı Yusuf’u da oynamak isterim. Aklıma ilk gelenler bunlar.
Proje konusunda seçici misin?
Evet seçiciyim, hikaye ve işin genel tasarımı benim için önemli.
Son dönemde herkes oyuncu sektörde çok genç oyuncu var, eğitimli bir oyuncu olarak gözlemlerin neler?
Herkes bir şekilde mutlaka eğitim alıyor, bazen bir okulda bazen bir ustaya çırak olarak ya da gözlemleyerek.. Okullar teorik anlamda da sanatçıyı besliyor. Bir iş ortamında pratik yapma fırsatınız olmuyorsa sahne üzerinde kendinizi keşfedeceğiniz çok fazla ödeviniz oluyor.
Belirli bir disiplinle yetişmemiş olmak da bazen kişiye oynarken özgürlük getirebiliyor. Okul okumamayı övmek ve yüceltmek için söylemiyorum bunu, zaman zaman bunu da gözlemleyebiliyorum çünkü.
Müzik yaşamının neresinde?
Müzik üretim ve kendimi ifade ettiğim, hep yeni arayışlar içerisinde olduğum bir alan. Geçtiğimiz yıl sanatçı dostum Kerkayas ile birlikte sözleri Kul Himmet’e ait olan ‘’Ali’yi Gördüm Ali’yi’’ adlı Bektaşi nefesini elektronik bir alt yapıda yaptık. 27 Ocakta da Pir Sultan Abdal’a ait olan ‘’Ötme Bülbül Ötme’’ adlı nefesi, aynı tarzda çıkartacağız.
AŞK, Doğukan Polat için neyi ifade ediyor?
Aşkı diliyorum.
Sosyal medyayı yeteri kadar kullanıyor musun?
Kullandığımı düşünüyorum.
İşinin olmadığı bir gün nasıl geçiyor? Hobilerin var mı?
Mutlaka spor yapmaya çalışıyorum. Doğada kamp yapmayı, lezzet turu yapmayı severim. Fırsat bulduğum zamanlarda fotoğraf çekmek için yolculuğa çıkıyorum.
Bekarsın evde ki Doğukan mutfakta neler yapar?
Elim lezzetlidir, misafirim asla aç kalmaz.
Serafina Akmerkez’de öğle yemeği!
Şehrin en iyi buluşma noktalarından Akmerkez’de bulunuyor Serafina, 2014 yılının son aylarında açıldı burada, iş, sanat, cemiyet hayatının rağbet ettiği şık bir restaurant. Hafta içi bir öğlen buluşması için oradaydım.
En son pandemi evveli gittiğim Serafina’da yine çok özel speciyaller tattım. Arkadaşım ile buluşma konumuz buranın nefis lezizleri oldu bir anda.
Yemek çeşitlerimizde ben başlangıç olarak ince dilimlenmiş marine edilmiş dana eti Carpaccio Malatesta
İstedim önce sebze ve parmesen peyniri ile süslenmiş tabağıma hardal servis edilince mükemmel oldu, Ana yemek olarak ‘ Filetto di Manzo ‘ söyledim, nefis bir et, mevsim sebzeleri ve kızarmış patates ile damak tadıma uygun bir menü oldu bu.
Arkadaşım yarı tok olduğu için sadece baharatlarla pişirilmiş tereyağlı ahtapot ‘ Polpo Burrusa’ sipariş verdi, valla gözümü alamadım utanmasam biraz versene diyecektim. İkimizde ortak tatlı tabağı ayrı ayrı söylediğimiz ev usülü Tiramusu filtre kahve ile çok iyi geldi.
Serafina İtalyan mutfağının en özel ve leziz örneklerini sunuyor misafirlerine, et çeşitleri yanında pizza ve makarna menüsü fevkalede. Kanyon, Kartalkaya ve Kaya Palazzo Ski & Montain Resort şubeleri ile dikkat çekiyor. Zengin barı, puro içme bölümü rahat oturma tarzı ile Serafina dostlarınız ile keyif alabileceğiniz hoş bir restaurant, aklınız da olsun.
Zorla Güzellik Olmaz bir nevi kadın dayanışması!
BKM’nin yeni komedi oyunu ‘Zorla Güzellik Olmaz’ ı izledim Beşiktaş Kültür Merkezi sahnesinde yönetmenliğini Celal Tak’ın üstlendiği, Ali Erkan Ersezer’in metnini yazdığı oyunun kadrosunda Neslihan Yeldan, Fatma Toptaş, Sinem Uslu, Gümeç Alpay, Gülçin Hatıhan, Kayra Sır, Melisa Bostancıoğlu, Ayhan Bozkurt, Aytek Önal gibi özel isimler var.
‘Zorla Güzellik Olmaz’ baskıcı bir sistemin içinde sıkışmış sıradan kadınları ve sıradan bir kadının sisteme baş kaldırmasıyla nelerin değişebileceğini, geleceğin dünyasından komik bir üslupla sahneye taşımış,
ZOGO Güzellik Merkezinde gerçekleşen hikaye de birbirinden değişik kadının sisteme tavrını sergileniyor. Tüm oyuncular çok iyi ama Neslihan Yeldan ve Fatma Toptaş rolleri gereği bir başka iyiler.
Tek perdelik Kadın hakları ve cinsiyet eşitsizliğini komik bir dille anlatan ‘Zorla Güzellik Olmaz’ adlı oyun her Perşembe Beşiktaş Kültür Merkezi sahnesinde.
‘Boşlukta Kal Öyle Çok Güzelsin’ sahnede!
Sibel Yıldırım’ın yazdığı Can Başak’ın yönettiği ‘ Boşlukta Kal Öyle Çok Güzelsin ‘ Das Das da geçtiğimiz hafta prömiyer yaptı. Daha evvel değişik cast ile sahnelenen Tiyatro Tiyatral’in oyununda Derya Alabora, Hakan Güner, Can Başak, Sibel Yıldırım, Müslüm Tamer ve Ülkü Şahin rol alıyorlar.
Tek perdelik oyunda bir barda karşılaşan barmen, konsomatris, Fizik Profesörü, Diş Hekimi, kadın ve ilgisiz birinin birbirleri ile olan çekişmeleri anlatılıyor.
Mücadele eden insanların komik ve hüzünlü hikayesi var ‘ Boşlukta Kal Öyle Çok Güzelsin ‘ de, Derya Alabora ve Hakan Kunter oyuna ayrı bir renk katarken Şehir Tiyatrolarının başarılı oyuncusu Müslüm Tamer oldukça güzel bir performans sergiliyor sahnede.
Oyunun prömiyerinde Nurhan Özenen, Nihal Yalçın, Berker Güven ve Murat Subay sanat dünyasından isimler vardı. 29 Ocak’ta Atlas Sinemasında 07 Şubat tarihinde Şişli Cevahir Sahnesinde sahnelecek.
Mila ve Müziğin Dahi Bestecileri sahnede!
Alpi Çocuk Tiyatrosu’nun yeni danslı çocuk oyunu ‘Mila ve Müziğin Dahi Bestecileri ‘ 21 Ocak’ta sahnede olacak. Ara tatilin ilk günü çocuklar için en güzel hediye bu olsa gerek.
Bilal Çatalçekiç’in yazıp yönettiği oyunda birçok dizide başarıyla oynayan televizyonun ünlü çocuk yıldızları Lavinya Ünlüer, Esat Polat Güler, Alihan Türkdemir, Taha Sönmezışık yanında Mukaddes Kaya bu müzikalde sahne alacaklar.
“Mila ve Müziğin Dahi Bestecileri”, oyunu Mila’nın hayal dünyasının derinliklerine doğru yol aldığımız, sanatın mutlu eden yönünün çocukların dünyasında nasıl bir sihir olduğunu, gerçek sihrin sevgi dolu bir kalpten geçtiğini ve öğrenmenin çocukları ne denli mutlu ettiğini anlatıyor.
Dünyaca ünlü Klasik müzik bestecileri Mozart, Bach ve Beethoven’ın anlatıldığı bu oyunda müziği çok seven Mila, bu ünlü bestecilerle rüyasında buluşuyor.
Çocukların öğrenerek ruhlarını beslediklerini, sevgiyle güvende olma hissini ve sanatla kültürünü arttırmanın önemini anlatan oyun, hayal edebilme gücünü, kaybetmeyen, eğitimli, kültürlü ve mutlu çocuklarımızın geleceğin umut ışıklarını yakmaları için perdesini müzikal bir anlatımla açıyor.
Gösterim tarihleri:
21 Ocak 2023 Saat 13.00 / 15.00 Trump Towers-Mecidiyeköy
22 Ocak 2023 Saat : 13.00 Beylikdüzü AKM Salonu
11 Şubat 2023 Saat 13.00 Kadıköy Halk Eğitim Merkezi