Uzun zamandır sahnede izlemek istediğim Demet Sağıroğlu ve Barbaros Dada Salon Kabarett sahnesinde adeta ‘Muhteşem İkili’ olarak sahne aldılar geçtiğimiz akşam.
Sahne evveli kuliste ziyaret ettiğim iki özel yorumcu da sanki ilk defa sahne alıyormuş heyacanı içinde idiler.
Yıllardır her dinleyişimde ayrı bir keyif aldığım kariyeri boyunca pop, caz ve klasik müziğe kadar farklı tür ve dillerdeki repertuvarıyla sunduğu sahne performansları yanında, çeşitli müzikallerde de başrol oynayan, güçlü sesi, zengin repertuvarı ve farklı türlerde başarılı sahne performanslarıyla müzikseverlerin severek takip ettiği Barbaros ve Türk popunun gerçek anlamda unutulmazları arasına girmiş; ilk zamanlarda Kayahan şarkıları ile tanıdığımız onun şarkılarını bir başka yorumlayan 1994 yılında aranjörlüğünü Uzay Heparı'nın, prodüktörlüğünü Şehrazat'ın yaptığı Kınalı Bebek şarkısı ile 90’lı yıllardan bu yana hayatımızda olan “Arnavut Kaldırımı”, “Papatya Falları”, “Şikayetim Var” , “Kınalı Bebek” gibi hit şarkılarıyla dinleyicilerin gönlünde taht kuran Demet Sağıroğlu, Okan Bayülgen’in Dada Salon Kabarett’in sahnesinde o gecce çok keyifli bir performans sergilediler.
O gecce Demet Sağıroğlu’nun en sevilen şarkıları, Barbaros’un etkileyici yorumları, 70’lerden günümüze uzanan enerjik hitler ve Ahmet Kaya’dan Orhan Gencebay’a uzanan efsanevi şarkılar yanında özellikle 90'ların en güzel en ritmik şarkıları, sanat müziğinin en güzelleri Demet Sağıroğlu ve Barbaros’un samimi anıları ve esprileri ile gerçekten unutulmaz bir gecceye imza attılar.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Şan Bölümü'nden mezun olan Barbaros’un Türkçe şarkılar yanında Fransızca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca’nın yer aldığı yer aldığı geniş bir repertuvarı ve sanatçının geçtiğimiz günlerde coverladığı 1990 yılında Ajda Pekkan’dan dinlediğimiz yepyeni teklisi ‘Ne Günler’ ile Dada geccesinde epey sükse yaptı.
Çok beğendiğim iki sanatçının beraber sahne alması da ayrı bir keyif oldu izleyenler için. 9 Mayıs geccesi yine Dada Salon Kabarett’de sahne alacak ‘Muhteşem İkili’yi izleyenler arasında o gecce Dj Berna Öztürk ve tiyatro sanatçısı Şebnem Köstem dikkatimi çeken isimlerden bazılarıydı.
Sait Faik Tiyatro Sahnesinde!
Tiyatro ve ekranların başarılı ismi son iki yıldır Şehir Tiyatroları'nda sahnelediği ‘Sivrisinekler’ adlı oyunu neredeyse tüm ödülleri toplayan Senan Kara şu sıralarda tiyatro yönetmenliği ile çok yoğun.
Türk edebiyatının unutulmaz ismi Sait Faik Abasıyanık'ın öyküleri onu rejisiyle tiyatro sahnesinde hayat bulmaya hazırlanıyor. Oyuncu ve çocuk kitapları yazarı Özgür Özgülgün'ün kaleme aldığı ve oynadığı, "Hayatı Hikâye Olan Adam Sait Faik" adlı tiyatro oyunu, 15-16-17 Nisan tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) seyirciyle buluşacak.
Oyun da Sait Faik'in ada insanlarını, doğayı ve İstanbul'u anlattığı öyküler, tiyatronun büyüsüyle birleşiyor.
"Bir insanı sevmekle başladı her şey! Cumhuriyet dönemi edebiyatımızın mihenk taşı, çağdaş öykücülüğümüzün en özgün yazarı Sait Faik Abasıyanık’ın hikâye kahramanlarının izini sürerken, keşfettiklerimizle yola çıktık. “Yazı yazmak, bir hırstan başka neydi?” Sait Faik'in özgün, yalın ve akıcı öykülerinde; ada insanlarını, doğayı, hayvanları en içten duygularıyla anlatan bu ustayı sahneden gözlemlemek, bir oyuncu olarak benim için en kıymetli malzeme oldu. Yazılan öykü kahramanlarının yaşamla ve yakın çevreleriyle kurduğu bağları, sahnenin büyüsüyle izleyicilere sunmak için sabırsızlandık. Ada'nın boş sokaklarında, kendi yalnızlığına çekilmiş insanları aradık. Hikâyenin hayata karışan halini en yalın durumunda, kökü kendinde olan her şeyin göbeğine sevgiyi koyan ustaya bir saygı duruşunda bulunduk. Sonra döndük ve 'Yaşasın edebiyat ve perdeee!' dedik." diyen Özgülgün, oyununda Sait Faik'in öykülerindeki evrensel insanlık hallerini sahneye taşıyor.
Oyun, Sait Faik'in hikâyelerinde iz sürmek isteyen büyük küçük herkesin ilgisini çekecek bir yapım olarak dikkat çekiyor. Dekor tasarımından müziğe, ışık tasarımından görsel tasarıma kadar her detayı özenle hazırlanan bu oyun, seyirciyi hem duygusal hem de düşünsel bir yolculukta öykü kahramanlarının rüzgarına teslim olmaya davet ediyor.
“9.5 HAFTA”DA YAŞAMLA ÖLÜMÜN DANSINA BAKIŞ!
“9.5 Hafta” İpek Kocaman’ın Profil Kitap’tan çıkan biyo-drama türünde kaleme aldığı yeni kitabı.
Daha evvel “Kahverengi Giyen Adam”, “Deri Maske” gibi romantik kurgu türlerinde iki kitap yazan Kocaman üçüncü kitabı onu farklı kılan sadece biyografik türde bir drama olması değil aynı zamanda yazarın uzun süren bir kalp rahatsızlığından dolayı ölmek üzereyken ani bir ameliyatla kurtulup yeni bir kalp kapakçığına ve yeni bir hayata başlama sürecini ve bu süreçte yaşadığı içsel sorgulamaları, hayatta kalma tutkusunu ve sebebini keşfetmeyi, yaşamla ölüm arasındaki kaçınılmaz dansı ve onu bu noktaya getiren tüm yaşamının gözünün önünden geçişi konu alıyor.
Yazar, kalbini fiziksel olarak iyileştiren doktorların bilimsel sürecine odaklandıktan sonra kalbindeki manevi süreci, vefat etmiş annesiyle öte alemde yaptığı konuşmalarla ve rüyalarıyla harmanlayarak sunuyor. Okuyucunun da onun kalbini sağ beyin ve sol beyin tarafından incelemesine fırsat tanıyor.
Bu kitabın diğer özelliği ise yeni medyaya uyumlu halde ve interaktif olması ve okuyucuya, içindeki QR kodlarıyla kitaptaki şarkılara yönlendirmesi. Yazar, onu daha iyi hissedebilmeniz ve hatta duyabilmeniz için sadece görsel değil işitsel sanatı da kitabına dahil ediyor.
Yazar kalp rahatsızlığının tıbbi sebeplerini ve tedavi sürecini anlatırken bilimsel bir dil kullansa da, ruhunun iyileşme sürecini anlatırken oldukça duygusal ve derin psikolojik çözümlemeler içeren akıcı bir dil kullanıyor.
Bu kitap hayata fiziksel ve duygusal olarak yeniden tutunan bir insanın hangi bakış açısıyla bu dönüşümü başarabildiğini de gösteriyor ve her birimizin bunu hayatına nasıl uygulamak istediği ise kaderimizi ve sonumuzu belirliyor. Çünkü siz neyi hayal ediyorsanız, hayatınızın da ondan ibaret olacağının altını çiziyor.
‘Geccenin Kıyısı’ Sinemalarda!
Türker Süer’in yönettiği, başrollerini Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman’ın paylaştığı “Geccenin Kıyısı”, 14 Mart’tan itibaren sinemalarda.
Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan ve Adana Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz Güney Jüri Özel Ödülü, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ve En İyi Kurgu Ödülü’nü, Ankara Film Festivali’nde de En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü’nü kazanan ’Gecenin Kıyısı’, 15 Temmuz geccesinde geçiyor ve babalarının trajik ölümü sonrası yolları ayrı düşmüş iki subay kardeşin çatışmasını işliyor.
Görüntü yönetmenliğini Matteo Cocco’nun üstlendiği, kurgusunu Rainer Nigrelli’nin, yapım tasarımını da Meral Efe Yurtseven ile Yunus Emre Yurtseven’in yaptığı filmin çok konuşulan ses tasarımında Jan Petzold’un, müziklerinde Ozan Tekin’in imzası var.
Adana Altın Koza’da izlediğimde çok beğendiğim film çıkışında Ahmet Rıfat Şungar’a bu yıl Altın Koza senin deyişimin haklı çıkışı önemli idi benim için.
Yapımcılığını Nadir Öperli, Viola Fügen ve Michael Weber’in üstlendiği “Geccenin Kıyısı”, Bir Film dağıtımıyla sinemalarda.
Kaynat Bakalım Kapalı Gişe!
Nükhet Duru, Nilgün Belgün ve Saba Tümer üç başarılı, akıllı ve hoş kadın. Yaptıkları her işte çıtayı hep yukarı taşıyan bu hanımlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde ‘Kaynat Bakalım' adını verdikleri şovları ile sahnedeydiler.
‘Kaynat Bakalım’ isimli dansların, şarkıların ve birbirinden eğlenceli sohbetlerin yer aldığı ilk şovlarında çoşkulu bir kalabalık eşliğinde gerçekleşen prömiyerde kahkahalar havada uçuştu adeta ve seyirciler uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir gecce yaşadı.
Yapımını BKM’nin üstlendiği şovda ‘kaynatan’ üç kadın kendi anılarıyla birlikte
Günümüz ilişkilerini mizahi bir dille seyircilere anlattı ve ortaya birbirinden eğlenceli anlar çıktı.
Sohbetlerini şarkılar ve danslarla süsleyen Nükhet Duru, Nilgün Belgün, Saba Tümer şov dünyasına yeni bir soluk getirdi.
Nükhet Duru’nun, Nilgün Belgün’ün ve Saba Tümer’in hiç kimsenin bilmediği sırlarını, aşklarını, vazgeçişlerini ve maceralarını büyük bir samimiyetle seyirci ile paylaştıkları bu şovda; kahkaha dolu anılar, tatlı atışmalar, şarkılar ve çok daha fazlası sahnede oluyor.
Flört, aşk, evlilik, aldatma temalarını, kendi anıları üzerinden ele alan üç kadın gün sonunda seyircilere, her ne olursa olsun hayatın ve yaşamanın güzelliğini hatırlatıyor. Nükhet Duru’nun sesiyle büyüleyeceği şovda, geccenin asıl sürprizi de her ne kadar Nilgün Belgün’ün şarkıları güzel söylediğini biliyordum da Saba Tümer’ in şarkılarına bayıldım...
‘Kaynat Bakalım’ 22 Mart ve 20 Nisan'da Maximum Uniq Hall’da; 28 Nisan’da Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahnelenmeye devam edecek.