ÇOCUKLARIMIZI BÜYÜTÜRKEN..

Yayın Tarihi : 09-04-2010 15:01
Bugünün gençleri, yarının geleceği... Çocuklarımızın derslerine konsantre olamadıklarından, hiçbir inanç ve tarza sahip olamadıklarından şikayet ederiz. Buna ilave olarak da onları maymun iştahlı, belirli bir amaç ve hedefe sahip olmayan birileri oldukları için de suçlarız. Fakat onları bu hale getiren kimlerdir? Bunu unutuyor ya da onları yetiştirirken yapmış olduğumuz hataları ya görmüyor ya da görmezlikten geliyoruz. Çocuk sahibi olmakla ne kadar büyük bir sorumluluk aldığımızın belki de farkında bile değiliz. Bir çocuğun büyümesi doğal bir şekilde gerçekleşir, fakat onun eğitimi, çok zor ve uzun bir süreçten geçer. Ve bu eğitim süreci esnasında anne-babaların, eğitimcilerin, çevrenin, yani kısaca büyüklerin rolü büyüktür, çünkü yaptığımız en küçük hatalar, bir hayatın sönmesine neden olabilir. Peki yaptığımız bu hatalar nelerdir? Hatırlıyorum da küçükken, anne babamın bana oyuncak ya da başka herhangi birşey almalarını ısrarla istememe rağmen, bu isteğim yerine gelmez ya da gelmesi aylar sürerdi. O günün koşulları ve eğitimi böyleydi ve biliyorum ki şu anda anne baba olan herkes bunları tecrübe etmiştir. Bizlere pek fazla seçenek hakkı vermediler. Bu nedenle de çocuklarımızın bu eksiklikleri yaşamaması için anne ve babamızın yaptıklarının tam tersini yapıyor, yani çocuklarımıza birçok seçenek sunmaya çabalıyoruz. Değişik spor faaliyetleri, kurslar, özel dersler... Gereğinden fazla seçeneklerle çocuklarımızın zihnini karıştırıyor, şaşkın hale getiriyor ve dolaylı bir şekilde de, hayattaki amacını belirlemesine engel oluyoruz... Laubali ve disiplinsiz, küstah ve saygısız olmaları için de zemin hazırlamış oluyoruz. Gereğinden fazla seçenek sunmanın yanısıra, yaptığımız başka bir hata daha var. Çocuklarımızın yapılarını, zevklerini, görüş açılarını, becerilerini göz ardı ediyor ve küçük iken yapmak istediğimiz ve yapamadığımız hayallerimizi gerçekleştirmek için onları bir araç olarak kullanıyoruz. Örneğin, piyano çalabilme hayalimizi, çocuğumuza yüklüyor ve bunu yapması için onu zorluyoruz. Hatta baba-mesleğini devam ettirmesine kadar ileri gidiyoruz. Fakat şunu bilmeliyiz ki, her ruhun, her canlı varlığın, her çocuğun yapısı, görüş açısı, zevkleri, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları farklıdır. Bu nedenle çocuklarımıza seçenek sunarken, ilk olarak onların yapısını göz önünde bulundurmalıyız. Onları tanımaya çalışmalı, zevk aldıkları şeyleri tespit edip bu doğrultuda onları teşvik etmeli ve böylece yeteklerinin ortaya çıkarmasında yardımcı olmalıyız.