Cinsellik: Neden dünya bu eylemin peşinde?

Yayın Tarihi : 17-08-2013 12:01
Dünyanın en keyifli ve zevkli eylemi cinselliktir. Eeey, uyanın! Rüya görmeye bir son verin! Kendinize karşı dürüst olun ve itiraf etmekten çekinmeyin... Tüm dünya zaten cinselliğin peşinde değil mi? Ama neden cinsellik bu kadar cazipken diğer eylemler onun kadar keyifli ve zevkli değil? Günümüzde, diğer eylemlerle karşılaştırıldığında cinselliği bu kadar değerli ve çekici kılan şey nedir? Nedenlerine bir bakalım. Cinsellikte iki şey gerçekleşir. 1. Zihin durur ve 2. Ego azalır. Dikkat edin, günlük hayatınızda birçok eylem gerçekleştiriyorsunuz ama o esnada zihniniz duruyor ve egonuz azalıyor mu? Öncelikle şunu bilin ki zihni tamamen durdurmak imkansızdır. Yapısı hareketlidir. Zihnini durdurmayı başaran tek bir kişi tanıyorum: o da bir ceset, ölü biri. Hareket etmez, düşünmez... Tüm zihinsel fonksiyonları durmuştur :-) Aslında “zihni durdurmak” demek, zihnin geçmişe ve geleceğe gitmemesi demektir; yani geçmişteki olayların etkisinden kurtulmak, acı çekmemek, gelecek konusunda endişe etmemek, korkulardan ve kaygılardan kurtulmak, görüntülerden ve hayallerden sıyrılmak, iç konuşmaları kesmektir... Başka bir deyişle, zihin dalgalarını minimuma indirmektir. Zihnin durduğu ve egonun azaldığı eylemler şüphesiz en keyifli ve zevkli olanlardır. Bu zevki ve keyfi belirleyen unsur aslında eylemin kendisi değil, zihnin ve egonun içinde bulundukları konumdur. Eylem söz konusu bile değildir. Çalışırken, bir şeyler seyrederken, kitap okurken, yemek yerken, müzik dinlerken, konuşurken... yaptığımız herhangi bir işte zihin başka konulara kayıp gider. Ama “Yarın ne yapmalıyım? Dün neler olup bitti vs.” gibi gelecekle ilgili kaygı ve endişelerin ve geçmişteki acıların son bulduğu, iç konuşmaların dindiği bir eylem vardır hayatınızda: cinsellik. Cinsellikte zihin minimum konumuna ulaşır. Durmak üzeredir... nefes, beş duyu, hücreler... hepsi eyleme dahil olur. Bazen zihin ve beş duyu gidip gelmesine rağmen, bu gel-gitler o kadar azalır ki zihin neredeyse durur. İşte cinsellikte yakalanan bu zihinsel konum, o eylemi keyifli kılmasının birinci nedenidir. Cinsellik zihni durma noktasına yaklaştırır, ama tamamen durdurmaz; işte tam da bu nedenle bu eylem zevkli ve keyifli olur. Başka bir deyişle, cinsellik, zihni durdurmaya yaklaştırdığı için, o keyifli ve zevklidir; veya tam tersi, bu eylem, zihni durdurur. Sonuç olarak bir eylemden maksimum keyif almak isterseniz, o eylem esnasında bırakın zihniniz dursun, ya da öyle bir eylem bulun ki, zihninizi durdursun. Yani burada söz konusu olan zihninizin durumudur. Yani tüm diğer eylemlerden de cinsellik kadar zevk almak mümkündür. Formülü kullanın. Herhangi bir eylemi gerçekleştirirken, örneğin müzik dinlerken, yürüyüş yaparken, yemek yerken, birini dinlerken, kitap okurken vs. zihninizi durdurun, yani zihniniz başka bir yere gitmesin ve tamamen o eyleme konsantre olsun veya öyle bir eylem seçin ki zihninizi durdursun. O zaman o eylemlerden de cinsellikten aldığınız kadar zevk duyacaksınız. Başka bir deyişle, cinsellik konum olarak aşağı inip diğer eylemlerle aynı değere sahip olacak; ya da tüm diğer eylemler yukarı çıkıp cinsellik kadar değerli olacak. Cinselliği keyifli yapan ikinci bir neden de o eylem sırasında egonun azalmasıdır. Yani kişi cinsellikte makam, konum, pozisyon, zenginliğe dair tüm sıfatlarını unutur. Bazı felsefeler, cinsellikteki bu iki olguyu kullanarak kişinin manevi boyuta geçmesini sağlamaya çalışır. Çünkü kişi bu boyuta en çok cinsellikte, yani zihni durduğunda ve egosu azaldığında yaklaşır. Cinsellik bu iki nedenden dolayı bu kadar keyifli ve zevklidir. Bu konuyla ilgili olarak bilmeniz gereken başka bir gerçek daha... Üç boyut vardır: 1. Hayvani boyut, 2. İnsani boyut. 3. İlahi (manevi) boyut. Cinsellik hayvani boyuttadır. Aşk insani boyuttadır. Şefkat ve muhabbet de ilahi (manevi) boyuttadır. Yani aslına bakarsanız, cinsellik hayvani bir eylemdir. O zaman başka bir soru daha ortaya çıkar. Neden hiç kimse cinsellikten vazgeçip daha yukarı, ilahi boyuta geçemiyor ve hep aşağı, hayvani boyutta kalıyor? Çünkü hiç kimsenin zihni cinsellik esnasında ne tam anlamda duruyor ne de egosu sıfırlanıyor; başka bir deyişle alınan zevk doruk noktasına ulaşamıyor. Çünkü dikkat ederseniz, gözler kapalıyken zihin yine de başka yerlere kayıp gidiyor. Yani zihin durmaya çok yaklaşmasına rağmen, bunu tam olarak gerçekleştiremiyor. Ego da azalıyor, ama tamamen yok olmuyor. Ve herkes cinselliği seviyor, çünkü kişiyi zihnin durduğu ve egonun azaldığı, yani benlik duygusunun olmadığı o ilahi vecd konumuna yaklaştırıyor. Ama aynı zamanda hiç kimse bu eylemi bırakamıyor, çünkü ne zihin tam duruyor, ne de ego yok oluyor. Yani kişi her zaman bu eylemi yapma ile yapmama arasında bir pandül gibi sallanıp insani ve hayvani boyut arasında gelip gidiyor. Hoşuna gidip zevk aldığı için eylem devam ediyor; ama zevk zirveye ulaşmadığı için, yani zihin durup ego sıfırlanmadığı için, eylemi bitirmek de söz konusu olmuyor. Dolayısıyla daha üst boyut olan manevi kademeye geçemiyor. Sonuç olarak eğer kişi zihnini tamamen durdurulabilir (minimum dalgalanma) ve sahte egosunu (sahte ben) tamamen yok edebilirse, o zaman ilahi boyuta geçebilir.