Farklı tür besinlerin • tüketim sırası, • birleştirilmesi (karıştırılması) ve • tüketim miktarı hayati yapı taşlarının ne kadar iyi sindirip özümseneceklerini belirler. Besinler ne kadar iyi sindirilip özümsenirse, o kadar az toksik madde üretilir. İyi sindirilemeyen besinler, bedende fazladan yağ birikimine neden olur ve sağlıksız beslenmeye yönelik açlık hissi oluşur. Her besin, kendi özel sindirim enzimine ihtiyaç duyar. Bunu biyoloji derslerinden zaten biliyorsunuzdur. Yani, tek bir öğünde değişik tür besinleri tüketerek sindirim bezlerimize aynı anda farklı sindirim enzimlerini üretme talebinde bulunmaktayız. Bu gerçeğin getirdiği beslenme konusundaki püf noktaları, toplum olarak uyguladığımız pek söylenemez. [resim=20130130resim-150441F7][/resim] Eskiden bir öğünde iki ya da üç tür besin tüketilirken, günümüzde bu rakam altı ya da yediye çıkıp sindirim sistemini aşırı yüklenmektedir. Artıklar ve “ölü” diye adlandırabileceğimiz işlenmiş, paketlenmiş, konserve edilmiş ve dondurulmuş besinler birbirleriyle uyumsuzdur, çünkü hem sindirimi çok zordur hem de chetana (hayati bilinç) ve prana’dan (hayati enerji) yoksun olduğundan dolayı fizyolojimize yarardan çok zarar verir. [resim=20130130resim-150502C4][/resim] Size kolaylık olsun diye bir öğünde karıştırılmaması gereken bazı besinleri listeliyorum. • Sütü ve yoğurdu narenciye (portakal, limon, greyfrut, mandalina) ve ekşi meyvelerle birlikte kullanmaktan kaçının. Yani meyveli yoğurt sağlıklı sayılmaz. Bu nedenle bu iki besin türünü ayrı ayrı tüketmek daha iyidir. • Muzu sütle birlikte tüketmeyin, çünkü bu karışım sindirim ateşini azaltır, bağırsak florasını değiştirir, toksik madde oluşturur ve sinus tıkanıklıklarına, soğukalgınlığına, öksürüğe ve alerjiye neden olur. Bu iki besin “tatlı tada” ve “soğutucu etkiye” sahip olmasına rağmen, sindirim sonrası etkileri birbirinden çok farklıdır (sindirim sonrası süt “tatlı”, muz da “ekşi” özelliğe sahiptir). Bu nedenle birlikteliği sistemimizde ciddi dengesizliklerle sonuçlanır. • Meyveleri patates, mısır ve buğday gibi diğer nişastalı besinlerle tüketmekten kaçının. Nişastanın sindirimi uzun sürerken, meyve şekeri (fruktoz) ve diğer şekerler hızlı bir şekilde sindirilir. Bu uyumsuz besinler birlikte tüketildiğinde, şeker düzgün bir şekilde sindirilemez. • Kavun ve karpuzu tahıllılarla (ekmek, poğaça, kek vb.) birlikte yemekten kaçının. Karpuz ve kavun hızlı bir şekilde sindirilirken, tahılların sindirimi daha uzun zaman alır. Bu nedenle bu karışım mideyi altüst eder. Kavun ve karpuz tek başına yenmelidir. • Meyvelerin besin değerinden en iyi şekilde yararlanabilmek için onları başka bir şeyle karıştırarak yemeyin (ayrı olarak tüketin). • Pişmiş ve çiğ yemekleri birlikte tüketmeyin. Örneğin yemekle birlikte salata yemeyin çünkü çiğ besinlerin sindirimi pişmiş besinlerin sindirimiyle kıyaslandığında daha yavaştır ve bu da besinlerin doğru düzgün sindirilmesini engeller. • Balı asla pişirmeyin. Pişen bal yavaş sindirilir ve molokülleri, homojen yapıda olmayan bir yapıştırıcı gibi mukus zarına yapışır. Ayrıca toksin oluşturarak sübtil kanalları (nadi) bloke eder. Yani çay ve süt gibi sıcak sıvıların içine bal ilave edilmemelidir. Pişmemiş bal nektar gibiyken, pişmiş bal zehir gibidir. • (Vejetaryen olmayanlar için) Et ve süt kaynaklı proteinler birbirleriyle uyumsuzdur ve aynı öğünde tüketilmemelidir. • Yemekten hemen sonra tatlı yenmemelidir. • Süt ve süt ürünleri bir arada tüketilmemelidir. Midedeki hidroklorik asit, sütün kesilmesine neden olur. Bu nedenle sütle birlikte ekşi meyve, yoğurt, ekşi krema, peynir ve balık da yenmemelidir. • Yemek sırasında ve yemekten hemen sonra soğuk içecekler tüketilmemelidir, çünkü sindirim ateşini zayıflatarak sindirimi zorlaştırır. • Yemek sırasında sıcak veya ılık su yudumlamak, sindirime yardımcı olur. Ağıza alınan yemeğin yumuşaması ve salyayla karışması için, tüketilen besinler iyi çiğnenmelidir.