Ego zor işleri sever. Onun özelliği budur. Kendi varlığını sürdürmek ve güçlenmek için işleri zorlaştırır, yolunuza engel koyar, sizi süründürür... Çünkü her şeyin kolay olduğuna inansaydınız ve böylelikle istedikleriniz kolayca elinize geçseydi, egoya yer kalmazdı. Bu durum ise, egonuzu yok olmaya mahkum bırakırdı. Egonuz ise yok olmamak ve kendi varlığını sürdürmek için tüm yaşamınızı zorlaştırır. Bir hedefe siz tam ulaşmak üzereyken, önünüze engeller koyar. Bu engellerin günlük hayatımızdaki somut halleri neler olabilir bir örnek ile düşünelim. Örneğin, Amerika'ya gitmek istediğinizi farz edelim. "İngilizce bilmiyorum ki... Param da yok. İş yerimden izin de vermezler" gibi bir sürü düşünce hemen aklınızda belirir. Amerika'ya gitme planınız, gerçekleştirmeniz gereken büyük bir projeye dönüşür. İşte engelleri bu şekilde kendiniz koyup ardından da teker teker onları kaldırıyorsunuz. Engelleri aştığınızda ise içinizde "ben başardım" duygusu kabarır, ki bu da egonuzu besleyip güçlendirir. Fakat üzerinde ciddi bir şekilde düşünülmesi gereken soru: başarınızın sonucunun ne olduğudur. Kendinize “Eee, başardım da ne oldu?” diye bir sorun, cevaplarınız sizi şaşırtacaktır. [resim=20120711resim-185429E7][/resim] Şu ana kadar değişik hedeflerin, istek ve arzuların peşinde koştunuz. İsim yapmak, ün ve şöhret kazanmak istediniz. Bunlar arasından mutlaka elinize geçenler de oldu. Fakat bu sonuçlar size gerçekten ne kazandırdı? Koltuk, makam peşindeydiniz. Tamam, başkan ya da patron oldunuz. Özlem duyduğunuz, hedeflediğiniz, o çok arzuladığınız konumu, kişiyi, evi, arabayı... elde ettiniz. Ardından büyük bir mutluluk hissettiniz, fakat bir süre sonra, "Bunun için mi ter dökmüştüm?" diyerek büyük bir hayal kırıklığı yaşamadınız mı? Peşinden çılgınca koştuklarınızın sandığınız kadar değerli olmadığını gördünüz. O çok önemli şey, elinize geçtiği andan itibaren önemini yitirmeye başladı, çünkü aslına bakarsanız zaten hiçbir değeri yoktu ki. Halbuki hedef uzakta ve ulaşılamaz göründüğünde, gözünüzde büyük ve değerli görünmüştü ki bu da aslında egonuzun marifetidir. Alt bir konumdayken, bir üst konumu elde etme düşüncesi size çok çekici gelir. Ego hedefleri süsler, güzelleştirir, ihtişamlı hale sokup değerli ve ulaşılması zormuş gibi gösterir ve sizi arkasından koşturur. Böylece kendisi de var olmaya ve güçlenmeye devam eder. Sonuç olarak, hedefledikleriniz ister elinize kolayca ya da zor bir şekilde geçsin, nihayetinde bunların kocaman bir hiçten ibaret olduğunu görün. Bu dünyada hiç bir şeyin en ufak bir değeri yoktur; her şey gelip geçicidir. Sakın egonun tuzağına düşüp önemli işlerle uğraştığınızı düşünmeyin. Böyle durumlar içindeyken, bilin ki yine egonun tuzağına düştünüz. Genel halimiz, sabahtan akşama kadar sürekli anlamsız, değeri olmayan, lüzumsuz işlerle uğraşmaktır. Peşinde koştuğunuz o hedeflerin, çok değerli; yaptığınız işlerin çok önemli olduğunu düşünüyorsanız, o da tamam! Ama bunu yaparken en azından çabalarınızın meyvelerini gözden geçirmekle başlayın. Bunu yapmak, farkındalığınızı yükseltecek ve her şeyin gelip geçici olduğunu görmenize yardımcı olacaktır. O zaman ego için bir yer kalmayacak ve onun sizinle olan birlikteliği de son bulacaktır. Gerçek ise gözleriniz önüne serilecektir. HER ŞEY ÇOK KOLAY.