İşte evliliğinizi kurtarmanın yolları...

Yayın Tarihi : 16-03-2013 11:19
[resim=20130315resim-154235G8][/resim] Bu kadar zamandır eşinizle yaşadıklarınız, paylaştıklarınız ve biriktirdiğiniz güzel anılar, evliliğinizi kurtarmanız için çıkış noktanız olabilir. Türkiye Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (PSİKODER) evlilik terapistleri, evliliklerdeki tutkunun ve romantizmin ilk günkü gibi taze kalabilmesi için nelere dikkat edilmesi ve neler yapılması gerektiğini açıkladı… [b]DEĞER VERDİĞİNİZİ GÖSTERİN![/b] Mutlu bir evliliğin tesadüfler sonucu olmayacağına dikkat çeken PSİKODER Başkanı Dr. Cem Keçe; “Her ne kadar flört ve nişanlılık dönemini yaşamış olsanız da, evlendikten sonra yaşanan geçimsizlikler ya da anlaşmazlıklar mutluluğunuzu sekteye uğratabilir. Eğer evliliğinizin istikrarlı bir şekilde gitmesini ve mutlu olmayı istiyorsanız, mutluluk için yapılması gerekenlerin olduğunu unutmamalısınız.Eşinizin olumsuz taraflarına değil olumlu taraflarına odaklanın. İşe ilk olarak, eşinize değer verdiğinizi göstererek başlamalısınız. Bunu gösterebilmek için çok büyük şeyler yapmanıza gerek yok. Hiç beklenmedik bir anda eşinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, sıcak bir bakış ya da ‘Seni özledim!’, ‘Seni düşünüyorum!’ demek, yeterli olacaktır. Her insan gibi eşinizin de takdir edilmekten hoşlanacağını unutmayın. Onu takdir edebilmek için nelere değer verdiğine dikkat etmelisiniz. Bunun yaparken, ‘Bu gün çok güzelsin’, ‘Bu kıyafet sana çok yakışmış’ ya da ‘Sana ihtiyacım var’, ‘Bu konuda haklısın’, ‘Teşekkür ederim’ ve ‘Özür dilerim’ gibi cümleleri kullanmayı ihmal etmemelisiniz çünkü ‘Güzel söz yılanı bile deliğinden çıkarır’. Bu nedenle, evliliğinizi mahvedecek olan ‘Keşke!’, ‘Ben sana söylemiştim!’, ‘Sen zaten hep böylesin!’, ‘Bırak, ben yaparım!’, ‘Bugün canım istemiyor!’ gibi cümleleri bir an önce hayatınızdan çıkarmalısınız. Eşinize değer verdiğinizi, ona karşı dürüst olarak, mutluluğunuzu ya da üzüntünüzü paylaşarak, arkadaşlarıyla arkadaş olarak, hobilerine saygı göstererek, onun için kendinizi geliştirerek, kendinizden çok fazla ödün vermeden, oluru olan konularda, fedakârlık yaparak ve kendinize bakarak gösterebilirsiniz. Bunun yanında, zihninizi okumasını beklememeli, genelleme ya da kıyaslama yapmamalı, mükemmeliyetçi olmamalı, aynı anda öfkelenmemeli, aceleci olmamalı ve sorgulamamalısınız.” dedi. [b]İLETİŞİMİNİZİ GÜÇLENDİRİN VE KENDİNİZİ VAZGEÇİLMEZ KILIN![/b] Evliliğin, farklı aile yaşantılarından ve kültürlerden gelen iki insanın aynı mekânı ve zamanı birlikte paylaşmaya başlamasıyla oluşan sosyal bir kadın ve erkek ilişkisi olduğunun altını çizen PSİKODER Başkan Yardımcısı Dr. Cebrail Kısa; “Evliliklerde iletişim eksikliğinden kaynaklanan ufak tefek problemlerin yaşanması olağandır. Bu problemlerin büyüyüp, çiftin ve ilişkinin yıpranmasına olanak vermemek için birbirinizle konuşmayı ihmal etmemeniz gerekir. Her akşam TV’yi açmadan önce ya da her gece yatağınıza geçince 10–15 dakika gününüzün nasıl geçtiğini anlatabilirsiniz. Bu iletişim, göz ve dokunma temasını güçlendirecektir. İletişim içinde bulunurken iyi bir dinleyici olmaya özen gösterin, olumsuz eleştiriden kaçının, nasihat vermek ve ‘Sen hep zaten geç kalırsın!’ şeklindesuçlamak yerine; ‘Senin geç kalman beni çok üzüyor!’ cümlesinde olduğu gibi ben dilini kullanmayı ve eşinize dokunmayı asla ihmal etmeyin. Dokunmak, sıcak temasın bir göstergesi olduğu için iletişimi güçlendirecektir.” diye konuştu. [b]BAŞ BAŞA VAKİT GEÇİRİN…[/b] Baş başa vakit geçirmenin önemine değinen PSİKODER Genel Sekreteri Psikolog Kemal Özcan ise şunları söyledi; “Eşinizle birlikte her gün en azından bir öğün yemek yemeniz, her hafta baş başa kalabilecek bir şekilde bir yerlere gitmeniz gerekiyor. Baş başa içeceğiniz bir kahve esnasında yapacağınız sohbetler ya da uzun yürüyüşler evliliğinizi canlandırmak için birebirdir. Elbette ki, hala makyajınızı yapıyor, kuaföre gidiyor ya da yeni giysiler alıyorsunuzdur. Fakat ara sıra yapacağınız değişiklikler örneğin, saç şeklinizi ya da rengini değiştirmek, tırnaklarınızı uzatmak ya da eşiniz için giyinmek,eşinizin gözünde vazgeçilmez olmanızı sağlayacak önemli etkenlerden bir kaçı olduğunu unutmayın. Her erkek eşinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekler ve bundan çok keyif duyar. Bu erkekler içinde böyledir. Yapacağınız sakal değişikliği bile eşinizi baştan çıkarmaya yetecektir. Bunları yaparken, ‘Senin için yaptım!’ demeyi de asla unutmayın. İnanın bu çabaya değecek!” [b]SEKS HAYATINIZA ÖZEN GÖSTERİN…[/b] Evliliklerde seks hayatına özen gösterilmesi gerektiğini savunan PSİKODER Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Serap Güngör'ün görüşleri ise şöyle; “Çiftlerin seks hayatlarını canlandırıcı birkaç küçük püf noktaya özen göstermeleri gerekiyor. Günlük hayat gibi yatak odası da bir süre sonra monotonlaşabiliyor. Evliliğinizin gidişatını değiştirmek, iletişimi güçlendirmek ve kendinizi vazgeçilmez kılmak için cinsel yaşamınıza özen göstermeli, ön sevişmelerinizdeki dokunmaları çoğaltmalı, fantezilerinizi açıkça ifade etmeli, birlikte duş almalı, birbirinize masaj yapmalı, müzik ya da mumlarla yatak odanızın havasını değiştirmelisiniz. İnanın, eşiniz size yeniden âşık olacak!” ....................................................................................... [resim=20130315resim-154012F2][/resim] [b]Beyazperdenin tehlikeli yüzleri...[/b] Beyazperdede öyle karakterler yer aldı ki, üzerinden yıllar geçse de 'dengesiz' davranışları ve 'tehlikeli' kişilikleriyle asla hafızalardan silinmedi. [b]İşte Total Film'e göre sinema tarihinin en tehlikeli 20 karakteri...[/b] [url=https://www.gecce.com.tr/fotogaleri-beyazperdenin-tehlikeli-yuzleri]foto[/url] ............................................................................ Yazılı Stand Up... Anne ben niye kimseyi sevemiyorum, bu şanssızlık genetikmi? Dedim, “O senin bireysel mallığın bizi karıştırma” dedi, hemen sustum. Babaanne, sen evlenirken dedemden elektrik aldın mı? Babannem; Yok yavrum bizim zamanımızda gaz lambası vardı.. Elalemin “çocukları 1.nci oluyor” diyen anneme, Bak “analar neler doğuruyor, sende iş yok dedim” ardindan terlik.. Cennet annelerin ayakları altındadır..! Demek ki annem “Seni ayağımın altına alırım!” derken hep iyiliğimi düşünüyormuş. 12 yaşındaki yeğenim face durumuna “hala bıraktığın yerdeyim” yazmış. Hemen ablamı aradım, “nerede bıraktın bu çocuğu?” diye kızdım. Sevgilim olduğunda, birden bire artan kısmetler için çok acayip küfürlerim var. Yalnızlıktan ölürken neredeydiniz? Laann! Dışarı zili çalınca koşa koşa çıkan! İçeri zili çalınca duymamazlıktan gelen öğrencileriz biz! Baba, dünyanın en iyi çocuğuna sahip olmak nasıl bir duygu? Ben nerden bileyim, git babaannene sor.. Justin Bieber sevgilisi için Disneyland’i kapatmış, gecce kulübü kapatamaz tabi yaşı tutmuyo ergenin. Bugün saçını ütüleyen kız yarın çamaşır makinasında yıkanır. Elin oğlu uzayda yaşamı araştırıyor bizimkiler sigaranın külünü hiç dökmeden sonuna kadar içebilmenin peşinde. Otobüste arkaya doğru yürüyelim diyen adama “yürümek isteseydik otobüse binmezdik” diyen genci tebrik ediyorum. Bazı insanları ALLAH’a havale etmek yerine; Ağzını burnunu dağıtıp “HAVALE” geçirmesini istiyorum! Sevgilisine taksitle hediye alıp taksiti bitmeden ayrılan adamın dramını film yapsam milyonları ağlatırım gibime geliyor. Fırıncı sıcak diye ekmeği eliyle zıplata zıplata getirince utanmıyor musun “milletin ekmeğiyle oynamaya” diyip kaçtım. Alo oğlum nerdesin? Otobüsteyim anne geliyorum. Çıktın mı okuldan? Yok anne otobüsü okula soktum içinde bekliyorum. Bazen evi arabayı satıp şöyle bi deniz kenarına yerleşeyim diyorum, tabi bunun için önce ev ve araba almam gerek. Anneme bugün işe gitmicem dedim, ütü yaptık, bulaşık yıkadık şimdide Dest-i İzdivaç izleyip fasulye kırıyoruz, Not: Pişmanım! Kız arkadaşımı o kadar seviyorum ki eskimesin diye başkalarının kız arkadaşlarını kullanıyorum.. Eğer bir kızın profil fotoğrafları belden yukarı ise kısa boylu, omuzdan yukarı ise şişman, sadece gözleri görünüyorsa kaçın! Arabayla yolda giderken eski sevgilimi gördüm yine yol verdim. Mutluyum.. Hap yazma yutamam, şuruptan miğdem bulanır, iğneden de korkarım.. diyen ergene “Muska mı yazayım?” diyen doktora saygılar. Türk kızına “beyin nedir?” diye sormuşlar, o da “beyim evimin direğidir” demiş. Sevgilin mesaja 10 veya 15 dakika sonra cevap veriyorsa ve sen bekleyen taraf isen küfür etmeye hakkın vardır. Fareye deney yapmışlar; Viski, votka vermişler hepsinde oynamış zıplamış. Rakı vermişler elini masaya vurmuş “o kedi buraya gelecek” demiş. Otobüste ayağa kalktığımda yanımdakinin “inecek misiniz?” sorusuna “yoo donumu düzelticem” deyip tekrar oturmak istiyorum. Hani dilimizin ucuna gelipte söyleyemediklerimiz var ya; Allah o cümlelerin yolunu açık etsin! Flört ettiğim kız “ilişkimizin adını koyalım mı artık!?” deyince “Ethem olsun bari” dedim; “dedemin adı”.. kızıp gitti. bence güzeldi oysa.. Derste “Hep aynı parmakları görüyorum” diyen hocama; Değişik olsun diye, orta parmağımı kaldırdım. Dersten attı, mağdurum! Kızlar kendisiyle ilgilenmeyen erkeklerden hoşlanıyor diye, 3 yıldır hoşlandığım kıza merhaba bile demiyorum. Umarım mesajı almıştır. Ağladığımı gördüğü halde bana gelip de; Ağlıyor musun? diye soran mala; Yok, ben gözümden işiyom diyesim var. Bankamatikten para çekince sayan vatandaş; para eksik çıksa ne yapacaksın çok merak ediyorum. Sivrisinekleri anlamıyorum. Direk gel, sok ve git. Kulağıma gelip de “Nasıl soktum ama, hahah” şeklinde vızıldamana ne gerek var? Kasımda aşk başka değildir. Kasımda aşk yoktur. Okul vardır, sınavlar vardır, stres vardır, soğuk vardır. Erkek milletine susuzluktan öldüm bir bardak su ver desen kalkmaz, halı saha maçı var de kıta değiştirir. Beni çekemeyenlere tavsiyelerim; Halay, mekik, fön, ya da kafa çeksinler! Baktılar olmuyor; Sabır çeksinler! Eski zamanlarda trip yapan kız da hiç çekilmezmiş ha. Sen günlerce mektup bekle, cevap “peki.” olsun. İnsan katil olur valla. Annemin damatları için yorumu: “Bütün öküzler de bizi buluyor” nasıl ot yetiştirdiysem artık! Tv’de heyecanlı bi şey olduğu zaman “nefesler tutuldu” deniyor. Kim bu nefesinı tutan beyinsiz anlamıyorum. Bir kadının fotoğrafını çektiğin an ile “dur bir bakayım nasıl çıkmışım” demesi arasında geçen süreye ışık hızı denir. Merdivenlerden düştüğümü gören ve buna rağmen “düştün mü?” diye soran mal. Yok, düşmedim. Benim iniş tarzım böyle.. Her türlü teknolojik ürünün çakmasını yapana “ÇİN”, her türlü yiyeceğin çakmasını yapana “BİM” denir. Ne çok gezen bilir, ne çok okuyan.. Her şeyi “Anneler” bilir ne gezer ne de okur.. İtirazı olan!? Kıza; “Seninle ciddi düşünüyorum.” dedim, “İspatla” dedi. Takım elbise giyip oturdum karşısına, ülke sorunlarını konuşuyoruz. Baba ben arkadaşıma ders çalışmaya gidiyorum. Kızım yıllar önce annende bana ders çalışmaya gelmişti otur oturduğun yerde! Otuz yaşındaki heriflerin lise üniforması giyip kolej öğrencisi rolü oynadığı dizilere lütfen artık bir son gelsin. Kadın kamyon şöförü duvar yazısı: “Torpidomda aseton yoksa da güzelim, ben ojemi mazotla da silerim” Cuts! Fön çektirdikten hemen sonra yağmura yakalanan kadın kadar tehlikeli çok az şey var bu dünyada. Yanaşmayın derim. Millet ruh ikizini buluyo, ben 15 dakikadır çorabımın diğer tekini bulamadım. Nerde yanlış yapıyorum acaba.