[resim=20181116resimHD-151431CW][/resim]
[b]Kaç yıl oldu bilmiyorum ama keyif ile dinliyorum radyoda seni Yasemin Şefik, günümün yorgunluğunu alan az radyocudan birisin.... Nedir bizde seni çeken?[/b]
Öncelikle çok teşekkür ederim. Aslında çekim dediğimiz şey olumlu ve olumsuz yanlar barındırıyor. Sevmek ve sevmemek gibi… Sesi beğenip, yoruma gıcık olabilirsin. Ya da tam tersi… Eğer ikisi de olumluysa oooh bundan daha güzel ne olabilir. Tüm bunların varyasyonları çekimin kendisidir.
[b]Konulara espri ile vakıf olman güzel de her şeye cevap vermen neye kadir? Çok mu okuyorsun, çok mu duyuyorsun?[/b]
Olayların, mevzuların hep bir başka açısı vardır. Üzüldüğünüz bir durumda gülecek ya da tam tersi bir ayrıntı, boşluk bulabilirsiniz. Benim ki o duygu karışımında, kimine göre bozukluğundan geliyor olabilir. Çok okuyorum… araştırmalardan fütüristik teorilere, mizahtan, kurgu romanlara, biyografiler ya da otobiyogrofilerden tanımlara…okumayı seviyorum…duymaktan ziyade dinliyorum.
[b]Zor değil mi sabah kuşağı programı yapmak ve anlık olaylara cevap vermek? (mesela gecce gelişen bir magazin olayına sabah saat 10'da yorum yapmak gibi )[/b]
Hayat artık çok hızlı. Özellikle bilginin doğru/yanlış her hali çabucak etrafımızda. Sosyal medyanın bu anlamda rolü çok büyük. Radyo programım “Hitnoz” sadece magazin anlatan bir program olsaydı bu dediğin hakkında başka bir cevap verirdim. Gün içinde, aktüel hayatın arasında akıp giden konular ve bunların bizde bıraktığı izler var. Bunları genelde ti’ye alarak anlatıyor olabilirim. Aktarmanın iki duyguda çok yüksek olduğunu söylebilirim; gülmek ve ağlamak. Magazin muhabirlerine kolay gelsin. Zor iş yaptıkları!
[b] Beğenilen ve raitingi olan radyocusun mesela benim de şarkım olsa yayınlanmasını istediğim ilk üç radyocudan birisin. Sanatçıların veya plak firmalarının sana yaklaşımı nasıl oluyor?[/b]
Kimmiş o diğer ikisi… Teşekkür ederim işin şakası tabi. Ancak bu iş şarkıcı, müzik şirketi, radyo arasında bir üçgen değil artık. Parametreleri çok değişti. Digital platformları da iyi takip etmek gerekiyor. Şarkıcılar, pr’cıları, şirketleri...vb gibi unsurların bana olan yaklaşımları sıcak. Karşılıklı bir akışımız var. Onlar müziği üretiyor ben ürettiğim programın içinde müziği yayınlıyorum.
[b]Seçtiğin konukları neye göre programına konuk alıyorsun?[/b]
Her şeye göre; şarkıcı- şarkı…oyuncu-film-dizi…yazar-kitap…ressam ve eseri neyse artık. Üreten kişiyi misafir etmeyi seviyorum. Paylaşmayı, bakın böyle bir albüm, film, yapım, kitap, etkinlik var demek hoşuma gidiyor. Dertlerini rahat rahat anlatsınlar istiyorum. E tabi ben de sorayım!
[b]Müzip kişiliğin ile sahnede de mükemmel bir enerji yakalıyorsun. İstanbul Komedi Festivali'nin açılışını "Ne Münasebet" stand up şovun ile BKM Mutfak Çarşı'da yaptın. Ciddi bir seyirci kitlen vardı, hazırlık aşaman nasıl oldu, gelen tepkiler illa ki olumlu olmuştur, şovun yenileri ile ilgili takvimin belli mi? (Sana destek verenleri de yazabilirsin)[/b]
İstanbul Komedi Festivali… Uluslararası bir festival. İçinde olmak çok kıymetli. Stand-up gösterisinde beni destekleyen olmaları harika bir duygu. Hazırlık aşaması sancılı geçiyor. Kendi kurgunu yazıp, çizerken süreki değişen konuların var. Böyle olunca kurguda değişiyor. Şakanın hali, tavrı, kelimesi kafanda hep başkalaşıyor. Son güne kadar hep aynı değişimle savaşıyorsun. BKM ailesi ve başta Gülçin Salacan olmak üzere, Zümrüt Arol Bekçe’nin desteği çok büyük. Dostlarım; Ayşe Özyılmazel, Sevtap Tuzcu, Ebru Taştan… Her anımda yanımdalar. PPR İletişim kurucusu Selma Semiz ve ekibi gösterinin tanıtımında bana harika bir yol çizdiler… Hepsi kariyerlerinde, güçlü, vizyon sahibi harika insanlar. Bak bi de tam girl power işi…!
[resim=20181116resimHD-151454XF][/resim]
[b] Standup da konu seçimin nasıl oluyor? Genelde bu tür işlerde hep kadın & erkek ilişkileri üzerine kurulu değil mi?[/b]
Günlük hayatın içinde aslında çok konu var. Sürekli not alan biriyim. Defterlerim, telefonun not bölümü dolu. Flört, aşk, evlilik… Bunlar hepimizin konuştuğu konular. Benim yaptığım bu konulara mizahi olarak bakmak. Sevişebilme ihtimalli hareketler ise özüne baktığınızda tam bir kahkaha sebebi.
[b]Radyoda şarkı seçimin oluyor mu? Mesela beğendiklerin ile beğenmediklerin ayırımı söz konusu mu?[/b]
Çok sevdiğim şarkılar var. Sevmediklerim de var. Ancak radyo listeleri otomasyonla düzenleniyor. Diğer radyoları şu an bimiyorum ancak Best Fm bu anlamda her kategorisini çok iyi bir algoritmayla hazırlıyor. En sevilen hitler, eskiden çok sevdiğin bir şarkı, yeni kategorisi ve tarzların çeşitliliği ile radyo duygusunu hala yaşatıyor. Müzik göreceli bir içerik. Ben hiç sevmeyebilirim ama dinleyici bayılıyordur. J
[b]Konuşmak ayrı bir meziyet, anlatmak daha başka sen bir de yazıyorsun yeni projelerin var mı?[/b]
Aslında hepsi kelime yahu Caner. Anlatıcı olmak benim hayatımda önemli. Mesleki açıklamam da bu tanımı kullanmayı da seviyorum. Ben bir anlatıcıyım. Dört kitap okuyucuyla buluşturdum bugüne kadar…En son kitabım “Öyle Vakti” 2017 yılında çıktı. Yeni kitap için hazırlığım var. Planım 2019 baharında rafta olması...
[b]Sosyal medya paylaşımların da mükemmel bazen kahkaha atıyorum onları izlerken nasıl üretiyorsun o esprileri, hele o fotolara fotomontaj yapmana.[/b]
Hiciv seviyorum. Aslında o mizahın agresif bir tarafı var.
Kendim içine dahil olunca şakası oturuyor. Bu arada gülmene çok sevindim. Vallahi aklım öyle çalışıyor galiba. Bu sezon stand-up gösterisi aslında o fotomontajlarında içinde yer alacağı bir görsel kurgu olacaktı. Yetiştiremedim. J Bi daha ki sezona fikrimi değiştirmezsem öyle yapacağım.
