Giray Altınok: “Babama tehdit mektubu yazdım”

Sibel Arna’nın youtube programı“Ne Olursan Ol Rahat Ol”a konuk olan Giray Altınok dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Giray Altınok: “Babama tehdit mektubu yazdım”
MAGAZİN
Yayın Tarihi : 06-04-2024 10:52

Prens dizisiyle gündemde olan kalemi ile ayrı oyunculuğu ile ayrı kıymetli, mizah emekçisi Giray Altınok, gazeteci Sibel Arna’nın youtube programı“Ne Olursan Ol Rahat Ol”a konuk oldu. 9 Nisan’da ikinci sezonu ile izleyici ile buluşacak Prens karakteri ile ilgili konuşan Altınok, karakterin peruğuyla yakışıklı ve özgüvenli olduğunu söylerken kendisinin asla saç ektirmeyeceğinin altını çizdi. Giray Altınok’un Sibel Arna ile olan sohbetindeki açıklamaları uzun süre düşündürecek.

İşte Giray Altınok'un dikkat çeken açıklamaları:

"Babam ona yazdığım tehdit mektubunu hala cebinde taşıyor"

"Çocukluğum Çorlu’da geçti. Okumayı beş yaşında öğrendim, yedi yaşında yazmaya başladım. Anneme şiirler yazıyordum, babama ise tehdit mektupları. Bayram harçlıklarını biriktirerek aldığım bir oyun CD’sini kırdığı için babama bir tehdit şiiri yazdım. İlk dörtlüğü şöyle: “Yaş alacaksın sen de bir gün elbet/ O zaman yatıracağım seni huzurevine evet/ Hiç bana kızma o zaman/ Kırmasaydın sen de cd'mi  Mehmet”

Babam hala o şiiri cebinde taşıyor. Nasıl koymuşsa adama, nasıl bir bıçak girmişse bazen arkadaşlarımla babamı da alıp rakıya gidiyoruz, vakit geldiğinde cebinden çıkarıp herkese gösteriyor. Sonra ben o şiir işinden para kazanmaya başladım. Çorlu’da şiir yarışmaları olurdu katılırdım ve sürekli kazanırdım. Hediye çeki verirlerdi, bütün aileye kıyafet alırdım. Ben şiirlerimle ailemi giydirdim."

 

“Sen şey değil misin” Oscar’ı benim 

 

"20 yıldır sektördeyim ama çok uzun süre yarı ünlü kaldım. “Sen şey değil misin” Oscar’ı benim. “Sen kimdin ya” “sen nerede oynuyordun ya” sorularına çok alışığım. Alper abiyle çok benzetiyorlar. Bir süre Alper Kul olarak ünlülüğün tadını çıkardım. "
 

"Hadsizliğe tahammül edemiyorum"

"Hadsizlik beni çok rahatsız ediyor. Katlanamadığım tek şey bile bile, göre göre yapılan hadsizlik. Biraz orada kontrolümü kaybediyorum. Bir gün havalimanında biri bana olan sevgisini enseme vurup “lan ne komik o Instagram‘daki videolar” diyerek gösterdi. Onur Buldu’nun benzer bir hikayesi var. 

Bir amca markette Onur’un götüne tekme atmış. “Sana telefon alacağım” diyerek götüne vurmuş bir tane. Onur delirmiş, anlatırken gözünden ateş çıkıyordu. Biz beğendiğimiz insanlara hangi cesaretle böyle davranabiliyoruz? Ben yolda Şener Şen’i gördüm, bir kilometre takip ettim “fotoğraf çekilebilir miyiz” diye soramadım. Genetiğimiz çok değişmeye başladı, saygısızlık çok normal bir şey oldu. "

 

"Karım, Serdar Ortaç’ı seviyor diye kavga etmiştik "

 

"Eşim Cansu’yla ben birbirimize çok destek olan, çok dengeli bir çiftiz, burçlarımız da aynı ikimiz de yay burcuyuz. İkimiz birbirimize bir olarak gördüğümüz için şu andaki benim popüler olma durumumu birlikte yükseliş olarak görüyoruz Patlamalarınız da aynı olur, sönmelerimizin zamanlaması eştir. Cansu Serdar Ortaç’ı seviyor diye bir İzmir seyahati boyunca kavga etmiştik. Ben bir türlü anlamamıştım “Sen nasıl Serdar Ortaç’ı seviyorsun” diye sorgulamıştım. Sonra ben de Demet Akalın sevdim. Cansu bunu hiç problem etmedi sağ olsun büyük hoşgörüyle karşıladı. Cansu müthiş düzenli bir insandır. Benim hayatımda o olmasa benim bir düzenim olamaz. Giyinmeye karşıyım mesela, bıraksanız yırtık pantolon, delik tişörtlerle gezerim. Bütün alışverişimi Cansu yapıyor, “şimdi bunu giyeceksin” diyor ben de giyiyorum. "