Fatih Altaylı'dan Hakan Ural'a: Zır ötesi cahil, söylediği her şey yanlış...

Habertürk yazarı Fatih Altaylı köşesinde, Hakan Ural'ın Montrö Boğazlar Sözleşmesiyle ilgili sözlerini çok sert eleştirdi. Ural için "Zır ötesi cahil, söylediği her şey yanlış" " diyen Altaylı, "Söylediği 10 şeyin 9’u yalan, 1’i de yanlış" ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı'dan Hakan Ural'a: Zır ötesi cahil, söylediği her şey yanlış...
MAGAZİN
Yayın Tarihi : 12-04-2021 13:29
Hakan Ural, Kanal D'de yayınlanan "Neler Oluyor Hayatta" isimli programda Montrö Boğazlar Sözleşmesiyle ilgili "Montrö yapıldığında boğazlardan 3 bin gemi geçiyordu, Bugün bu rakam 50 bini, 2023 de bu rakamın 86 bini geçmesi bekleniyor. Ve tek kuruş para alamıyoruz, denetleyemiyoruz. 8 Milyar dolar üstü kaybımız var" demişti. Fatih Altaylı bugünkü köşe yazısında bu sözlerinden dolayı Hakan Ural'ı topa tuttu. Ural için "Zır ötesi cahil, söylediği her şey yanlış" diyen Altaylı, "Hakan Ural gibiler bu cehaletleri sayesinde alkışlanıyor" ifadelerini kullandı. [b]Fatih Altaylı'nın konuyla ilgili bugünkü yazısı şöyle:[/b] "Türkiye, geldiği ya da getirildiği mevcut durumdan kazasız belasız çıkar mı bilmiyorum. Görüntü tatsız ve pek de umut vermiyor. En önemli sorun cehalet gibi görünse de asıl sorun o değil. Cehalet her yerde var. Türkiye’deki sorun cehaletin hadsizliği. Geçmişle bugünün en temel farkı da bu galiba. Kötüye gidişin en temel kaynağı. Cüretkar cahillere gösterilen hoşgörü ve hatta sevgi ve muhabbet cühela takımının tam bir hadsizlik içine girmesini getiriyor beraberinde. Ve çoğunluk oldukları için sesleri diğer tüm sesleri bastırabiliyor. Sonunda sanki çoğunluk gürültüsü ile doğrular ve gerçekler bastırılabilir ve değiştirilebilir gibi bir algı egemen olmaya başlıyor. Daha net konuşmak gerekirse çoğunluk iki kere iki beş eder dese 2 kere iki beş edebilirmiş veya fizik kanunları referandumla değiştirebilirmiş gibi bir durum ortaya çıkıyor. Vahim olan ise yönetimlerin bu gidişata dur demek yerine ayak uyduruyor olması. Tehlikeli olan da bu. Bunun en net örneklerinden biri Hakan Ural isimli şahsın Boğazlar ve Montreux Sözleşmesi hakkındaki sözleri. Adam sabah magazin programı yapıyor. Araya Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili müthiş fikirlerini sıkıştırıyor. Belli ki ne sözleşmeyi görmüş ne sözleşmenin içeriği ile ilgili bir bilgisi var. Zır ötesi cahil. Söylediği her şey yanlış. Saçmalıyor. Zırvalıyor. Ama müthiş bir fütursuzluk içinde. Söylediği 10 şeyin 9’u yalan, 1’i de yanlış. Bunları rahat rahat çıkmış ekranda anlatıyor. Muhtemelen kendisi kadar cahil olan izleyici kitlesi de buna inanıyor. Ve Hakan Ural gibiler bu cehaletleri sayesinde alkışlanıyor. İş buluyor, o koltuklara oturtuluyor. Mesele Hakan Uralların cehaleti değil. Mesele Hakan Uralların alim yerine konması, yönetimler tarafından saygı görmesi. Cahil hadsizliğinin kutsanması. Hakan Ural’ın bilgili olduğu magazin konularında konuşmasına hiçbir şey diyemem. Ama Hakan Uralların her konuda alim kesilmesi bir ülkenin dramıdır. Bakın size bir şey söyleyeyim. Geçmişte bilginin yerine cehaleti yücelten iki ülke vardı. Bunlardan biri Kamboçya diğeri Afganistan. İkisinin bugünkü hali ortada. Yani yolun sonu belli. İster ilerlersiniz, ister geri dönersiniz."