Son yıllarda okullarda akran zorbalığı ciddi bir sorun haline geldi. Sınıf içi ve dışı etkileşimlerde çocukların psikolojik, duygusal ve fiziksel zarar görmesine neden olan bu durum, hem öğrencilerin akademik başarısını hem de ruhsal gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Peki, bu sorunun önüne geçmek için öğretmenler nasıl bir tutum sergilemeli?
Oya Doğan: “Zorbalık görmezden gelinmemeli”
Klinik Psikolog Oya Doğan, okullarda zorbalıkla mücadelenin yalnızca öğretmenlerin göreviymiş gibi gösterilmesinin doğru olmadığını vurguladı. Doğan, “Burada sadece öğretmenlere yüklenen bir kısım bana çok sağlıklı gelmiyor. Çünkü öğretmen sadece okuldaki kısımda hakimiyet sağlayabiliyor ama çocuk aileden ve toplumdan etkilenerek geliyor,” ifadelerini kullandı. Bu yüzden aile ile iş birliği yapılmadan yürütülen hiçbir sürecin tam anlamıyla etkili olamayacağını belirtti.
Öğretmenlerin Rolü ve Ailenin Katılımı
Doğan’a göre öğretmenler, zorbalık durumlarında mutlaka aileyi sürece dahil etmeli. Akran zorbalığının sonuçsuz kalmaması gerektiğini belirten psikolog, “Görmezden geldiğimiz ilk hata, ileride daha büyük suçların tetikleyicisi olabilir. Belki de zorbalık yapan çocuğun ilk defa sonuçla yüzleşmesi ve mağdur olan öğrencinin korunması, çözüm sürecinin başlangıcı olacak,” diyerek konuya dikkat çekti.
Zorbalığı Önlemede Sistemin Katkısı
Doğan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatına zorbalık konusunu dahil etmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının da bu alanda aktif rol üstlendiğini belirtti. Ancak, tüm bu çabaların kalıcı sonuçlar doğurabilmesi için en önemli adımın okullarda görmezden gelme davranışının sona ermesi olduğunu vurguladı.