HAKAN AKKAYA İLE ÜNLÜ YAZ GELİNLERİNİ 'GAGA'LADIK!

Yayın Tarihi : 29-07-2011 15:42
[b]Modaya ilgin ne zaman başladı?[/b] Tasarımcı olmak benim hep istediğim bir şeydi. Babannemle birlikte ‘Cesur Ve Güzel’ dizisini izlerdik. Tasarımcı ne demek, defile ne demek? Bunların hepsini ilk okul dördüncü sınıfta o diziyle öğrendim. O gün itibari ile hep istediğim şey bu oldu. Ama kolay olmadı. Benim ailem çok karşıydı. Bilkent’de mimarlık okuyordum. Bir sabah okulu bırakmaya karar verdim. Eşyalarımı toplayıp İstanbul’a geldim ve serüven başladı.. [i]NAZLI GOLDENBERG'LE ORTAKLIĞI NEDEN BİTTİ?[/i] [b]Hang markası nasıl doğdu?[/b] Mes market için bir marka kurmam gerekiyordu Nazlı Goldenberg ile Hang by Hakan Akkaya’yı kurduk. Bir hafta önce Nazlı Goldenberg ile ortaklığımızı bitirdik. Arkadaş kalmaya karar verdik ki biz zaten eski arkadaştık. Ortaklık çok zor bir şey. İşler büyüyünce ikiye bölünüyorsun. Karar tektir. Ben hep buna inanırım. Piramidin başında iki kişi olmaz. Benim mesleğimle alakalı bir iş olduğu için de piramidin başında her zaman ben vardım. [i]NEDEN BU KADAR DİKKAT ÇEKTİ[/i] [b]Programla beraber kitlelerin hem sevgisini hem nefretini kazandın. Neden çok konuşuldun?[/b] Beni seven kadar sevmeyen de vardır. Her zaman şuna inanırım kimse sonradan star olmaz!.(işinde ön plana çıkan) bu doğuştan gelen bir şeydir.Ben ilk, orta ve lisede de hep göz önündeydim. Her girdiğim ortamda sivrilen bir tiptim. Doğuştan gelen bir şey olduğuna inanıyorum. Sevmeyenler de sağ olsunlar takılmıyorum. Sevenlerim daha çok mesela twitter’da toplasanız bana 20 kere kötü bir şey yazılmıştır. Bunlara hiç cevap vermiyorum zaten renk oluyor. [b]Sana moda gurusu diyenler bile var. Bu tabiri kendine yakıştırıyor musun?[/b] Çok güzel bir şey bu tabii ama biraz kendini beğenmişlik olur o. Evet ben yaptığım işte iyiyim. Çünkü bu işin kreatif olan yanı sadece %10’u, %90’da bambaşka bir şey var bu paketin içinde.. Öncelikle iyi bir insanım. İnsan ilişkilerim iyi, kimsenin yaptığı işte gözüm yoktur, kimse için kötülük düşünmem. Bazen benim meslektaşlarımın yaptığı işleri kıskanabiliyorum. Neden bunu ben düşünmedim de o düşündü gibi dozunda kıskançlıklarım vardır. Ö.S.: Takip ettiğin, çizgisini beğendiğin modacılar var mı? H.A.: Ben kimseyi takip etmem. Tabiî ki beğendiğim tasarımcılar var. Çok inceleyerek bakmıyorum yaptığı işlere, etkilenmemek adına.. Farkında olmadan da etkilenebiliyor insan. Kendine has bir insanım benim tarzımı beğenen beğenir. O konuda iddiam yok. Önce kendim mutlu olmalıyım yaptığım işten sonrasıda beni çok ilgilendirmiyor. Ö.S.: Koleksiyonların hep tek renk ya da çift renk çoğunlukla siyah ve beyaz. İddialı renkleri sevmiyor musun? H.A.: Bence siyah ve beyaz en iddialı renkler. Benim gardrobumda siyah ve beyazdan başka bir şey yoktur. Televizyonda renkli giyinebiliyorum. Televizyonda başka bir durum var biraz daha eğlenceli olman gerekiyor. Ö.S: Nur Yerlitaş ile atışmalarınız da o yüzden oluyor di mi? E tabii.. Nur Yerlitaş bambaşka biri. Ben insanlara saygılıyımdır.Aldığım aile terbiyesi bana bunu öğretti. Konu iş olduğunda ise yaş yoktur. Gerçekten beni üzecek bir durum olsa ben de Nur’u üzebilirim. Allah’a şükür benim de bir zekam ve konuşma kabiliyetim var. Nur benim ailem gibi şu an. Ama o masaya oturduğumuzda başka bir şey oluyor. Egolar var. Nur Yerlitaş daha tecrübeli tabii. Onun 20. yılı benim 12. yılım. Aradaki 8 sene büyük bir mesafe. Bir kere jenerasyon farkımız var. Onun için başka dengeler var orada.. Ö.S.:Barbaros Şansal kendi değimiyle ‘yamak’ hakkında ne düşünüyorsunuz? H.A.:Kendisini çok taktir ediyorum aslında Yıldırım Mayruk’un yanında ikinci insan olarak kaldığı için. Çünkü çoğu insan ikinci planda kalmayı kabul etmez. Yıldırım Mayruk, Nur Yerlitaş gibi insanların atölyesinde çalışmak çok önemli bir deneyimdir. Ö.S.:En sivri dilli siz siniz içlerinde. Ben yaptığın eleştirileri çok yerli buluyorum. Toplumumuz eliştiriye açık olmadığı için mi tepki çekiyorsun ? H.A.: Evet bazen çok sinirlenebiliyorum. Biz iki günde beş bölüm çekiyoruz, çok yorulabiliyoruz. Arada benim de çizgiyi aştığım oluyordur. Ben çizgiyi aşıp, terbiyesizce eleştiri yapma zihniyetinde oturmuyorum orada. Çünkü televizyonda böyle tipler var biliyorsunuz. Ben orada kötüye kötü, iyiye iyi demek zorundayım. Bazılarını rahatsız edebiliyorsa onlar da izlemesinler. Yapacak bir şey yok kimse için kendimi değiştiremem. Yanlış bir şey yaptığıma inanmıyorum. Kıskançlık dozunda ayarlayamazsan çok kötü bir şey. En başta buradan yola çıkıyorlar. Bence oturup objektif izlerlerse ne kadar terbiyeli ne kadar saygılı olduğumu görürler. Sonradan stylist olan tekstilciler var mesela bir diziye iki kıyafet verip guru kesildiler başımıza. Zaten bizim programı da ilk eleştirenler onlardı. ‘O programda nasıl oturuyorsun?’ diyenler oldu mesela ben de sana böyle bir teklif geldi mi dedim. Geldikten sonra söylersen ok. Bunun bir inandırıcılığı var. Ama kimse benim orada terbiyesizce bir tavır sergilediğimi söyleyemez. Ben kendine güvenen bir insanım benim kimseyi aşağılamaya ihtiyacım yok. Aşağılayan insanlar zaten kompleksli insanlardır. [b]Sizin programdan sonra bir çok program çıktı ‘Sen Yeter Ki İste’ ‘Bana Her şey Yakışır’gibi ama sizin kadar başarı elde edemediler. Gündem yaratmadı neden?[/b] Bizim programın tutmasının en büyük nedeni güzel bir sinerji oldu. Çünkü biz orada çok eğleniyoruz. Karşıya geçen elektrikte olumlu yansıyor. Bence diğer programlardakiler ekip olamadı. Formatlarını çok beğenmiştim ama yayından kalktı. Bizim program fenomen haline geldi. Herkes ‘Bugün Ne Giysem?’i konuşur oldu. Ben de bu kadarını beklemiyordum. Reytiglerden daha önemli bir şey herkesin bunu konuşuyor olması.. Ö.S.:Cengiz Abazoğlu bana göre çok nötr.. H.A.:Cengiz çok iyi kalpli bir insandır. O onun karakteri. Bizler televizyonun gerektirdiği formata uymak zorunda olan insanlar değiliz. Bizlerin profesyonel olduğu meslekleri var. Bugüne kadar beni modacı kimliğim idame ettirdi. Cengiz Abazoğlu’nun da bu saatten sonra hiç bir şey için değişmesine gerek yok. Bizi televizyon bu şekilde kabul ediyorsa eder. Yoksa bunun için çaba göstermem zaten benim bir mesleğim var. [b]Yeni sezon trendlerin neler?[/b] H.A.: Kumaşları renkleri takip ediyorum. Sevmediğim şeyleri ne kadar moda olursa olsun yapmam. Firmalara koleksiyon hazırlarken bir sürü şey göz önünde bulunduruyordum. Beni ne mutlu ediyorsa onu yapıyorum. Hayatımda ilk defa renkli koleksiyon hazırlayacağım. Sonbahar-kış renkli olacak. Yeşil, mavi, kırmızı renkleri ağırlıkta olacak. [b]Bir kadın nasıl şık giyinir?[/b] Kadınların takımlama mantığından vazgeçmesi gerekiyor. Kıyafeti, çantası, ayakkabısı mor. Böyle bir şey yok!. Türkiye’de stil sahibi kadın çok fazla yok. Benim için ne kadar az parayla ne kadar iyi göründüğüdür. Pazardan kıyafet almış kadınlar benim daha tercih ettiğim kadınlardır. Çünkü tepeden tırnağa marka giyen insanlar bence dünyanın en kıro insanlarıdır. Öyle bir dünya yok artık. 3 liralık t-shirt ile 1000 liralık eteği kombinlersen evet sen yaratıcı bir insansın. Yaratıcılık her iş dalında çok önemli. Bu kış iddialı giriyoruz. Aralık’ta büyük bir defile hazırlığındayız. Türkiye’de bugüne kadar yapılmamış bir defile olacak. (Söz ilk sana konuşacağım.) İlk defilemde iyi bir şeyler yapmak istedim. Küçük bütçelere küçük şeyler yapmak istemedim. Gerekirse beş sene daha beklerim. [i]BEREN'İN YARDIMA İHTİYACI VAR[/i] [b]Dizilerin modaya etkisi ne olacak?[/b] Aşk-ı Memnu bir fenomen olmuştu. Ama çok ince bir çizgi var. Geçek olmayan bir görüntü bana komik geliyor. Pazar sabahı evde kahvaltı yaparken kokteylde giyebileceğin bir elbiseyle yapamazsın. Aşk-ı Memnu’da çok başarılı tasarımcılarla çalışıyordu. Örneğin Beren Saat’e, Özgür Masur çok güzel şeyler giydiriyordu. Bazı hazır giyim firmaları bu elbiseleri yok sattı. Bunlar çok güzel şeyler. Tasarımcı kıyafetleri verir ve sahneye göre uyarlamak o dizinin styling’ini yapanlara kalmıştır. [b]Osmanlı da dekolte olur mu olmaz mı?[/b] Muhteşem Yüzyıl’ın senaristi bir açıklama yapmıştı galiba ‘Biz belgesel çekmiyoruz’ diye aynen öyle.. İşte photoshop kötü bir şey hayır efendim sen modayla ilgili bir şey yapıyorsan yenilikçi olmak zorundasın hep iyi görüntü vermek zorundasın. Bütün dünyada bu böyledir. O dizinin reytingini yine dozunda olmayan kıskançlığa bağlayacağım. Tabii ki sen orada dekolte vermek zorundasın dizi çekiyorsun belgesel çekmiyorsun ki. Orada ölçüsüz olan hiçbir şey yok. Her kadının giydiği kadar dekolte var. Ö.S.:Tarih bilimciler neden kıskansın peki? H.A.:Onlar zırvalamak için konuşuyorlar. [b]Dünya starlarından en çok kimi giydirmek isterdiniz?[/b] Nicole Kidman. O benim kadınım. Ben tavrı tavırsız olan insanları beğenirim. Mesela Angelina Jolie’yi beğenmiyorum. [i]TÜRKİYE'DEN BU ZİHNİYETTE DÜNYA STARI ÇIKMAZ[/i] [b]Türkiye’den kim var tarızını beğendiğiniz ve beğenmediğiniz?[/b] Oyuncular arasında Hande Ataizi’yi çok beğeniyorum. Çok doğru ve kusursuz giyiniyor. Beren Saat’in giyimini hiç beğenmiyorum. Günlük hayatta giyinmeyi bilmiyor ve yardım alması gerekiyor. Dünya güzeli bir kız oyunculuğunda böyle bir devlik yok. Ama bu kadar iyi bir oyuncuysan kötü görüntü vermemek zorundasın. Dünya starları böyle yaşıyor. O bilmek zorunda değil ama stylist’lerle çalışmak zorunda. Hadise’yi hiç beğenmiyorum. Onun takık olduğum şeyi uzun tırnakları. Bülent Ersoy’la da çalıştık. Çok enteresan ve zor bir insan. Oyuncular dışında Türkiye’de iki kadını çok beğeniyorum Özlem Önal ve Derin Mermerci. Onlar da koşulsuz doğru giyiniyorlar. Onların alternatifi yok. Erkeklerden Engin Altan Düzyatan’ın tarzını çok beğeniyorum. Yaklaşık 8 yıldır tanıyorum. O da kendi tarzı olan bir adamdır. Kenan Doğulu çok özenti geliyor bana.. Şebnem Ferah ve Hayko Cepkin’i giydirmeyi çok istiyorum. Ö.S.:Acun Ilıcalı’nın kıyafetleri çok eleştiriliyor. Bunun hakkında ne söylemek istersin? H.A.: Ben onu giyindiriyor olsam daha farklı giydiririm onu. Ö.S.: Ricky Martin arena konserinde 6 kıyafet değiştirdi. Dünya starları görsel şovlara ses kadar önem veriyor. Tarkan’ı nasıl değerlendiriyorsun? Tarkan’ı daha iyi görmek isterim. Ricky Martin’in 6 kıyafet değiştirdiği konuşuluyorsa Tarkan’ında konuşulmalı. Türkiye’den dünya starı çıkması zor. Önce zihniyetlerin değişmesi lazım. Sen dansçıların, orkestran bunların hepsinin bir konsepti olması lazım. Bunun için de bir tasarımcıyla çalışıyor olman gerekiyor. Kimse kusura bakmasın Türkiye’de bunu yapan kimse yok. [i]ÜNLÜ YAZ GELİNLERİNİ 'GAGA'LADILAR![/i] [resim=20110729resim-184907C4][/resim] H.A.:Gökçe Bahadır‘ın kısa gelinliğine bayıldım. Çok doğru bir şey yapmış. Yerine göre giyilmiş en doğru gelinlikti. [resim=20110729resim-184907B6][/resim] Ayşe Özyılmazel zaten elbise olarak almış gelinliği sadece duvak eklemiş. Onun da çok beğendim zaten küçük kendi aralarında bir şey yapmışlar. Ö.S: Sen de her şeyi beğeniyorsun Hakan… H.A: Ne yapayım güzelleri koymuşsun.. Ö.S: Programdaki sivriliğin nerede? Bence Ayşe’nin duvağı düğün elbisesine gitmemiş. Çok alaturka olmuş. H.A: Elbisesi dantelli olduğu için düz bir duvak hoş olmuş. Ben beğendim. Ö.S.: Ali Taran genç mi görünmeye çalışmış sence? H.A.: Ali Taran t-shirt giyip genç görünemeyeceğini bilecek kadar zeki bir insan. Çok cool bir adam. Yalnız t-shirt’ünü hiç sevmedim. O kara bir leke yani. Damat olmak için fazla spor olmuş. [resim=20110729resim-184907B1][/resim] Yasemin Ergene’nin gelinliğini hiç beğenmedim. Çok sıradan hazır giyim gibi duruyor. Gelinlik bana hazır alınabilir bir şey gibi gelmiyor. Aceleye gelmiş ondan olabilir. [resim=20110729resim-184907E3][/resim] Burcu Kara’nın gelinliği, pempe çiçeği, kemeri çok kötü korkunç. Rahatsız oldum. Çok alaturka olmuş. Gelinliğe ilk baktığında dümdüz güzel ama zor olan onun aksesuarları seni ya rezil eder ya vezir eder. Buğra Gürsoy’un mendili aynı renk gelinin çiçeğiyle işte bu uyumdan nefret ediyorum. Bir tek bizde var o zaten. En sevdiğimiz işler. [url=https://www.gecce.com.tr/foto-galeri/unluler/hakkan-akkaya-ozlem-sucu]Foto galeri için tıklayınız..[/url] Hakan Akkaya ile yaptığımız keyifli röportaj için kendisine teşekkür ediyoruz. Umarım aynı keyfi okurken sizlerde almışsınızdır.. Röportaj: Özlem Sucu Fotoğraf: Damla Arık