Yapay zeka sayesinde 21 yaşında on binlerce dolarlık ödülün sahibi oldu

Genç bir üniversite öğrencisi, Vezüv Yanardağı'nın M.S. 79'daki büyük patlamasının ardından kömürleşen ve kaybolmuş gibi görünen antik bir papirüs parşömenin sırrını çözdü. İlk kelimenin bulunması, bu genç yeteneği 40.000 dolarlık bir ödülle taçlandırdı.

Yapay zeka sayesinde 21 yaşında on binlerce dolarlık ödülün sahibi oldu
YAŞAM
Yayın Tarihi : 15-10-2023 22:31

Vezüv Yanardağı'nın dehşet veren patlaması, Herculaneum şehrinde bulunan lüks bir villanın kütüphanesindeki yüzlerce antik parşömeni kömürleşmiş karbon parçalarına dönüştürmüştü. Bu trajik felaket, tarihe ait pek çok önemli eserin sonsuza dek kaybedildiği düşünülüyordu. Ancak şimdi, yaklaşık 2 bin yıl sonra, bir üniversite öğrencisi bu kayıp hazineyi yeniden gün yüzüne çıkardı.

Genç dahi, yapay zeka teknolojisinin gücünden yararlanarak tarih öncesi bir mucize gerçekleştirdi. Antik parşömenlerin kömürleşmiş kalıntılarını incelemeye koyulan üniversite öğrencisi, uzun bir süre sonra beklenmedik bir sonuca ulaştı. Yapay zeka tarafından desteklenen özel bir yazılım ile, papirüs parşömenlerin derinliklerinde gizlenen ilk kelimeyi ortaya çıkardı.

Bu olağanüstü başarı, genç üniversite öğrencisine büyük bir ödül getirdi. Ortaya çıkan ilk kelimenin bulunmasının ardından, genç yetenek 40.000 dolarlık bir ödülün sahibi oldu ve dünya genelinde büyük bir tanınma kazandı. Tarih tutkunları ve bilim insanları, bu keşfin tarihsel ve kültürel önemini takdir ediyorlar.

Bu olay, antik metinlerin kömürleşmiş kalıntılarından bilgi çıkarmak için yapay zekanın ne kadar güçlü bir araç olduğunu gösterdi. Gelecekte, daha fazla kayıp eserin keşfi için benzer teknolojilerin kullanılması muhtemel. Bu, tarih ve arkeoloji alanlarında yeni ufukların keşfedilmesine olanak tanıyacak.

21 yaşındaki bu üniversite öğrencisinin başarısı, insan zekasının ve teknolojinin gücünü bir araya getirerek tarihi hazineyi yeniden ortaya çıkarması açısından büyük bir ilham kaynağıdır. Antik dünyanın sırları, yapay zeka sayesinde gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Bu genç dahi, tarihseverlerin ve bilim insanlarının umutlarını yeşertti ve gelecekte daha fazla keşif için kapıları araladı.

Kentucky Üniversitesi, tarihçiler için büyük bir heyecan kaynağı olan karbonlaşmış papirüsü çözmek için yapılan 1.000.000 dolar ödüllü yarışma ile gündemde. Üniversitenin bilgisayar bilimcisi Profesör Brent Seales ve ekibi, Vezüv meydan okumasına karşı rulo haline getirilmiş iki parşömen ve üç papirüs parçasının binlerce 3D X-ray görüntüsünü yayınladı. Ayrıca, antik mürekkebin papirüsün yapısındaki ince değişiklikleri analiz ederek parşömenlerdeki harfleri okuma yeteneği geliştiren bir yapay zeka programı geliştirdiler.

Karbonlaşmış Papirüsün Sırrı Çözülüyor

Kentucky Üniversitesi'nden gelen bu heyecan verici gelişme, tarihçiler için büyük bir umut kaynağı. Profesör Brent Seales ve ekibi, Vezüv yanardağının patlaması sonucu karbonlaşmış halde korunan bu nadir eserleri çözerek tarihi bilgilere ulaşmayı amaçlıyorlar. 3D X-ray görüntüleme teknolojisi kullanarak papirüslerin içeriğine bakmayı başardılar ve bu, tarihçilerin uzun zamandır beklediği bir anı temsil ediyor.

Kentucky Üniversitesi ekibi, papirüslerdeki harfleri çözmek için yapay zeka teknolojisi de kullanıyor. Antik mürekkebin papirüsün yapısında yaptığı ince değişiklikleri analiz ederek, yapay zeka programı bu eski belgelerin içeriğini ortaya çıkarmak için büyük bir yardımcı oluyor. Bu, tarihçilerin papirüslerin gizemini çözmeleri için önemli bir adım olarak kabul ediliyor.

Nebraska-Lincoln Üniversitesi'nden Luke Farritor ve Berlin Freie Üniversitesi'nden Youssef Nader, parşömenlerden birinde ilginç bir keşfe imza attılar. Bağımsız olarak aynı eski Yunanca kelimeye ulaştılar: "πορφύρας", yani "mor". Bu kelimeyi ilk bulan Nebraska-Lincoln Üniversitesi'ndeki 21 yaşındaki lisans öğrencisi Farritor, 40.000 dolarlık büyük bir ödül kazanırken, Berlin Freie Üniversitesi'nde 26 yaşında bir doktora öğrencisi olan Nader ise 10.000 dolarlık ödülün sahibi oldu.

Kentucky Üniversitesi ekibi, bu önemli keşiflerin tarihi yeniden yazma potansiyeline sahip olduğuna inanıyor. Karbonlaşmış papirüsler, antik döneme ait kayıp bilgilerin açığa çıkmasına yardımcı olabilir ve tarihçilerin geçmişle ilgili daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olabilir. Bu çalışma, insanlığın geçmişine ışık tutma potansiyeli taşıyor.

Kentucky Üniversitesi'nin tarihçiler için bu büyük hazineyi keşfetme çabalarını yakından takip ediyoruz. Bu önemli çalışma, tarihi ve arkeolojik alanlarda büyük bir ilgi uyandırıyor ve gelecekte daha fazla bilgiye ulaşmamıza yardımcı olabilir. Karbonlaşmış papirüslerin sırlarını çözmek için yapılan bu çalışmalar, tarihçilerin ve araştırmacıların heyecanını doruk noktasına taşıyor.

Dijital restorasyon çalışmalarının önde gelen isimlerinden biri olan Stephen Parsons, üniversitedeki son girişiminde büyüleyici bir keşfe imza attı. Bu keşif, rulo haline getirilmiş ve bozulmamış parşömenlerden kurtarılan ilk metni gün yüzüne çıkardı. Parsons'ın bu çığır açan çalışması, tarih ve sanat dünyasında büyük bir heyecan yarattı.

Stephen Parsons, üniversitedeki dijital restorasyon projelerinde çalışan bir araştırmacı olarak tanınıyor. Ancak, son projesi diğerlerinden farklıydı. Üniversite arşivlerinde bulunan rulo halindeki parşömenler, yılların getirdiği yıpranmışlık ve zarar görmüşlükten muzdarip olarak görünüyordu. Ancak Parsons, bu eski belgeleri titizlikle inceledi ve büyük bir keşfe imza attı.

Parsons'ın çalışmaları sonucunda, bu parşömenlerden en az dört ayrı pasajı ortaya çıkarmayı başardı. Bu pasajlar, tarihçiler için büyük bir hazine oluşturuyor. Metinlerin içeriği hala tam olarak anlaşılmış değil, ancak tarihçiler ve dilbilimciler, bu eski metinlerin büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorlar.

Büyük Ödül 700.000 Dolar

Stephen Parsons'ın bu çığır açan keşfi, sadece tarih ve sanat dünyasını değil, aynı zamanda finans dünyasını da heyecanlandırdı. Çünkü Parsons, bu metinleri çözen ilk kişi veya ekibe 700.000 dolarlık büyük bir ödül vadetti.

Bu ödül, tarih meraklıları ve dilbilimciler arasında büyük bir rekabeti tetikledi. Birçok uzman, bu metinlerin içinde kaybolmuş tarih ve kültürel bilgilerin bulunabileceğine inanıyor. Bu nedenle, birçok araştırmacı bu gizemli parşömenleri çözmek için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.

Stephen Parsons'ın bu önemli keşfi, tarihi ve kültürel mirasın korunmasına yönelik yeni bir yolu gösteriyor. Dijital restorasyon teknolojileri, yıpranmış ve zarar görmüş belgeleri yeniden canlandırma konusunda büyük bir potansiyele sahip. Bu keşif, gelecek nesillere daha fazla bilgi ve anlayış sunma potansiyeline sahip.

Tarih ve sanat dünyasının bu büyük keşfe olan ilgisi her geçen gün artıyor. Stephen Parsons, bu gizemli metinlerin çözülmesine katkıda bulunan kişinin veya ekibin tarihi bir başarı elde edeceğine inanıyor. Bu keşif, bilimin ve teknolojinin geçmişi aydınlatma gücünü bir kez daha gösteriyor.