Şimdi Pazar Pazar kalkmış bu haberi okuyordum. Bu mezarı alan psikolojisi ile satan psikolojisini merak ediyorum. Avantajlı mezar var alalım mantığı veya yatırım yapalım hanım mantığı var da ben mi bilmiyorum.
Bu mezarları satma stratejisini oluşturan ortakları da merak ediyorum. Genelde Cem Yılmaz’ın yaptığı tipleme (Sülün Osman) dolandırıcı formatında bir ekip kendi aralarında konuşuyorlar da ağabey mezar işine girsek çok para var mı diyorlar.
İnternet üzerinden dünyaca ünlü firmalar türerken biz niye çıkış yapmayalım mı diyorlar?
Bir de Ölüm ile ilgili beni ilgilendiren ve yıllar önce sorduğum bir soru var: biz ölünce sosyal medya hesaplarımız ne oluyor? Bunları kim kullanıyor? Kullanılmıyorsa kapanıyor mu? Kapanıyorsa bizden sonraki nesillere faydası olsun havaları ile aslında etrafa hava basan ve gittiği yediği yerleri mekanları yemeklerin fotoğraflarını çekenler (ben de dahil) bu önemli altyapı yok olup gidiyor mu?
Ruhlar aleminde bu instagram-face vb hesapların veya like’ların bir değeri olayacak mı?
Giderken; yanımıza sosyal medya hesap şifremizi not edip alamayacak mıyız?
Veya Cenaze esnasında Nişantaşı camisinde gerek kimler geldi, gerekse doluluk oranı ve canlı çekim yapmasını istediğimiz bir vasiyetimiz olacak mı?
Şimdi gelelim külli irade cüzzi irade ve Ötenazi konularına;
Daha önce pek çok kez pek çok ülkede Ötenazi konusu işlenmiş tartışılmış ve çok filme konu olmuştu…
Gerçekten anneniz veya babanız ötenazi istese ne hissedersiniz?
Ötenazi aslında Ölüm hakkıdır. Yasal değildir. Hasta hakkı olduğunu savunan bazı ülkeler olsa da uygulama farklıdır.
Bu konuyu ilk kez 18.yy da Bacon dile getirmiştir. Hastanın acılarına son vermek veya tedavi etmek ile aynı mantıkta olduğunu belirtmektedir.
Ötenazi kendi arasında ikiye ayrılmaktadır. Aktif ve pasif olmak üzere. Aktif olan acılar içinde yaşayan ama yaşamasının hastaya zarar sağlaması durumunda hastanın isteği ile ölümcül ölçülerde morfin vb verilerek hayatına son verilmesi; pasif ötenazi ise hastanın makinaya bağlı ve bilincinin olmadığı ve olamayacağı net olan durumda hastanın önceki talebi doğrultusunda makine ile iletişiminin kesilmesi ve ölüme terk ediş şeklinde özetlemek mümkün.
Peki işi biraz daha zorlaştıralım;18 Yaşı altında çocuğunuz olsa ve acılar içinde kronik hastalığı olsa ;devlet de izin verse Ötenazi uygulaması hakkında ne düşünürdünüz? Kendi çocuğunu öldüren bir ebeveyn olmak nasıl bir his?
Bu konuda Belçika hükümeti Dünya’da ilk kez uygulamaya onay veren hükümet olarak tarihe geçti.(2014 yılından beri)
Hollanda’da da benzeri bir uygulama var ama 12 yaş altına geçerli değil.
Federal Ötenazi Kontrol ve Değerleme komitesi bu ülkelerde faaliyette.
Peki siz ülkede böyle bir komite başkanı olduğunuzu ve hergün birilerinin ölümüne onay verdiğinizi düşünelim;akşam evinize giderken ne hissedersiniz? İyilik mi yaptığınızı yoksa kadere karşı geldiğinizi mi?
Belçika’da Prof .dr Wim Distelmans’ın işi bu …
ABD’de Oregon,Montana,Washinghton gibi bazı eyaletlerde Avustralya’da bu artık yasaldır.
Peki Ülkemizde ve Dinimiz bu konuda ne diyor? Allah'ın verdiği canı Allah alır diyor. Yapılan işlem İntihardır. Buna destek olan da suç işlemiş sayılır diyor.
Hatta başka detay daha var. İntihar eden direkt cehenneme gider diyor.
Neyse ben işi bilen Koçların yaptığı gibi sadece size doğru soru ve saptamalar ile bakış açınıza yönelik pencere açmak istedim. Kendi yorumlarım değil sadece Dünya ve ülkemiz ve dinler ile ilgili bu konularda bilgi aktarmak istedim.
Kalın sağlıcakla ….
