Mevlana Felsefesi!

Eva Meyerovitch, Mevlana’nın Yunan felsefesini ve İslam düşüncesini çok iyi bildiği halde her ikisinde de karar kılmadığını ve hakikati başka vasıtalarla aramaya devam ettiğini söyler. Bunun için Mevlana daima, yüce hakikatin ve eşyanın hakikatinin akıl ile kavranamıyacağını söyler.

Mevlana Felsefesi!
Kategorilenmemiş
Yayın Tarihi : 24-12-2018 12:41
Aklın dağınıklığını tenkit eder. Mevlana’ya göre, dağınık akıl ışıkla ve inayetle aydınlanmayan beşeri ve cüz’ i akıldır. Mevlana bu aklı, şehevi akıl diye isimlendirir. Buna rağmen, saf akla bağlı olan manevi akıl, insan varlığının en önemli kısmıdır der. Filozofik, teolojik ve psikolojik alanda çeşitli konuları işleyen bir kitaptır. Metafizik ve filozofik kavramlar konusunda Mesnevi’de derin bir sistem görülür. [resim=20181224resimHD-124431EO][/resim] Orada, Yunan felsefesinin melhumlarına birtakım doktrinal orijinal elemanlar ilave edilmiştir. Önceki fikirlerden etkileşen kavramlar bile; daha anlaşılır bir metot ve stil içinde sunulmuştur. Mesnevi, manevi vatanından ayrılmakla bir kavalın şarkısı altında, yeni eflatuncu düşünceni bir hatırlanmasıyla başlamaktadır. Mesnevinin her yerinde Eflatun’un felsefesi mevcuttur. Mevlana, Sokrates’e özgü diyaloglarla, muhatabını anlama sanatına çok büyük yer vermektedir. Ancak, Mevlana’nın kişisel doktrini Aristotelesçi fikirlerden oldukça uzaktır. Eva de Vitray Meyerovitch’ göre: Mevlana’da aklı ilgilendiren şey madde ve şekildir. [b]MEVLANA’DAN[/b] Senin görevin aşkı aramak değil; Ancak onunla aranda kurduğun engelleri aramak ve bulmaktır. Aşkı arama, o kayıp değil. Kendini kaybet aşkı bul… Yanlış ve doğru davranmayla ilgili fikirlerin ötesinde bir yer var. Seninle orada buluşacağım. Yara, ışığın sana aktığı yerdir. Üzülme, kaybettiğin her şey bir gün başka surette geri döner. Sessizlik Tanrı’nın dilidir. Kalan her şey kötü çeviridir. İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Gözü, neyi görürse değeri o kadardır insanın. Diken ekersen, gül devşiririm mi dersin? Gül dikmezsen, hiçbir fidan gül vermez sana. Dereler buğdaydır âdeta, bu dünya ise değirmen; fakat değirmene kerpiç götürürsen, ancak toprak elde edersin. [b]MEVLANA KİMDİR?[/b] Mevlana felsefesi, Muhammed Celâleddin-i Rûmî (30 Eylül 1207- 17 Aralık 1273) nin hayat anlayışı ve takipçilerinin yorumlarıyla şekillenen “Mevlevilik” yolunun kaynağıdır. Mevlana, bugünkü Tacikistan sınırları içinde kalan Vahş ) kasabasında doğmuştur. Annesi, Belh Emiri Rükneddin’in kızı Mümine Hatun; babaannesi, Harezmşahlar hanedanından Türk Prensesi, Melîke-i Cihan Emetullah Sultan’dır.Babası, ‘alimlerin sultânı’ unvanı ile tanınmış, Muhammed Bahâeddin Veled; büyükbabası, Ahmed Hatîbî oğlu Hüseyin Hatîbî’dir.”Efendimiz” manasına gelen Mevlânâ adı, kendisine karşı duyulan büyük saygının belirtisi olarak verilmiştir, dönemin İslâm kültür merkezlerinden Belh kentinde hocalık yapan ve Sultan-ül Ulema (Alîmlerin Sultânı) lakabıyla anılan Bahaeddin Veled’in oğludur. Bu hafta Şeb-i Aruz sebebi ile Mevlana Felsefesinden detay paylaştım. Kalın sağlıcakla….