Kiracılar evden çıkmamanın bir yolunu daha buldu

Artan kira bedelleri sık sık ev sahipleriyle kiracıları karşı karşıya getiriyor. Ev sahipleri kiracılarla mahkemelik olup tahliye sürecini uzatmamak adına tahliye taahhütnamesi imzalatmadan ev vermez oldu. Ancak kiracılar bunun da bir çözümünü buldu. İşte kiracıların evden çıkmamak adına bulduğu o yöntem.

Kiracılar evden çıkmamanın bir yolunu daha buldu
YAŞAM
Yayın Tarihi : 15-10-2023 21:06

Son dönemde Türkiye'de kiralık ev arayanların en sık karşılaştığı sorunlardan biri, tahliye taahhüdü imzalamak zorunda olmalarıdır. Ancak bu belge, uzun dava süreçleri ve artan kira fiyatları nedeniyle kiracıları ve ev sahiplerini karşı karşıya getiriyor.

Tahliye taahhüdü, kiracının "Evinizi belirtilen tarihte boşaltacağım" dediği bir belgedir. Ancak birçok kiracı, tahliye zamanı geldiğinde bu imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek tahliyeye itiraz ediyor. İtirazın temel amacı ise zaman kazanmak ve aynı evde uzun süre kalmaktır. Avukatlar, son aylarda imza itirazlarında büyük bir artış yaşandığını belirtiyor ve bu durumun ev sahiplerini mağdur ettiğine dikkat çekiyor.

Hukukçular, tahliye taahhüdü imza itirazlarının sonuçlanmasının 1.5-2 yıl kadar sürebileceğini vurguluyor. Bu durum, hem kiracıları hem de ev sahiplerini bekleyen uzun ve karmaşık bir hukuki süreci beraberinde getiriyor. Kiracılar, dava sonuçlanana kadar evlerinde kalmaya devam edebiliyorlar, bu da ev sahiplerini büyük bir belirsizlik içinde bırakıyor.

Türkiye'de kira fiyatları hızla artıyor ve bu, kiracılar ile ev sahipleri arasında anlaşmazlıkları da beraberinde getiriyor. Kiracılar, yüksek kira bedellerini ödemekte zorlandıklarında tahliye taahhüdüne itiraz etme eğiliminde oluyorlar. Bu durum, kira piyasasında dengesizliğe ve hukuki karmaşıklığa neden oluyor.

Artan tahliye taahhüdü itirazları, ev sahiplerini endişelendiriyor. Ev sahipleri, kiracıların evlerini boşaltmamak için hukuki yolları kullanmalarından dolayı mülkiyet haklarını korumakta zorlanıyorlar. Bu durum, kiracıların da ev sahiplerinin de uzun süreli hukuki mücadelelerle uğraşmak zorunda kaldığı anlamına geliyor.

Tahliye taahhüdü imza itirazları, Türkiye'deki kira piyasasında büyüyen bir sorun haline gelmiştir. Kiracılar, ev sahipleriyle karşı karşıya gelirken, uzun dava süreçleri her iki tarafı da belirsizliğe sürüklüyor. Bu sorunun çözümü için hem kiracılar hem de ev sahipleri arasında adil ve sürdürülebilir bir denge bulunması gerekmektedir.

Son günlerde kiracılar ve ev sahipleri arasındaki anlaşmazlıkların arttığını gözlemleyen hukukçular, bu tür anlaşmazlıkların hızla yayıldığına dikkat çekiyor. Özellikle son aylarda tahliye taleplerinde imza atılmaması veya itiraz edilmesi durumlarının arttığını belirten avukatlar, kiracıların imza atmadıkları veya hukuken geçerli olmayan tahliye taahhüdüne itiraz etme hakkına sahip olduğunu ifade ediyor.

Kiracıların, tahliye taahhüdüne imza atmadıkları veya hukuken geçersiz olduğunu düşündükleri bir taahhüdü kabul etmemek gibi hakları bulunmaktadır. Ancak, avukatlara göre, bu hak bazen kötü niyetli şekillerde kullanılabiliyor. Kiracıların itirazlarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan hukukçular, süreci şu şekilde anlatıyor:

"Son yaklaşık 2 yıldır, ev sahipleri kiraya vermeden önce kiracılardan tahliye taahhüdü almayı şart koşuyorlar. Kiracılar da bu şartı kabul ederek imza atıyorlar. Ancak, tahliye tarihine geldiğinde, kira piyasasındaki sorunlar nedeniyle kiracılar farklı zorluklarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Ev sahipleri, tahliye tarihinden itibaren bir ay içinde icra dairesine başvurarak kiracılara tebligat gönderiyorlar. Bu aşamada kiracı, ya evi 15 gün içinde boşaltmalı ya da bir hafta içinde itiraz etmelidir."

Ancak son aylarda yaşanan gelişmeler farklı bir tabloyu ortaya koymaktadır. Kiracılar, evlerini boşalttıklarında benzer koşullarda yeni bir ev bulamayacaklarını bilmektedirler. Bu nedenle, zaman kazanmak için tahliye taahhüdüne itiraz etmektedirler. Bu noktada, ev sahiplerinin itirazlarını geçersiz kılmak için dava açmaları gerekmektedir. Bu dönemde kira davalarının sayısında patlama yaşanmaktadır ve bu nedenle süreç oldukça uzun bir hal alabilmektedir.

hukukçular, "Özetle, kiracılar için kârlı bir süreç yaşanırken, mülk sahipleri ciddi mağduriyetler yaşamaktadır" diyor. Ev sahipleri, kiracıların tahliye itirazları nedeniyle uzun ve zorlu hukuki süreçlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, hem kiracılar hem de ev sahipleri için karmaşık ve stresli bir sürece yol açmaktadır.

Kiracılar ve ev sahipleri arasındaki bu anlaşmazlıkların artması, hukuki süreçlerin uzamasına ve tarafların mağduriyet yaşamasına neden oluyor. Bu nedenle, kiracılar ve ev sahipleri arasındaki ilişkilerin daha şeffaf ve adil bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bu tür anlaşmazlıkların artması, hem kiracılar hem de ev sahipleri için olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Kira Sözleşmelerindeki Karmaşa Kiracıları Zorluyor

Kiracıların, kira sözleşmeleri sırasında imzaladıkları belgelere dikkat etmeleri gerektiği bir kez daha vurgulanıyor. Kira sözleşmelerinin içerisinde yer alan "tahliye taahhüdü" meselesi, birçok kiracı için kafa karıştırıcı olabilir. Konunun uzmanları, bu taahhüdün kiracılar için taşıdığı önemi anlatıyor.

Kira sözleşmelerinde bulunan "tahliye taahhüdü," kiracının evden çıkmak istediği durumları ele alır. Ancak, bu taahhüt sık sık yanlış anlaşılabilir. Kiracılar, imza atmaya geçmeden önce bu konuyu iyice anlamalıdır. Kiracının, evi terk etmesi durumunda yeni bir evde daha yüksek kira ödemesi gerekeceğini bilmesine rağmen, imza atmaktan çekinmesi çok yaygındır. Avukalar, bu durumu "hukuku kötüye kullanma" olarak tanımlıyor.

Hukukçular, tahliye taahhüdü ile ilgili önemli bir ayrıntıyı da vurguluyor: Bu taahhüt, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ile aynı gün yapılmalıdır. Aksi takdirde, geçersiz sayılır. Kiracı, kira sözleşmesi imzaladıktan ve taşındıktan sonra bu taahhüdü imzalayabilir. Ancak pratikte, sözleşme ile aynı anda yapılması nedeniyle, taahhüdün düzenlenme tarihi ve tahliye tarihi boş bırakılır.

Kiracılar, bazen yeni bir ev bulma telaşı içindeyken, sözleşmenin bir parçasıymış gibi sunulan tahliye taahhüdüne imza atarlar, ancak bu taahhüdün ne anlama geldiğini tam olarak anlamazlar. Bu nedenle, kiracılara imzaladıkları her belgeyi dikkatle okumaları ve anlamaları önerilir.

Tahliye taahhüdü, kiracılar için önemli bir mesele olabilir ve imzalamadan önce dikkatlice düşünülmesi gerekir. Kiracılar, evden çıktıklarında karşılaşabilecekleri mali yükümlülükleri ve sonuçları anlamalıdır. Avukatlar, bu konuda kiracılara önemli uyarılarda bulunuyor ve imza atmadan önce doğru bir şekilde bilgilendirilmelerini öneriyor.

Tahliye taahhüdü konusu, kiracılar için ev sahipleriyle olan ilişkilerinde dikkat etmeleri gereken önemli bir ayrıntıdır. Kiracılar, haklarını ve yükümlülüklerini net bir şekilde anlamalı ve bu konuda profesyonel bir hukuk danışmanından yardım almalıdır. Unutulmamalıdır ki, imza atılan her belge, hukuki sonuçları olan bir taahhüttür ve dikkatle ele alınmalıdır.

Ev sahipleri için, kira sözleşmelerinin imza aşaması sık sık göz ardı edilen ancak son derece önemli bir ayrıntıdır. Kiracının gerçekten imza atan kişi olduğundan emin olmak, ileride oluşabilecek sorunların önüne geçmek açısından kritik bir rol oynar.

Kira sözleşmesi imzalandığında, ev sahipleri için önemli bir adım, kiracının imzasının yanında kendi imzalarını atmalarını talep etmektir. Bu basit önlem, kiracının sonradan "bu imza bana ait değil" iddiasında bulunma riskini azaltabilir. Ev sahipleri, imza karşılaştırma yaparak kiracının kimlik doğrulamasını yapabilirler.

Ayrıca, kira sözleşmesi kimin adına düzenlendiyse, taahhüdü bu kişi imzalamak zorundadır. Kefil veya aile üyeleri gibi üçüncü şahısların imzaları genellikle geçersiz kabul edilir. Bu, sözleşmenin tarafları arasındaki sorumlulukları netleştirir ve ilerideki ihtilafları önler.

Ev sahipleri için bir diğer önemli husus da tahliye işlemlerinin zamanlamasıdır. Taahhüt edilen tahliye tarihinden itibaren ev sahibi, tahliye işlemlerini başlatmak için 1 ay süreye sahiptir. Ancak, bu süre içinde belirli adımlar atılmalıdır. Öncelikle, kiracıya resmi bir tebligat gönderilmelidir.

İşte burada dikkat edilmesi gereken nokta, sürenin oldukça kritik olmasıdır. Kiracının, tahliye işlemine itiraz etme hakkı vardır, ancak bu itirazı yapabilmesi için genellikle bir haftalık bir süresi vardır. Bu süre içinde itiraz yapılmazsa, evi boşaltma zorunluluğu doğabilir. Hatta, haksız ve geçersiz bir tahliye talebi varsa, itiraz süresi geçtiği için kiracı haksız yere mağdur olabilir.

Özellikle çalışan kişiler için, tebligatın ulaşmama sorunu sıkça karşılaşılan bir problem haline gelebilir. Bu nedenle ev sahipleri ile anlaşmazlık yaşayan kiracılar için önerilen bir yol, e-Devlet platformunu kullanarak dava takibi yapmaktır. Bu platform, tüm taraflar için adil bir çözüm sağlayabilir ve hukuki süreçleri daha şeffaf hale getirebilir.

Sonuç olarak, kira sözleşmeleri ve tahliye süreçleri karmaşık olabilir ve her iki taraf için de potansiyel riskler taşıyabilir. Ancak imza doğrulama ve süre yönetimi gibi basit önlemler alarak, bu riskleri azaltmak mümkündür. Ev sahipleri ve kiracılar, sözleşme süreçlerini dikkatle yönetmelidirler, böylece gelecekteki hukuki sorunların önüne geçebilirler.