Lahey’de dopdolu üç gün!

Hiç aklıma gelmezdi 1980 yılında Ajda Pekkan’ın Petrol şarkısıyla Türkiye’yi Eurovision da temsil ettiği Hollanda’nın Lahey şehrine gitmek.

Lahey’de dopdolu üç gün!
Kategorilenmemiş
Yayın Tarihi : 18-12-2018 18:59
Evet geçen hafta sonu üç günlüğüne ülkenin başkenti Lahey sokaklarındaydım. Öyle güzel geldi ki bu tatil az da olsa biraz hava değişimi iyi geliyor insana zaman zaman, THY'nin tarifeli uçuşuyla İstanbul'dan iki saat rötar ile Amsterdam Havalimanı'na indi uçağımız, kısa süreli tatillerde zaman gerçekten önemlidir. Yurt dışı çıkışlarında özellikle Avrupa girişlerinde hep aynı sıkıntı yaşıyor insanlar pasaport kontrolünde nedense tek banko çalışan görevli memurun "neden niye geldin" sorularına cevap vermeye çalışınca bu süre insana zulüm geliyor. O gün de aynı durum söz konusuydu, benim gibi Amsterdam ve Lahey’e konser için gelen Göksel ve Selçuk Balcı da aynı durumu yaşadılar kontrolde. [resim=20181218resimHD-190646ZF][/resim] Daha evvel Amsterdam ve Rotterdam’a geldiğim için buradaki havalimanının ülkenin adeta orta noktası olduğunu bilirim, Lahey yani Denhaag’a bu güzergahtan tren ile gittim. Yaklaşık yarım saat sürüyor 9.5 Euro, sakin bir yolculuk ile adeta mutluluk şehri diyebileceğim Lahey’ e ulaşıyorsunuz. Tam bir Avrupa başkenti diyebileceğim Lahey’e adeta büyülendim desem, trafiğin düzgün akışı, insanların gülümseyişi, düzen ve temizlik hepsi bir arada bu şehirde... Lahey’e şehir merkezine yürüme mesafesinde 7 odalı butik bir otel olan La Paulowna da konakladık, şirin geniş odaları olan üç katlı aile işletmesi oteli Bayan Anuşka işletiyor, tertemiz odaları yanında güleryüzlü personeli ve çok beğendiğim sabah kahvaltısı ile en beğendiğim otellerden oldu La Paulowna, hele vejeteryan menüsü tadılmaya değer ama kahvaltı da peynirli omleti illaki deneyin derim. Dar merdivenlerinden odaya çıkarken eski bir konakta kalıyormuşsun gibi geliyor insana. Anna Paulowna Meydanındaki bu şirin işletmeyi not edin. www.lapaulowna.caom [resim=20181218resim-190813PE][/resim] Belki 30 yıl olmuştu bisiklete binmeyeli ama şehrin her yerinde herkesler bisikletle dolaşınca ben de eksik kalırmıyım, arkadaşım ile tam gün şehiri arşın ettik bisikletle en sevindiğim şeyde unutmamışım bisiklete binmeyi bir anda kuşlar gibi yol aldım Lahey caddelerinde.Hani araba için trafik lambaları vardır ya burada bisikletler için özel trafik lambaları ve yolların olacağını hiç düşünmemiştim doğrusu. Bu arada gizli kalmasın bisiklet ile ilk trafik ceza mı aldım. Nasıl mı ? Efendim şehrin her yerinde bisikletler için park alanı var bendeniz de park alanının çizgi dışına park etmişim bisikletimi kibar insanlar ya bisikletin kenarına uyarı kağıdı bırakmış polisler yarım saat daha geç kalsam meğersem bisikleti götüreceklermiş, ayıkla pirincin atışını o zaman yine ucuz kurtuldum. Yeni yıl dolayısıyla adeta tüm Lahey sokakları süslenmiş, çoğu yerde hazırlıklar non stop devam ediyor, alışveriş çılgınlığı yok ama birbirinden güzel mağazalarda güzel ürünler var. Passage adlı alışveriş pasajında özel mağazalar mevcut. Ara ara avlu tarzında dar sokaklar da ilginç mağazalar var. Eğlence açısından Amsterdam ile yarışmasına imkan yok ama irili ufaklı bar tarzı klupler ile eğleniliyor. [resim=20181218resimHD-190721SZ][/resim] Yemek için gerçekten kayda değer yerler var Lahey de ilk durağım şehrin popüler semti Goesstraat da yeni açılan The Crust House Pizza oldu, yeni açılmasına rağmen buranın pizzaları damak tadıma çok uygun geldi, pizzanın hamuru yanında servisi ve ortamı güzel, dilimlenmiş parmesanlı ,dört peynirli ve özellikle vejetaryan pizza mükemmel geldi bana, mekanın zengin kavı da dikkat çekiyor, hani Lahey de yaşayan tanıdıklarınız var ise The Crust House Pizza’yı şiddetle tavsiye edin derim. Özel toplantılar için ideal bir yer buranın pizzaları o kadar güzel ki telefon ile sipariş ile evlere servis yapılıyor o şimdiden özlediğim pizzalar.Unutmadan The Crust House Pizza’nın tiramususu da olay, www.crusthouse.com Şehrin tam içinde Avm lere çok yakın bir yerde Milu Bar & Restaurant keyif alınacak lezzetin ön planda olduğu bir mekan, bizim Midpointleri andırıyor. Dünya mutfağı olması yanında alkollü içecekleri ve sunumları güzel. Menü olarak dediğim gibi zengin çeşitleri var, biz akşam yemeğinde ortaya Meksika usulü cips, ördek böreği, Hollanda peyniri, zeytin ve patates söyledik nefis idi, şaka değil ketçapını kaşıkla yedim muhteşemdi, genç kızlar ve yakışıklı erkekler servis yapıyor içerisi kalabalık olduğu için dışarda yedik sırf wc yi kontrol edeyim diye mekanı gezdim Milu Bar & Restaurant’ın İstanbul da şube açması şart diye düşünüyorum. www.milurestaurant.cl Konakladığım La Paulowna Hotel’in hemen karşısında Room Restaurant kalın perdelerin arasından içeri süzüldüğünüzde sımsıcak bir restaurant ile karşılaşıyorsunuz. Hollandalı bir kadın servis yapıyor, hep pozitif yazıyor diyeceksiniz ama galiba bugüne kadar yediğim en güzel hamburgerlerden biriydi burada yediğim, sıcak kahvesi ise mükemmeldi, evinizin oturma odası kıvamında bir yer burası. Yaz ve bahar aylarında kapısının önü herhalde ciddi kalabalıkdır Room Restaurantın. [resim=20181218resim-190831WR][/resim] Lahey’de arkadaşım ile ilk karşılaşmamızda "seni yarın tavukçuya götüreceğm" diyince gerçekten çok sevindim her daim sevdiğim bir yiyecek tavuk "ohh burada ellerim ile rahat rahat yerim" dedim, gittiğimiz yer şehrin sanayi bölgesinde fabrikaların arasında Mama Kelly adlı bir mekan oldu. Arabadan inerken bir anda farklı bir yere geldiğimizi anlamamazlık edemezdim. Adamlar sanayi bölgesine şahane bir işletme kurmuşlar fabrikanın içinde çok şık bir mekan Mama Kelly, Pazar günü saat 14 gibi içeri girdiğimizde çoğunluğun şık kadınlardan oluşan bir müşteri profili ile karşı karşıya kaldık bir anda. Rezervasyonlu gittiğimiz için oturacağımız yer belli idi, dükkanın köşesinde havalı bir dj kısık volume de şarkı çalmaya çalışıyordu ama masamıza sipariş ettiğimiz bütün piliç ve ıstakozlar aynı tepside gelince sunumun farkındalığı lezzetin önüne geçti diyebilirdim ama kibarlık olsun diye elim ile yiyemediğim tavuk ve ıstakoz muhteşemdi, hani benim gibi az süreli gelen turistler için gelebilecek en güzel yerlerden biri Mama Kelly unutmadan akşamları Klup Kelly’e dönüyormuş mekan haberiniz olsun 23 Aralık gecesi de Noel Partisi var burada. www.mama-kelly.nl/ Kahvesi ve şık atmosferi ile kanal kenarında Bagels & Beans tam gün ortasında dinlenme yeri özellikle sandviçleri ve salataları ile diyet yapanlar için ideal. [resim=20181218resim-190753EM][/resim] Pek müze gezemedim ama hani şu pilotluğuyla meşhur olan Kral’ın evinin önünde fotoğraf çektirdim, eve girin çıkanlar vardı ama güvenliğin olmaması dikkatimi çekti doğrusu ,nasıl bir yer bu Lahey diye düşündüm bir anda... [resim=20181218resim-190907FB][/resim] Ve Lahey'de Türk cafelerinde otururken birden gözüme 22-23 Aralık da Lahey'de gerçekleşecek alışveriş festivalinin afişi çarptı. Afişte tanıdık fotolar vardı Ömür Gedik ve Sinan Akçıl hemen aradım Ömür’ü nedir benim neden haberim yok diye, ne bileyim onların geldiği tarihte gelir beraber eğlenirdik belki. Meğersem bu yıl 4.üncüsü yapılan bir alışveriş festivaliymiş Fest-l Hijab Rüzğarı herkesin katılabileceği modadan dekorasyona, söyleşiye, konsere, yarışmaların olduğu, yemek standları yanında Sinan Akçıl, Çağatay Akman ve Ömür’ün şarkıları ile katılacağı oldukça yönlü bir festivalmiş, yaklaşık 20 bin kişinin katılması bekleniyormuş, Almanya, Belçika ve Hollanda’dan gelecek katılımcılar için kültür, sanat, moda yanında gastronimiden örnekler sunulacakmış, valla helal olsun Avrupa’da yaşayan Türklere... Ben çok beğendim Hollanda’nın Lahey’ini yani Den Haag’ını daha sıcak havada uzun günlerde gelip cafeler de oturup kahve içmek güzel olurdu...