Değişim Sürecinde PR 2.0

Halkla ilişkiler, iletişimi her kanaldan destekleyerek değişen dinamikleri takip etmeli

Değişim Sürecinde PR 2.0
Kategorilenmemiş
Yayın Tarihi : 26-11-2018 12:42
Toplumların hem kendi içlerinde gelişebilmeleri hem de farklı kültürlerle ortak alanlar belirleyebilmeleri için yönetim disiplinleri çok önemli. Bunların en başında ise o topluma uygun “iletişim disiplinleriyle buluşmak” geliyor. Değişen halkla ilişkiler dinamikleriyle birlikte iletişim araçları da hedef kitlelere ulaşım konusunda farklı bir boyuta ulaştı. Artık her şey çok hızlı. Bunun sebebi yalnızca teknolojik altyapının sunduğu imkanlar değil, insanlar da hayatın içinde hıza kapıldı gidiyor. Yöneticiler daha hızlı sonuç elde etmek istiyorlar. Daha hızlı konuşulsun Daha hızlı mail atılsın Daha hızlı müşteriye dönülsün Yeni iletişim kanallarının oluşması, daha fazla bilgiye daha az maliyetle elektronik ortamlarda ulaşma imkanı tanıyor. Diğer yandan bu kadar hızın içinde - doğal olarak - iletişimde hata yapma payı da artıyor. Yani aşsında teknoloji, halkla ilişkiler yöneticilerine, yaratıcı fırsatları, yönetilmesi gereken alanları, yeni görevleri ve sorumlulukları beraberinde getiriyor. [resim=20181126resim-124425JW][/resim] Geleneksel PR, kurum mesajlarının daha çok konvansiyonel iletişim araçlarını kullanarak hedef kitleye ulaştırılması üzerine uzmanlaşmıştı. Bundan 10 yıl evvel bir marka algısı oluşturulurken “uzmanlık, güvenilirlik ve otorite” ön planda tutulurdu. Artık tüketiciler o markayı yansıtacak ilgi alanlarına dokunan başlıkları ya da kişileri takip ediyorlar. Yeni nesil PR yani dijital platformların kullanıldığı bir iletişim yaklaşımı, marka hikayelerine kullanıcıları da dahil etmeyi destekliyor. Burada bir iletişimciyi diğerlerinden ayıracak en önemli unsur nedir? Oluşturulan hikayeleri doğru zamanda, doğru dilde ve doğru platformda paylaşma kabiliyetidir. Halkla ilişkiler sektörünün kurucusu olarak bilinen çok değerli Akademisyen/Yönetici Prof.Dr.Alaadin Asna ‘Halkla İlişkiler’ kavramını şöyle tanımlamış: “Karşıdaki hedefe en etkili kanalları seçip sözümüzü gönderecek bir çalışmadır, sonra da oraya kulak vererek onlardan gelen reaksiyonları ölçtükten sonra geliştiren bir çalışmadır.’ [resim=20181126resim-124445RG][/resim] Dolayısıyla tüm iletişimcilere düşen görev: Kuruluşları geleceğe taşıyabilme adına; Kurumun vermek istediği mesaj ve sektördeki konumunu doğru analiz ederek iletişim stratejilerini oluşturmak, bu stratejiyi doğru kanalları kullanarak etkili şekilde uygulamak, bu kanallar sayesinde daha fazla kişiye ulaşmak, geri dönüşlerin takibini yapmak ve bu doğrultuda tekrar yeni aksiyonlar belirlemektir.