Gümüşhane, Türkiye'nin gizli hazinelerinden biri olarak kabul edilen coğrafi işaretli ürünlerinden biri olan Siron'u, yepyeni bir maceraya taşıyor. Siron, önce Hollanda'ya ardından Kanada'ya ihraç edilecek.
Gümüşhane şehrinde geleneksel yöntemlerle üretilen ve un, tuz ve su kullanılarak imece usulüyle hazırlanan coğrafi işaretli Gümüşhane Sironu, genç girişimci Ali Doğan tarafından dış dünyaya tanıtılıyor.
Asırlardır Gümüşhane ve çevresinde "Siron" ve "Ziron" adlarıyla anılan bu lezzet, geçtiğimiz yıllarda coğrafi işaret tescili alarak Gümüşhane'nin ihraç ürünlerinden biri haline geldi.
Gümüşhane Sironu, pişirilmiş yufkanın sıcakken katlanıp kesilmesi ve ardından özel bir yöntemle fırınlanarak kurutulmasıyla elde ediliyor. Sonrasında ise tereyağlı sos, yoğurt veya sıcak suyla ıslatılarak servis ediliyor. Hem hızlı hazırlanabilir olması hem de hafif yapısı nedeniyle, bu lezzet Gümüşhane'de ve çevresinde sıkça tüketilen bir yiyecek olarak biliniyor.
Covid-19 salgını öncesinde ilk ihracatını gerçekleştiren ancak yasaklar nedeniyle bir süre ara vermek zorunda kalan Ali Doğan, yasakların kalkmasıyla birlikte ihracat girişimlerine hız verdi. Hollanda'ya 150 koli Siron, erişte, köy eriştesi ve yaprak mantı ihraç edildi.
Yeni tescil ettikleri "Sironcu Baba" markasıyla Avrupa pazarına adım atan Doğan, şimdi de Kanada ile bağlantı kurmuş durumda. Yakın bir gelecekte Kanada'ya da Siron ihraç etmeyi planlıyor.
Gümüşhane Sironu, bu lezzetin sınırları aşarak uluslararası arenada tanıtılmasıyla yeni bir sayfa açıyor. Ali Doğan'ın girişimciliği, bu özel ürünün dünya çapında tanınmasına katkı sağlıyor. Gümüşhane'nin gururu olan Siron, farklı kültürlerdeki damakları şimdiden fethetmeye başlıyor.
Türkiye'nin gururu ve mutluluğuyla, endüstriyel üretime geçip ihracata yöneldiklerini söyleyen bir firma temsilcisi, "Dünyaya açılmanın vakti gelmiştir" dedi. İlk başta evlerde imece usulüyle üretilen ve Siron coğrafi işaret belgesiyle iç piyasada yer bulan ürünler, artık uluslararası pazarlara açılmaya hazır.
Firma, iki yıl önce Hollanda'ya ilk ihracatlarını gerçekleştirdiklerini ve bu süreçte numune ürün gönderdiklerini belirtti. O günden bu yana gelinen noktada ise Hollanda'ya 150 koli ürün gönderildiğini ifade etti. Firmanın hedefi ise Avrupa pazarına açılmak ve aynı zamanda Kanada'da da adını duyurmak. Temsilci, "Öncelikle Avrupa, ardından Kanada" dedi.
Firma, Türkiye'nin ekonomik zorluklarından çıkmanın anahtarının üretim ve ihracat olduğuna inanıyor. Bu nedenle, Siron, erişte, köy eriştesi ve yaprak mantı gibi ürünleri Hollanda'ya gönderiyorlar. Bu ürünler genellikle marketlere ulaşıyor ve Hollanda, Almanya ve Avrupa'nın dört bir yanına e-ticaret yoluyla ulaştırılıyor. Ayrıca, firma kendi markası olan "Gümüş Doğan" ile Avrupa pazarına açılmış durumda. Temsilci, "Sironcu Baba" markasıyla da Avrupa'da ürün satmaya başladıklarını söyleyerek, bu başarının kendilerini çok mutlu ettiğini vurguladı.
Siron üreticisi Ali Doğan, Covid-19 salgını nedeniyle bir süreliğine ihracata ara vermek zorunda kaldıklarını açıkladı. Ancak şirket yetkilileri, salgın sonrası ihracatın yeniden başladığını ve hedeflerinin daha büyük olduğunu belirtti.
Covid-19 salgını döneminde, Siron ürünleri Avrupa'ya bir palet gönderdiğini ve bu gönderinin ardından 10 paletlik bir talep aldıklarını hatırlatan şirket yetkilileri, ancak unlu ürünlerin ihracatının yasaklanmasıyla bu süreci beklemeye aldıklarını belirtti. Siron CEO'su, "Bugün ihracat, unlu mamullerde kalktığı için, ihracatımızı gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Şu anda gönderdiğimiz ürünler 1 ton 200 kilogram ağırlığındadır. Hedefimiz, tırbazı, konteyner bazlı ve gemi bazlı ihracat yapmaktır" dedi.
Siron ürünlerinin, coğrafi işaret taşıyan özel bir ürün olduğunu ve Türkiye genelinde farklı isimlerle anılan yaygın bir yerel ürün olduğunu ifade eden şirket yetkilileri, "Avrupa'daki Türkler, bu lezzetleri özlemle bekliyorlardı ve koli koli alıp götürmek istiyorlardı. Bu, bize Avrupa pazarına açılma fırsatı sundu. Ürünlerimizi tanıtmak için fuarlara katıldık ve bu lezzetleri Avrupa'ya taşımayı başardık" dedi.
Gümüşhane'de, devletin üreticilere destek sağlayarak ülkenin cari açığını kapatma hedefine katkı sağlaması gerektiğini dile getiren uzmanlar, madenlerin yanı sıra pestil, köme, siron gibi alternatif üretimlerle şehrin ihracat potansiyelini artırmanın önemine dikkat çekiyorlar.
Ülkenin ekonomik dengelerini koruma ve cari açığı kapatma amacıyla devletin üreticilere destek sağlaması gerektiğini belirten uzmanlar, Gümüşhane gibi madenlerle ünlü bir şehirde, maden kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle alternatif üretimlere yönelmenin önemini vurguluyorlar. Bu konuda önemli açıklamalarda bulunan isimlerden biri de Gümüşhane'nin önde gelen iş insanlarından Ahmet Doğan oldu.
Ahmet Doğan, maden şehri olarak bilinen Gümüşhane'de madenlerin sınırlı bir kaynak olduğunu ve bu kaynakların bir gün tükeneceğini belirterek, şehrin ekonomisinin çeşitlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Doğan, Gümüşhane'nin geleneksel lezzetleri arasında yer alan pestil, köme, siron gibi ürünlerin üretimi konusunda büyük potansiyel taşıdığını ve bu ürünlerin ihracatının artırılmasıyla şehrin ekonomisinin güçlendirilebileceğine dikkat çekti.
Ahmet Doğan, kısa süre içerisinde glutensiz karabuğday unundan tarhana üretimine başlayacaklarını belirterek, Türkiye'de bu alanda faaliyet gösteren sadece 3 firma arasında yer alacaklarını ifade etti. Üretim sürecinin başladığını ve ürünün tamamen ihracat odaklı üretileceğini belirten Doğan, bu konuda yapılan tüm ARGE çalışmalarının tamamlandığını kaydetti. Glutensiz ürünlerin dünya genelindeki talebinin giderek arttığını ve bu alanda büyük bir pazarın bulunduğunu söyleyen Doğan, Gümüşhane'nin bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Gümüşhane'nin ekonomisinin geleceği için atılan bu adımların şehre büyük katkı sağlayacağına inanan iş insanları, devletten de destek bekliyorlar. Gümüşhane'nin alternatif ürünlerle uluslararası piyasalarda daha fazla yer alabileceğini vurgulayan uzmanlar, bu yönde yapılan yatırımların şehrin ekonomisini güçlendireceğine inanıyorlar.
