Onur Aktaş yazıyor...
Bazı diziler vardır ki, yıllar geçse de değerinden hiçbir şey kaybetmez. 2014-2015 yılları arasında yayınlanan Kara Para Aşk da tam olarak böyle bir yapım. Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün başrollerini paylaştığı dizi, dönemin en çok konuşulan yapımlarından biri olmuş, aldığı ödüllerle başarısını taçlandırmıştı. Bugün, tam 10 yıl sonra Netflix’te yeniden izleyiciyle buluşarak yine rekorlar kırması, dizinin ne kadar zamansız ve güçlü bir hikâyeye sahip olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Kara Para Aşk, polisiyeyi, aşkı ve dramı öyle ustaca harmanlamıştı ki, izleyici kendini olayların tam ortasında buluyordu. Engin Akyürek’in canlandırdığı Ömer ve Tuba Büyüküstün’ün hayat verdiği Elif, izleyicinin kalbine kazınmış, hikâyeleri Türkiye sınırlarını aşarak dünya çapında bir fenomen hâline gelmişti. Nitekim, Akyürek’in Seul Drama Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanması ve Emmy adaylığı da bunun en büyük göstergesiydi.
Dizinin yıllar sonra Netflix’te tekrar yayınlanıp 2014’ün en çok izlenen yerli yapımı olması, izleyicinin kaliteli hikâyelere her zaman değer verdiğini kanıtlıyor. Tuba Büyüküstün’ün de söylediği gibi, “Bu işi yapmanın, bir hikâye anlatmanın en güzel tarafı bu galiba... Hiç eskimiyor.” Gerçekten de güçlü karakterler, etkileyici diyaloglar ve sürükleyici senaryolar yıllar geçse de izleyicinin ruhuna dokunmaya devam ediyor.
Bugün Kara Para Aşk sadece bir nostalji değil, hâlâ heyecanla izlenen bir yapım. Belki de bu başarının sırrı, insana dair en temel duyguları, aşkı, adaleti ve kaybı en saf hâliyle anlatmasında saklıdır. Bir hikâye, anlatıldığı zamana sıkışıp kalmadığında değil, her dönemde izleyiciye dokunabildiğinde gerçekten kalıcı olur. Ve Kara Para Aşk, işte tam da bunu başarmış görünüyor.
